Advert
Advert
Advert
                          TÜYAP GÜZELDİ

TÜYAP GÜZELDİ

Bu içerik 1195 kez okundu.

 

     10 Kasım’ın benim için iki ayrı özelliği var bundan böyle. Birincisi Atatürk’ü ölüm yıldönümünde anmanın hüznü! İkincisi İstanbul Kitap Fuarına ilk kitabımı imzalamak için katılmanın sevinci.

    Hüzün ve sevinç nasıl bir arada yaşanabilir?

    “Benin naçizane vücudum elbet bir gün toprak olacaktır…” diyen Atatürk’ün fikirleriyle, ilkeleriyle, devrimleriyle içimde yaşıyor olması hüznümü sevince dönüştürüyor. Böylece de sevincim ikiye katlanıyor birden.

    Demokrasiye, insanca, hakça bir düzene hasret kaldığımız bu günlerde onu özlemle, hasretle anıyoruz. Saygıyla eğiliyoruz manevi huzurunda.

    Fuar alanında yazarlarla tanışmak, onlarla sanattan, edebiyattan sohbet etmek, okurlara kitap imzalamak gerçekten ömrümde hiç yatmadığı duyguları yaşattı bana.

    Taylan Özbay’ı tanıdım standımda. Yayınevinin sahibi. Kitaplarıyla ülkenin tanınmışlardı arasında yerini almış. Onun Atatürk ve Uğur Mumcu ile ilgili yazdığı kitapları bir solukta okuyorum. Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında cephede savaşın en şiddetli zamanlarında bile kitap okumaktan çalmayan Atatürk’ü tanıdım. Anıtkabir’deki kitapları görünce insanın inanası gelmiyordu onca kitabı okuduğuna. Ama Taylan Özbay’ı okuyunca inandım artık. Hele de okuduklarının altını çizip, kitapların boş yerlerine notlar yazışı inancımı daha da pekiştirdi.

    Vacit Kelebek’le birlikte imzaladık kitaplarımızı yanımızda Alanya’dan ve Ankara’dan gelen iki yazar daha vardı. Bize ayrılan süre içinde onlarla da kaynaştık. Kitaplarımızı imzaladık birbirimize. Ve en güzeli, torunlarım yanımda, çocuklarım yanımda, yıllardır görmediğim, göremediğim dostlarım yanımda…

    İlk kitabıma bu kadar ilgi olacağını belki de yayınevi bile beklemiyordu. Bu yüzden de onların yüzündeki endişeli hali sezmiştim. O endişeli hal, daha ilk dakikalarda yerini büyük bir huzura bıraktı. Çünkü stantta en pahalı kitap benim kitabımdı. Bu yaşam pahalılığında okur alır mı almaz mı endişesiydi yüzlerindeki bu endişe. Neyse ki hayal kırıklığına uğramadılar, uğratmadım onları. Bu konuda da sevinçliyim.

    Halis’e Abla, daha önce kitabımı almış olmasına rağmen yine geldi ziyaretime. Ona da sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

 

 

 

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
BAŞKAN BOZKURT: TABURUN GİTMESİNE ULUPINAR KAYITSIZ KALDI
BAŞKAN BOZKURT: TABURUN GİTMESİNE ULUPINAR KAYITSIZ KALDI
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM