Birkaç gündür delicesine yağan yağmur sonunda yerini parçalı bulutlu bir havaya terk etti. Sabah ve akşam oldukça serin. Güneşin göründüğü zamanlarda ise yakıcı bir sıcak var. Anormal bir durum gibi görünüyor havanın bu hali. Tıpkı siyasetin haline benziyor…
İktidar partisi, pardon yanlış söyledim; tümüyle sivil bakanlardan oluşan hükümet ve onun tartışılmaz tek lideri ne derse o oluyor memlekette. Bir zamanlar İş Bankasında Atatürk’ün mirasını yedi CHP diye suçlamışlardı. Mahkemelerden şamarı yiyince uzun süre sustular. Yerel seçimler yaklaşınca şimdi yeniden kaşımaya başladılar aynı konuyu.
Ülkenin başındaki, ben o paraları CHP’ye yedirtmem demeye getirdiği sözleriyle gündem yapmaya çalışıyor. Oysa Atatürk, İş Bankası hisselerini tümüyle o zamanlar ayrı olan Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na bağışlamış; denetleme görevini de kurucusu olduğu CHP’ye vermişti. CHP, İş Bankası Genel Kurulunda dört üye ile bu görevini yapıyor Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına bakılırsa…
Sonra ağız değiştirdi Tek adam: “Bir Devlet Bankası yönetiminde siyasiler görev alamaz gibisinden sözler etti. Bir bakıma geri adım attı önceki söylemlerinden. Ama şu anda devletin tüm bankaları, banka gibi çalışan kurumlar zaten devletin elinde değil mi? Hem de çalışanları AKP belirlemiyor mu? Eee, akıl tutulmasında olan bir memleketi idare etmek hakkaten kolaymış meğer.
Türkiye’de siyaset ne ise Sinop’ta da aynı… Şükürcü bir millet olduk vesselam. Yapılan zamlar dolar, Avro düşünce geri alınıyor mu? Tarlada üretici yok pahasına satıyor ürününü. O ürünü alanlarsa Pazar yerine kadar giden aşamada akıl almaz zamlarla tüketicinin anasını ağlatıyor doğrusu. Karpuz tarlada otuz kuruş, tezgâhta iki lira. Domates, biber, patlıcan da öyle…
Dedim ya şükürcü bir toplum olduk diye; vatandaşın artık gıkı çıkmıyor. Eskiden, Zamlara, Zulme, İşkenceye başkaldıran, meydanlarda yapılan haksızlıkları haykıran millet, sokağa dahi çıkamaz oldu. Ya bu memleketin aydınlarına, aktivistlerine, televizyon karşısında papağan gibi iktidar yalakalığı yapanlara ne demeli?
Dedim ya Sinop da geleneğe uymuş. Bir CHP vekiliyle Sinop’ta siyaset gerçekten zorun zoru… Hele diniyle, inancıyla sınanmış bu inanlara ne anlatırsanız anlatın beyhude. Başka bir yol olmalı!
Bi Şey Yapmalı CHP…
Ülkenin geleceğine dair projeler, çözüm yolları üretmeli. Kısır döngülerden uzaklaşmalı. Hele pati içi hizipleşmeleri tümüyle terk etmeli. Emin olun Genel Merkezden kaynaklı bir sorun, CHP’yi yıpratmakla kalmıyor, her geçen gün insanları CHP’den hızla uzaklaştırıyor. Barıştan, Birlikten, Varlıktan sloganlarla söz eden CHP, Adaleti, hakkı, huaşın üzerinde. kuku önce kendi içinde sağlamalı ki milleti inandırabilsin.
Aylardan hazan ayı… Okullar açıldı. Ama bu iktidar, kendi okulunu bile nitelikli, niteliksiz diye ikiye ayırabiliyor. Bu ayıp onların elbette… Kendi yetiştirdiği öğretmenine güvenmeyen bir devlet olabilir mi? KPSS dediler, o da yetmedi, mülakat dediler. Anlaşılan “Hamili yakınımdır!” dönemlerine geri dönüyoruz. Yetmiş yıldır sağ iktidarların elinde olan Milli Eğitim’in önünden milli sözcüğü de kaldırılıyor. Tümüyle dine ve uhrevi derslere yönelik içeriklerle okullarımız adeta İHL oluyor. Bilimsel ve laik eğitim rafa kaldırıldı. Dindar ve kindar nesil yetiştirmek için yola çıkanlar muratlarına erdiler. Şimdi o nesil artık on altı yaşın üzerinde. Yenileri de geliyor peşlerinden. Görülmemiş bir hızlılıkla eğitim sistemiyle oynuyorlar. Eğitim sendikalarının da mıy mıy etmekten öte sesleri çıkmaz oldu. Bu konuda en önde gelen sendika Eğitim Sen idi. O da ne tuhaftır ki dibi yok bir kuyuya düştü sanki!
Sinop’tan bu günlük bu kadar!
