Resmi av sezonu 13 Ağustos’ta açılıyor. Avcılık sporuna meraklı dostlarımız heyecanlı, kıpır kıpır.

    Tüm hazırlıklarını tamamlayan avcılarımız, Av bayramlarını da yapmaya başladılar, Hüsnü bey değirmeni mevkiinde geçtiğimiz Pazar Zonguldak Avcılar Kulübü “Av Bayramı”nı coşkulu bir şekilde yaptı.

   Sırada Devrek Avcılar ve Atıcılar Derneği’nin Av bayramı var.

   2016-2017 Av Sezonunun kazasız, belasız geçmesini temenni ederim.

   Ülkemiz ne yazık ki çok zor bir süreçten geçiyor. Her gün şehit haberleriyle yüreklerimiz dağlanıyor, tüm şehitlerimize rahmet, yakınlarına sabır dilerim.

  ***

   Bilindiği üzere; Avcılık İnsanlık tarihi ile başlar, tarihte ilk insanlar toplayıcılık ve avcılıkla hayatlarını idame ettiriyorlardı.

  Zaman içerisinde İnsanoğlu aklını kullanarak, taşları sivriltip balta yapmış, sonra  geliştirerek mızrak, bıçak yapmışlardır. Yüzlerce yıl sonra ise ağaç dallarından bir güç elde etmeyi keşfederek, ok ve yayı yapmışlardır.

   Ava fazla yaklaşmadan, ok atmak suretiyle avlanmak, avcıları av karşısında daha avantajlı duruma getirmiştir.

   İnsanoğlu bu avantajı daha da ilerletmek için yüzyıllarca kafa yormuştur.

   Tüm çabalar, ok ve mancınık gibi aletleri daha uzağa nasıl atarız diye düşünürken, 1400’lü yıllarda Marko Polo isimli bir gezgin o sıralar çok az bilinen Çin’den “Barut” denilen müthiş buluşu, Batı’ya getirmiş ve silah konusunda devrim yapan bu madde, Literatüre  “Ateşli Silah” deyimini sokmuştur.

***

  Artık bundan sonra; gerek savunma, gerekse av ve spor için yapılan bütün silahlarda Barut kullanılmıştır.

   Bugün; Büyük Roket ve Füzelerde kullanılan bazı değişik yakıtların haricinde tüm ateşli silahlar barut’un itme gücüyle çalışmaktadır.

   Silah sanayi, son yıllarda müthiş bir gelişme yaşamıştır, artık “Çakar almaz” denilen av tüfeklerinin yerini modern, otomatik av tüfekleri almıştır.

   Sürdürülebilir avcılığı savunan idealist avcılar, haznesi üç’ten fazla olan silahları avda kullanmayıp, av’a da yaşama şansı tanıyorlar.

   Kurallara, yasalara uyarak avlanırsa, avcılık sporunun yaban hayatına zararı yoktur.

   Asıl zarar; Çarpık kentleşme ve yaban hayatının hoyratça kullanıp, yaban hayvanlarının barınaklarının yok edilmesidir.

   Irmak ve derelere yapılan HES’lerdir, orman yangınları çıkartıp, o alanları imara açmaktır.

                                                        SINIFSIZ TOPLUM

   Benim kariyer yapmış her meslekten; Milletvekili, Doktor, Savcı, Avukat, Belediye Başkanı , Öğretmen gibi Avcı dostlarım vardır. Yıllarca bu dostlarla avlandım.

   Sınıfsız toplum sadece avcılardır.

   Çoban ile Kral’ı aynı sofraya oturtan “Av Sporu”dur. Orada kariyerlere bakılmaz, herkes eşittir, insandır ve avcıdır.

    Kominizm; Sınıfsız toplum diyerek yola çıkmıştır. Ancak; O görüşte zavallı halk sınıfsız ve eşittir.

    Politbüro üyeleri ve seçkinler, eşit halka zulmetmekte ve köleleştirmektedir, bunun içindir ki birçok ülke böyle bir rejimden uzaklaşmıştır.!

GÜNÜN SÖZÜ: “Aç at yol almaz, aç it av olmaz.!”

AÇILIMI:  “İş gördürdüğünüz kişilerin haklarını tam olarak vermezseniz… Kendisinden yararlanamazsınız.!”