Advert
Advert
Advert
                             YENİ YIL GELDİ

YENİ YIL GELDİ

Bu içerik 1667 kez okundu.

 

    Yeni yıla girdik artık. Bu gün bir dedik..Acısıyla mayhoşuyla, ekşisiyle geride kaldı 2018. İnsanlık savaşları hiç bitmedi. Biteceğe de benzemiyor bu gidişle. Özellikle Ortadoğu’da, ortalık kan gölü. Petrole dayalı rant kavgaları dur durak bilmiyor. Bundan da etkilenen ülkelerin başında bizim ülkemiz geliyor. Çünkü bizi kemiren o terör olayları, o ülkelerden besleniyor. Ve yıllardır bir türlü kurtulamadık, onların saldırılarından.

     İnsanca yaşamak varken, bu güzelim memlekette üretmek varken, ekonomik yönden, kültür ve eğitim yönünden ilerlemek varken tüm enerjimizi giderek artan dış kaynaklı bu terör olaylarını önlemek için harcıyoruz. Hele bir de bizi birbirimize düşürmeye çalışan Kan emiciler ver ya içimizde. İşte onlarla uğraşmaktan artık gına geldi desem yeridir.

     Ulusal Kurtuluş Savaşı verdiğimizden bu yana bu yılla birlikte tam bir asır geçti. Bakın tarih kitaplarına, bir asır varlığını sadece kendini geliştirmek için harcayan ülke sayısı parmakla gösterilemeyecek kadar azdır. Ama şu gerçeği de unutmamak gerekmez mi? İkinci paylaşım Savaşında yerle bir olan memleketler bile bizi geride bıraktılar. Atatürk’ün işaret ettiği Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmakta sınıfta kaldık yani…

     Oysa eğitim konusunu en başa alsaydı siyasiler; göstermelik okur-yazar yetiştirmek yerine bir devlet politikası haline getirebilselerdi. Her gelenin oyuncağı yapmasalardı. Devlet okullarının tümünü siyasi rant kaynağı yapmaktan çıkarıp nitelikli hale getirebilselerdi bugünkü konumumuz daha başka olurdu bundan adım gibi eminim.

     Elin oğlu fırsat bulduğu her anında kitap okurken biz, neredeyse kitap okumayı yasaklar hale geldik. İstatistikler de bunu doğrulamıyor mu?

     Yazarlarımız, düşünürlerimiz, eğitimcilerimiz hep siyasi baskı altına alınmadı mı?

     Uğur Mumcular, Abdi İpekçiler, Ahmet Taner Kışlalılar, Bedrettin Cömertler, Sabahattin Aliler neredeler şimdi?

      Daha eskilere gidelim: Nesimiler, Pir Sultanlar neredeler?

      Sivas’ta yakılan Asım Bezirciler, Muhlis Akarsular nerede?

     Ya içeri tıkılıp da, kederden ölen İlhan Selçuk nerede?

     Ağır Kanser hastası olduğunu bile bile hapse tıkıp ölümüne yol açtığınız Türkan Saylan nerede?

     Şimdi biz, 2019 yılına girerken, hangi umutları taşıyoruz ki! Yanmış tutuşmuşuz yıllarca. Ama bizi yakıp tutuşturanların keyfi yerinde. On binlerce lira maaş alıp yan gelip yatıyorlar. Ülkenin yüzde doksanından fazlasını da yılda bir verdikleri yüzde dört beşlik artışlarla süründürüyorlar değil mi?

      Eline fileyi alıp, bir ay asgari ücretle geçinmeye çalışsın bakalım başımızdaki! Denemek bedava…

      Eskiden üç maymunları oynardı yalakalar. Artık dört maymunları oynuyorlar. Bilimsellikten uzak, başımızdaki ne derse o oluyor. Ülkede çalışma olacağı bulamayan gerçek aydınlar da atlarına binip bu güzel ülkeyi terkettiler.

      Nobel ödülünü aldı diye kendi yazarını linç eden bizden başka ülke var mıdır acaba? Örneği hemen karşımızda işte Orhan Pamuk! Bir de Nobel’i dinamiti buldu, insanlık düşmanı diye tüm kaka yapmadılar mı?

      Oysa o dinamit bulunmasaydı?

      Koca koca dağlar dakikalar içinde yerle bir edilip yollar nasıl yapılacaktı? Ya yerin altında madenler nasıl çıkarılacaktı?

      Edison Ampülü bulmasaydı, şimdi siz, o ampulü partinize amblem zor yapardınız değil mi?

      Ya elektrik bulunmasaydı?

      Kuduz alışı bulunmasaydı?

      Motor icat edilmeseydi?

      Matbaa keşfedilmeseydi?

      Bilgisayarlar, televizyonlar, akıllı telefonlar… Say sayabildiniz kadar…

      Bir de bizim memleketimizin haline bakın. Bütün bunları kullanırken aklımıza, hiç değilse bir de bizim buluşumuz olsa! Adına bizim insanımızın adını verdiğimiz bir icadımız olsun diye mölüm mölüm bakıyoruz.

      Eğitimde dünyanın en gerisindeki ülkeler arasındayız. Bir zamanlar, dünyaya örnek olan Köy Enstitülerini kapattık. Taşımalı, kaynaştırmalı diyerek köy okullarını kapattık. Eğitim sistemini yap boz tahtasına çevirdik. Yüz binlerce öğretmenimiz atanmayı beklerken, lise mezunu gençlerle kapatmaya çalıştık öğretmen açığını. Hatta, bütün yaz bedava maaş alıyorlar diye öğretmenleri aşağılayan iktidar mensupları bile çıktı.

     Böyle bir memlekete az bile yapıyor egemenler. Milliyetçiliklerine toz kondurmayanlar, milliyetçiliği ayaklar altına alanlarla işbirliği yapıyor kendi bekası için.

     Hal böyleyken, millet hak ettiğince yaşar,, deyip geçiyoruz. Oysa, bu durumdan kurtulmak için Atatürk bize yol göstermedi mi?

     “İçinde bulunacağın koşullar ne olursa olsun, mücadele etmekten vazgeçmeyeceksin!” demedi mi?

     Bu memleketin yarısı, bir insanın düşündüğünü düşünüyor. O bir insan da bu ülkenin beyinsizleri için düşündüğünden, memleket işte bu kadar idare ediliyor…

           

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM
CHP İLÇE BAŞKANI DİKENLİ: ULUPINAR ARTIK KENDİNE GEL
CHP İLÇE BAŞKANI DİKENLİ: ULUPINAR ARTIK KENDİNE GEL