YSK gerekçeli kararını açıkladı sonunda. Hem de 250 sayfa. Ama o sayfa sayfa gerekçeleri okuyanlarda koçman bir sıfır not aldı. Seçim iptaline şerh düşenlerin yazdıklarına bakılırsa bu iptalin muktedir iptali olduğu gün gibi aşikar.
Artık seçime bir aydan az kaldı. Malum televizyon kanallarında CHP’ye ve Ekrem İmamoğlu’na akla ziyan her tür iftirayı atıyorlar. Hani çamur at, yapışmazsa da izi kalsın misalinden…
Bu seçimlerde oylarımız çalındı diyenler, iütal gerekçesinde hırsızlık olayına yer vermeyince Canım ben onu halk deyişiyle söyledim!” diyerek kıvırmaya başladılar. Kıvırmayan tek kişi, elbette ki Cumhurbaşkanı… Hatta neredeyse seçimden hemen sonra “elimizde yapılan hırsızlığın görüntüleri var” bile demişti. Şimdi de yedi yüzden fazla sandık başkanını itham ederek onları hırsızlıkla suçluyor. Ama bugüne kadar da ortada ne görüntü ne de gerçekten hırsızlık yapan bir sandık başkanı var. Zaten de suçlayan hiç ayırmadan itiraz edilen sandıklardaki tüm başkanları kastediyor.
Ne gariptir ki, sandıkta hırsızlık yapan bu sandık görevlileri hakkında şu ana kadar yasal işlem yapıldığına dair hiçbir bilgi yansımadı.
Karşı oy kullanıp şerh düşen YSK başkanı, gerçekte elde edilen bulgu ve belgelerin seçim yenilemesine neden olamayacağını önemle belirtiyor. Ama her ne hikmetse, dört asil ve üç yedek üye oylarıyla seçimin yenilenmesine karar veriliyor. Oysa yedek üyeler toplantılara katılabilir, oy kullanamazdı yasaya göre. Bizde hak, hukuk, adalet kavramları yerle bir edildiğinden artık bu alanda da hukukun tam ve inanılır gerçekleşmesi beklenemez.
İnsanların kendi ülkesindeki hukuka güvenememesi ne acı şey değil mi?
Oylar çalındıysa çalan kim?
İtiraz edilen sandıklarda üç aşağı beş yukarı Binali Yıldırım önde. Yani AKP. Öyleyse oyları çalan ya da çalanlar gaiplere mi karıştılar dersiniz.
Şimdi seçimler yenilenecek 23 Haziran’da. İktidarın umudu, CHP’lilerin o günlerde tatile gitmeleri ve oy kullanmamaları. Ama bu konuda da yanılıyorlar. Tüm ülkede CHP bu seçime odaklandı. Gözlemcileriyle, müşahitleriyle, avukatlarıyla, milletvekilleriyle seçimin sağlıklı yapılması için var gücüyle çalışacak. Sandıkta kazanılan zaferi masa başında bırakmayacak yani.
Mütevazi kişiliği ile Ekrem İmamoğlu daha şimdiden gönüllerin başkanı seçildi. Derman belediyecilik anlayışına bu kez de İsrafı önlemek adına çalışmalarını, projelerini yürütüyor.
Tıpkı Ankara belediye başkanının, eski başkana verilen üç makam aracından ikisini geri aldığı gibi. İstanbul’da da milyonlarca lira ödenerek kiralanan makam araçlarına el atacak ve o araçların akıbetlerini gün yüzüne çıkaracak. Kim bilir belki de altından yine AKP ve onun yakınları çıkacak ne dersiniz?
