Başım dağ, saçlarım kardır,

Deli rüzgârlarım vardır,                              

Ovalar bana çok dardır,

Benim meskenim dağlardır.

 Şehirler bana bir tuzak,

İnsan sohbetleri yasak,

 Uzak olun benden, uzak,

Benim meskenim dağlardır.

Kalbime benzer taşları

Heybetli öter kuşları

Göğe yakındır başları

Benim meskenim dağlardır

Yârimi ellere verin

Sevdamı yellere verin

 Elleri bana gönderin

Benim meskenim dağlardır.

Bir gün kadrim bilinirse

İsmim ağza alınırsa,

 Yerim soran bulunursa

Benim meskenim dağlardır.

                                               SABAHATTİN ALİ

    Sinop’ta 24.’sü yapılan Sabahattin Ali Kitap Fuarı 3 Ağustos’a kadar devam ediyor. Yerel yazarlar yanında, ülkenin seçkin yayınevlerinin de stantları var. Ve binlerce kitap, okurlarını bekliyor o stantlarda. Ne yazık ki yozlaştırılmış, sadece teknolojik olanakları kullanan yediden yetmişe halkımız, okuma fakiri olmuş. Neredeyse dışarıdan gelenler de olmasa stantlar hepten boş kalacak.

    Bir düşünün hele,  bu memlekette, cehaletin berrak beyinleri yarattığını belirten üniversite öğretim üyesi, hala çalışmaya devam ediyor. Neredeyse ödüllendirilip makam alacak. Çünkü cahil kafaları yönetmek kolay… Sürü gibi istediğin yere yönlendir. Zaten son on sekiz yıldır yapılan seçim sonuçları bunu kanıtlamaya yetmiyor mu?

    Celladına kellesini uzatan koyunlara döndük. Takım tutar gibi parti tutmaya başladık. Fikirler zincire vuruldu. Yandaş, yandaş olmayan diye ikiye ayrıldı bu ülkenin insanları. Emin olun o yandaş dediklerimiz, kişisel çıkarları için veriyor oylarını. Her oy, bir getirim kapısı onlar için. Örnek mi?

    Televizyon kanallarında yüzlercesini görmek olanaklı… Bir zamanlar iktidarı yerden yere vuranlar, şimdi öve öve bitiremiyorlar? Pekâlâ, ne değişti de övgüyü hak etti iktidar?

    İçlerinde bakan olanlar bile var! Oysa muhalifken, ağızlarından çıkanı kulakları duymuyordu.

     Kültür dedim de, sanırım Devrek’te artık Bastonun yanına yine Kültür sözcüğü eklenmiş. Yıllarca yeme içme festivali olarak değerlendirilen yaz aylarına sonunda kültürel etkinlikler de eklenmiş. Bu olumlu gelişmeyi gündeme alanları şimdiden kutluyorum. Umarım daha da ileri ulusal bağlamda bir kültürel etkinliğe dönüşür festival…

    Rüştü Onur, Müfide Güzin Anadol, Zihni T. Anadol, Mithat Yaban, Mustafa Kademoğlu, İbrahim Tığ gibi şair ve yazarlar yetiştirmiş Devrek, daha nicelerini de yetiştirir elbette. En azından onların anımsanması bile onurlu bir davranış…

    Kültür festivaline ben de katılacağım elbette. Yazdığım “Müfide” romanıyla Devrekli yazarlar gurubuna ben de ilk adımlarımı attım. İlk kez katılacağım için de heyecanlıyım..