Merhabalar sevgili okurlar. Uzunca bir zamandır yazılarıma ara vermiştim. Biraz dinleneyim dedim. Bir de üç ay sonra raflarda yerini alacak yeni romanımın düzenlemeleriyle uğraştım açıkçası. İki aydan fazla oldu Sinop’a gittim. Bir prefabrik ev yaptırmıştık geçen yaz başlangıcında. Eşim ancak bir buçuk ay kalabildi evde. Şimdi, evin hemen yanında aile kabristanında eve karşı yatıyor sonsuzluğun uykusuyla…

    Eşimden ayrılmak zorunda kalışımın sebebi amansız hastalığı. Çok gördü bize hayatımızın bundan sonrasını da birlikte geçirmeyi. Radyasyon Onkolojisi uzmanı Doktorunun bir tetkiki gözden kaçırması, kanserin beyin zarına yayılmasına yol açtı. Ama doktor da insan sonucunda o da zaman zaman yanılgı içine düşmüş olabilir diye sakin durmaya çalışıyorum. Çünkü aynı Hastanenin nöroloji bölümünden Prof. Serap Hanım, bu gibi durumların memleketimizde çok yaşandığını anlattı üzülerek…

    Eşimin sağlık sorunları nedeniyle güncel siyasetten de epeyce uzak kaldım. Ama her şey çok güzel oldu güzel ülkemde. Başta üç büyük ilimiz olmak üzere Derman Belediyecilik anlayışıyla hareket eden adaylarımız seçimden başarıyla çıktılar. Şimdi artık iş zamanı, eylem zamanı. Projeleri yaşam içine sokma zamanı. Rahat. Huzurlu bir gelecek için çalışma zamanı. Seçmen artık CHP ve Millet ittifakına güveniyor. Bunu 23 Haziran’da yinelenen İstanbul seçiminde gördük. Bu güvene layık olmak için çok çalışmak gerek. Kimseyi incitmeden, kırmadan, dökmeden hem de. Ama havadan gelir elde edenlere de dur diyerek elbette. Haksız kazanç sahiplerinin su akan yerine set germek de en öncelikli görev olmalı değil mi?

    Yerelde belediye hizmetlerinin takipçisi olacağımı bilin. Doğruları öveceğim gibi kusurları da gözler önüne sereceğim yazılarımla. Bu günlük bu kadar…