Ayılar sadece armut’un değil, bal’ında en iyisini yer. Nasıl mı?
Kaçkar dağlarının zirvesinde üretilen, organik Kaçkar balı daha kovanından çıkmadan satılıyormuş.
Üreticiler bu sezon hayal kırıklığına uğramış, geçen seneye göre kovan sayısını yüzde kırk arttırmalarına rağmen.. Hasatta yüzde elli azalma olmuş.
Kaçkar bal firması yetkililerinin açıklamalarına göre; “Bir yıl önceden sipariş aldığımız müşterilerimize ancak yarısını teslim edebileceğiz” diyorlar.!
Nedeni ise; Kaçkar dağlarında yaşayan boz ayıların kovanları parçalayıp, ballarını yediğini belirtiyorlar. Ne kadar önlem alırlarsa alsınlar ayıların balları çalması engellenemiyor.
Hatta firma yetkilileri, boz ayılar ürün tadım uzmanımız oldu, yıllık 50-100 kovanı ayıların tadımına ayırdık.. diyerek espri yapıyorlar.
***
İşte böyle, Devlet korumasındaki ayılar, armuttan sonra balında en iyisini seçerek yiyor.
Zira Merkez Av Komisyonu kararına göre ayı avı tüm yıl yasaktır, yasağa uymayanlara caydırıcı çok ağır para cezaları uygulanmaktadır.
Doğu Karadeniz’de ki kadar olmasa da, Batı Karadeniz bölgesinde dolayısıyla ilçemizde de boz ayılar bolca yaşamaktadır.
Geçtiğimiz yıllarda Devrek ilçemizin Sabunlar Köyünde, boz ayı dana’yı parçalamış, köylüler saldırılar sürerse diye şaşkın…
Aralarından üç kişilik heyet seçip, İlçe Kaymakamı’na çıkmışlar, “Efendim, ayı hayvanlarımıza saldırıyor, avı yasak, şaşırdık ne yapmamız gerekiyor?” demişler.
Kaymakam; biraz düşünmüş, “Hayvanlarınıza sahip çıkın” diyerek heyeti savmış.
Kapıdan çıkan köylülerden biri dayanamayıp mırıldanarak; “Sende ayılarına sahip çık” demiş.
Devlet korumasındaki Ayılar, zaman zaman ilçemizde küçükbaş hayvan hırsızlığı yapmakta, bazen de yakaladıkları köylüleri dövmektedirler.
Aslında üreme evsimi dışında ayılar son derece zararsız, sakin hayvanlardır. “Ayının dişini görmeyen, Başını kabak sanır” demiş büyüklerimiz.!
EMEKLİ
Paşalığa terfi edemeyince emekli olan Albay, evde sürekli oturmaktan, karısıyla her gün ağız dalaşına girmekten sıkılınca, bakkalına gider.
- Sana ayda 300 lira vereyim, karşılığında seni ve işyerini her gün denetleyeyim der.
Bakkal teklifi cazip bulur, kabul eder. Hem para kazanacak hemde deneyimli Albayın uyarılarını dinleyecektir.
Emekli albay, ertesi sabah 8’de işyerine gelir, mesai sonuna kadarda denetimlerini yapar.
Üç gün sonra bakkal sıkılır, dayanamaz…
- Albayım alın şu 300 liranızı ben bu işten vazgeçtim der.
Emekli Albay; manav, kasap, lokantacı, kırtasiyeci tüm mahalle esnafına aynı teklifi yapar.. ancak bir süre sonra hepsi sıkılır, anlaşmayı bozar.
Son olarak gittiği manifaturacı ile yıldızları barışır, denetim işi aylar sürer, çok güzel anlaşırlar.
Manifaturacı Albayın her istediğini “Başüstüne” diyerek yerine getirir.
Şaşıran Albay bir gün dayanamaz sorar;
- Yahu arkadaş, tüm mahalle esnafı benim denetimlerime dayanamadı, seninle çok iyi çalışıyoruz, bu başarımızın sırrı nedir? Der.
Manifaturacı, derhal “hazır ol”a geçer.
- Albayım, bende emekli Başçavuş’um…
GÜNÜN SÖZÜ: “Sen gönül defterini yaparsan, Gelip karalayan çok olur”