FIRAT DEĞİL, DİCLE

Adalete ve devlet adamlığının hassas yükümlülüklerine vurgu yapmak isteyen Özcan Ulupınar "Fırat’ın kenarından bir kuzuyu kurt kapsa vebali bizdedir. O şekilde çalışacağız. Allah’ın izniyle çok güzel işler başaracağız" diyor.

Birincisi: Fırat değil, Dicle olacak.

İkincisi: Dicle'yi Fırat'ı boş ver, Devrek Çayı'nın kenarında koskoca bir mahalle sel altında kaldı, Özcan Ulupınar'ın esamesi duyulmadı.

Heyelan oldu, cemali görülmedi.

Aday olunca Karşıyaka kıymete bindi. 'Karşıyaka bizim göz bebeğimiz' dedi.

Siz gözünüze böyle mi bakıyorsunuz?

Hassasiyetinizi görmüş olduk.

Aday olmasanız, yıllarca uğramazdınız.

TOKİ

Gittiği her yerde vatandaşa mavi boncuk dağıtan Ulupınar, hesapsız kitapsız konuşuyor.

Vatandaşı saf yerine koymuyorsa, kendi saflığını ortaya koyuyor.

TOKİ konutlarına gidip "Altyapı sorununuz var. Selde 1.5 - 2 milyon civarında zarara uğradınız. Hepsini biz yönetime gelince çözeceğiz" diyor.

TOKİ'yi AK Parti hükümetinin yaptığını, o dönemde kendisinin milletvekili olduğunu, hatta belediyenin de AK Parti'de olduğunu bilmeyecek kadar saf değildir umarım.

Meğer TOKİ, altyapısı olmayan, yağmur yağdığında evleri su basan bir site yapmış.

Sel sonrası yapılan iyi şeyleri Devlet yaptı oluyor, selin sorumlusu da Çeto.

YENİ SANAYİ

İki dönem belediye başkanlığı, iki dönem de milletvekilliği yapan Ulupınar, yirmi yıldır çözmediği sorunları yerinde tespit etmek için olay mahalline gitmiş.

Bana çok samimi geldi.

Şaka şaka.

Oy istemeye gitmiş.

Yoksa ne işi olur orada.

MARAZLAR'A DA UĞRA

Köy odası tarzında bir sosyal tesis yapma sözüne karşılık suyunu aldığınız Marazlar sakinleri sizi değil belki ama sandığı dört gözle bekliyor.

Adamların suyunu aldınız, sözünüzü unuttunuz.

Sosyal tesis yapacağım diye oraya döktüğünüz çakıl, yirmi yılda epey bi dağılmış.

Dile kolay. Tam yirmi yıl olmuş.

Lafa gelince "Fırat’ın kenarından bir kuzuyu kurt kapsa vebali bizdedir"

Havalı ve iddialı bir söz. Kulağa da hoş geliyor.

Fakat onu bile yanlış biliyorsunuz.