Pazartesi günü, AKP Cumhuriyet Meydanı’nda bir gövde gösterisi yapmaya çalıştı. Herkes biliyor ki o gün civar köylerden binlerce kişi gelir. Ya ürettiklerini satar ya da alış-veriş yapar. Saat 14,30’da yapılan gövde gösterisine milletvekilleri, belediye başkanları da davetliydi herhalde ki, Oluşan kalabalık o davete icabet edenlerin birlikte getirdikleri kişilerdi çoğunlukla. Ve kenardan köşeden, ayrı partilerin insanları; yapılan konuşmalara kulak kabartmak için bekliyorlardı.

     Elbette bir parti, adayı için bir program yapacak. Hatta adayını tanıtmak için her tür gayreti de gösterebilir. Buna itirazımız yok. Ama belediye olanaklarını kullanarak çalışma yapması dahası, devlet olanaklarını ardına kadar kullanması büyük bir haksızlık değil mi?

     Hadi siz iktidar nimetlerinden yararlanıyorsunuz diyelim ya diğer partiler? Onlar hangi olanaklarıyla gövde gösterisi yapacaklar? Ve seçim eşit koşullarda, demokratik bir seçim olacak?

     Bu soruya verilen yanıt kocaman bir HİÇ’tir bence.

     Aday ve projeleriyle ilgili herhangi bir öngörüm yok şimdilik. İlerleyen günlerde göreceğiz onları. Ama bana ilginç gelen, neredeyse 19 yıldır bu ülkeyi yönetenler, memleketi per perişan etmişler meğer. Baksanıza aday, Devrek’i yaşanası bir Devrek yapacakmış! Duy da inanma! Şimdiye kadar aklınız neredeydi de şimdi uyandınız o kış uykusundan?

     Akıllı Başkan ortalarda yok!

     Parti teşkilatı ortalarda yok!

     Halk desteği dersen neredeyse yok hükmünde

     Hangi güçle yaratacaksınız yeni Devrek’i?

     O eski projelerden bu güne gelenleri satın bence!

     Hatta Belediye binasının tümünü de satın. Satın ki, artık Devrek’te belediyeye ait taşınmaz hiç kalmasın!

     Ülkenin hatırı sayılır zenginleri, varlıklarını bir bir satıp, başka ülkelerin vatandaşı oluyor. Sayılarının iki binleri aştığı söyleniyor. Bu ne menen iştir ki, parasını ülke insanlarından kazananlar, ülke için yatırım yapmaktan vazgeçiyor artık.

     Tanzim satışlar vardı bir zamanlar doksanlı yıllarda. Eve, kuyruklar da vardı... Hatta daha eskilerde yetmişli yıllarda da vardı tanzim satışlar. Hele o yıllarda, bir yandan Kıbrıs sorunu, bir yandan ekonominin dar boğazlara girmesi yüzünden Belediyeler, halka ucuz ve piyasalarda bulunmayan malları satıyorlardı. Sonra AKP iktidarı çıkardığı bir kanunla kapattı tanzim satışları. Çünkü bir AVM zinciri oluşturuldu. Böylece küçük esnafların ticaret yapmalarının önü de kesildi. O zamanlar Tanzim Satış yerlerindeki kuyruklara yokluk kuyruğu diyenler, kendi oluşturdukları tanzim satışlarda oluşan kuyruklara bereket kuyruğu diyorlar. Bunu demek için insanda gerçekten ar damarının çatlamış olması gerek.

     Yahu, iki kilo patates, iki kilo soğan, iki kilo elma almak için kuyruklarda bekleyenlere soruyorum şimdi:

     O AVM’leri, kurduran zihniyet, niçin oralarda ucuzluk yaratmaz da vatandaşı sokaklarda o soğukta kuyruklarda bekletir?

     Yanıtı gayet kolay!

     Bu toplum nasılsa koyun, Başında da Bir Çobanla bir Kurt. Güt güdebildiğin kadar.

     Aşık Daimi’nin şu dizeleriyle sonlandırayım yazımı.

     “Koyun olduk yürüdük peşi sıra...”

     Bu akıl tutulmasıyla daha çok yürürüz…