Maalesef sıcak ve nemli havalar, mevsim değişiklikleri, sel haberleri ve bitmez tükenmez şehit haberleri… Zor günler geçiriyoruz.
Ancak; Balık hafızalı bir millet olduğumuz için bu filmi ne kadar izlersek izleyelim, unutuyoruz. Hükümetin vaatlerine, algılarına, kelime oyunlarına, pembe tablolara kanmaya, inanmaya devam ediyoruz.
Lafa gelince hemen herkes AKP hükümetlerinden şikayet ediyor, hatta pek çok AKP üyesi arkadaşlar bile.
Şurası bir gerçek ki, halkı bıktıran bu hükümetin son bulması için, Türkiye’yi yönetebilecek bir hükümet seçeneğinin oluşturulması gerekmektedir.
Öyle, Ben yaparım, biz yaparız diyerek hamasi nutuklarla, boş laflarla olmaz.!
Milletin ikna edilmesi şarttır.
O hükümet seçeneği ciddi bir şekilde ortaya konulmadan, AKP hükümetleri son bulmaz.
***
Biz neden böyle olduk, kısaca “Kutuplaştık” ta ondan, karpuz gibi ikiye bölündük, neredeyse kimliğimizi kaybettik.
Bizleri ağır, ağır, sinsi, sinsi değiştirip, ayrıştırıyorlar.
Çanakkale Savaşı’nı, Kurtuluş Savaşı’nı bile küçümseyen, milli bayramlarımızı bayram olmaktan çıkartıp, basitleştirenlerden başka ne beklenirdi.
Daha yeni Ayhan Oğan denilen bir eski AKP yöneticisi “Yeni devlet kuruyoruz” dedi.
Peki ne oldu? Devleti yönetenler sadece “Kınadı” bizi onun söyledikleri bağlamaz dediler, ört, bas etmeye çalıştılar.
Bunu muhalif biri söylese ne olurdu? Yazmak bile lüzumsuz, hayatı kayardı.
***
BunlarI fark edemiyor muyuz? Neden tepki göstermiyoruz?
Nedeni şu; Bizi yönettiğini sananlar, böyle istiyor da ondan. Onlar; Silik, ezik, tepkisiz, sorgusuz, muhtaç olmamızı istiyor… İstemekle kalmayıp bu planlarını başarıyla uyguluyorlar.
Azıcık sesi çıkanı eskiden “Ergenekoncu” diyerek, şimdi ise malum “Fetö”cü suçlamalarıyla susturuyorlar, sonrada “Kurunun yanında bazen Yaş’ta yanar” diye savunuyorlar.
Fetö ile yan yana resimleri olan Ayhan Oğan Devleti yıkmaktan bahsediyor, ömründe Fetö’yü görmemiş, okullarında okumamış, Asya Bank’ı bilmeyen birçok masum sürünmekte.
El insaf.
Birey güç olduğunun farkında değilse, Güç sahipleri, onu gütmeyi, şekillendirmeyi ve ezmeyi başarıyla uygularlar.
Çaresi; birlik ve beraberliktir, kutuplaşma tuzağına düşmemektir, Adalet ve Demokrasiden asla taviz vermemektir.
Kabullendikçe biz bunları hak ediyoruz demektir.
DOKTOR
Ünlü bir kalp doktorunun arabası bozulur, arabasını tamirciye götürür. Tamirci arabanını kaputunun açar ve doktora dönerek, “Size bir şey soracağım” der.
- Neredeyse sizinle ben aynı işi yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım ve bir bakışta problemin nerede olduğunu anlayacağım.
Kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekiyorsa motoru söküp yenisini takacağım.
Söylesenize nasıl olurda siz doktorlar para içinde yüzerken, biz oto tamircileri meteliğe kurşun atıyoruz?
Bunun üzerine, doktor tamircinin kulağına eğilir ve şöyle der…
- Bunların hepsini motor çalışırken denesene…
GÜNÜN MISRASI: “Yol uzun Varlık onun, gerisi hep angarya,
Yüzüstü çok süründün, kalk ayağa Sakarya.”
(Necip Fazıl Kısakürek)