‘İnsan sevdiğinden vazgeçer mi hiç’ diyorlar.
Ben de diyorum ki; İnsan sevdiğine zulmeder mi?
Sevmedikleri bir tek kulağımızın arkası kaldı.
Şimdi de oraya göz diktiler.
Haydi, bi daha, bi daha, bi daha diyor.
**
Celladına âşık olmuşsa bir millet
İster ezan, ister çan dinlet
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet
Müstahaktır ona her türlü zillet.
Dünya üç beş bilgisizin elinde
Sanırlar ki tüm ilim kendilerinde
Üzülme, eşeği eşek beğenir
Bir hayır var sana bana kötü demelerinde.
Felek ne cömerttir aşağılık insanlara
Han, hamam, dolap, değirmen hep onlara
Kendini satmayan adama ekmek yok
Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya.
Her gün biri çıkar, başlar ben, ben demeye
Altınlarıyla gümüşleriyle övünmeye
Tam işleri dilediği düzene sokar
Ecel çıkıverir pusudan: Benim, ben diye.
Ömer Hayyam
TUVALET TERLİĞİ
Ali efendi ‘hesabınız çetin olacak’ diye buyurmuş.
Hayırdır?
Kim adına hesap soruyorsun?
Öbür tarafta da mülakatı siz mi yapacaksınız?
Siz hesap vermekten muaf mı tutuldunuz.
Vatandaşın bu dünyadaki hesabı çok çetin zaten.
Soğan 30, kıyma 300, bir kap et yemeği 100 Lira olmuş.
Vatandaş bıktı usandı.
Tuvalet terliğine bile razı artık.
ÖNÜMDEKİNİ KALDIR
Vatandaşın biri lokantaya gidip çorba istemiş.
Çorbayı getiren garson sormuş.
-“Arkadan ne alırsınız?”
Bozulan vatandaş cevabı yapıştırmış.
-Sen önce önümdekini kaldır.