Bir sokak röportajı sırasında mikrofon uzatılan 84 yaşındaki bir kadının sözleri izleyenleri kahretti.

Kirasını ödeyebilmek için bulaşıkçı olarak iş aradığını belirten yaşlı kadın " 100 lira borç aldım, ilacımı almaya gidiyorum. Kirada oturuyorum, çocuklarım anca kendini geçindiriyor. Bir kiramı verecek durumda değilim. İş arıyorum bulaşık yıkamak için. Bayram geldi geçti, daha benim evime et girmedi. Affedersiniz mis gibi geliyor pidenin kokusu ama alamıyorum" dedi.

Sözün bittiği yer burası.

Türkiye’nin geldiği nokta burası.

Emeklinin durumu tam da böyle.

91 yaşında ucuz ekmek kuyruğunda bekleyen bir başka vatandaş “Çok zorluklar gördük ama böylesini görmedik” diyor.

Bana demiyor!

22 yıldır tek başına iktidarda olana diyor.

Yerelde onun temsilcisi olanlara diyor.

Devrek’te durum farklı mı?

Hayır.

Emeklinin maaşı ev kirasına anca yetiyor.

İktidar partisine verilecek her oy, ekonomiden ve halimden memnunun demek.

Emekli ve dar gelirli vatandaş AK Parti’nin kulağını çekip iyi bir ders vermezse, bu hükümet bize dört yıl boyunca zırnık vermez.

Bu seçimlerde sadece belediye başkanı seçmeyeceğiz.

Ekonomiye oy vereceğiz.

Geleceğimize oy vereceğiz.

Gasp edilen maaşların düzeltilmesini sağlayacağız.

Hakkımız olanın verilmesini sağlayacağız.

Bunun için önce iktidarı uyaracağız.

Bu seçim emeklinin seçimi olacak.

Dar gelirlinin seçimi olacak.

Yoksa değişen hiçbir şey olmayacak.

SURİYELİYE VAR, EMEKLİYE YOK

Suriyeliye, mülteciye kaynak bulan hükümet, emekliye gelince kaynak bulamıyor.

Emekliyi açlığa, sefalete mahkûm ediyor.

Suriyeliler için kırk elli milyar dolar harcadığını söyleyen iktidar, gerekirse bir elli milyar dolar daha harcarız diyor.

 Üstat Necip Fazıl’ın Sakarya Türküsü şiirinde “Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya” dediği gibi.

Kendi yurdumuzda garip kaldık.

Mülteciler ise zevki sefada.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ''İnşallah 31 Mart 2024 tarihinde bu kötü gidişe dur diyeceğiz'' dedi.

Allah söyletiyor.

Bu kötü gidişe dur demezsek çok daha kötü günler göreceğiz.