Seçimler bitti. Devrek on dokuz yıl sonra bahara kavuştu martın sonunda. Çetin, yanındaki ekibi yeni belediye başkanı oldu. CHP Devreklilerin umudu oldu. Dağlarına bahar geldi yurdumun…
Büyükşehirleri, başta İstanbul’u kaybedersek bu büyük bir yenilgidir bizim için diyenler şimdi, zafer sarhoşu oldular yine. Ankara gitti. İstanbul gitti. Adana, Mersin gitti. Hâlâ biz zafer kazandık diyebiliyorlarsa eğer; sözün bittiği yerdeyiz demektir.
Projelerin yaşam bulma zamanı artık. Bu ekonomik bunalım içinde nasıl yaşam bulur? Bu konuda da kafa yorma zamanı.
Çetin Başkan, artık tüm Devreklilerin başkanı. Parti üyesi olmak başka, insan sıcaklığıyla tüm belde halkını kucaklamak daha bir başka. Şimdi varlık, birlik, dirlik zamanı. Bu ilkeler doğrultusunda mazbatasını alır almaz, Sosyal belediyecilik anlayışına geçişin ilk icraatlarına başlayacak. Ona bu yeni kutsal görevinde başarılar dilerken. Tüm varlığımla yanında yer alacağımı. Gerek köşe yazılarımla, gerekse işaret ettiği tüm görevlerle onun başarısı için mücadele edeceğime bu sütunlarımda da söz veriyorum…
Devrek, eskiden sanatsal değeri olan bastonlarıyla ünlenmişti. “Baston her yerde bastondur. Ama üzerinde ağaca dolanan yılan motifi varsa o Devrek Bastonudur.” Sözünü bir özdeyiş gibi dağa taşa yazdırmıştı Çelebi Usta. Ama sonrasında, baston ayağa düştü. Sanatsal değerini yitirdi. On liraya bakkallarda satılır oldu. O zaman artık festivalin adını Baston Festivali yerine DEVFREK KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ yapma vakti çoktan geldi.
Sanatı, sanatçıyı koruyan kollayan bir belediye anlayışı, olmazsa olmaz bir görev. Sosyal Belediyecilik anlayışı bunu gerektirir.
Üretime yönelik çalışmalar başlatmak gerekir. Yeni iş alanları yaratmak için çaba göstermek gerekir. Bir zamanların o iş alanı dolu Devrek’i yeniden inşa etmek gerekir.
Şehircilik anlayışının yeniden değerlendirilmesi gerekir. İşte önümüzde, yakınımızda örneği var. Hem de bir dönemde Çaycuma’yı bir Avrupa bir dünya kenti yapan Bülent Başkan var. Daha seçimden bir gün önce başkanımıza her tür desteği vereceğini söyledi herkesin huzurunda. Fazla uzaklara gitmeye gerek yok…
Devrek’in neredeyse yirmi yılını boş yere hibe edenlere inat, yaşanası Yeşil Devrek için hep birlikte çalışacağız. Herkes elini taşın altına koyacak.
Temizlikse, önce evimizin önünden başlayacağız. Çiçekler içinde yazı kışı bahar kokan bir Devrek için var gücümüzü koyacağız elbette ortaya.
Bir atın nalının mıhı olmak, bir vatan kurtarmakla eş değerdir değil mi?
Ceketinin sadece bir kolunu kendisinde bırakan bu millet evlatları olmasaydı şimdi kim bilir bu memleket hangi ulusların manda ve himayesinde köle gibi yaşayacaktı. Nazım Hikmet ne güzel anlatmış Kuvayı Milliye adlı şiirinde. Kadınlarımız, Kambur Kerim, İstanbullu Şoför Ahmet. Kartallı Kazım… Ölen öküz yerine kendisini kağnı arabasına koşan yürekli insanlarımız…
Şimdi de yeniden birlik ve beraberliğimizi o kutlu günlerdeki gibi inşa etme vakti gelmedi mi?
Sen, ben yok! Biz varız artık. El ele, iktidara hep birlikte…
