Siyasetçiler halkı etkilemek ve galeyana getirmek için afili sözler söylemeye bayılır.
Bazen öyle sözler ederler ki, ne olduğunu, ne anlama geldiğini, lafın nereye gittiğini kendileri bile bilmezler.
Tıpkı AKP İlçe Başkanı İsmail Cinbir’in “31 Mart akşamı Devrek, beş yıllık fetret dönemini sonlandırıp aklanacaktır” demesi gibi.
Özcan Ulupınar’ın belediye başkanlığından sonraki süreci ‘boşa geçen yıllar’ nitelemesi gibi.
Zira Ulupınar’dan sonra Devrek Belediyesi’ni yedi yıl daha AKP yönetti.
Seçim koordinasyon merkezi açılışında bu cümleyi kurdu.
Büyük laf ettiğini zanneden Cinbir’in tarih bilmediği anlaşılmış oldu.
Fetret döneminin ne olduğunu Cin Ali’ye anlatır gibi anlatalım.
*
Fetret Dönemi; Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt’ın 1402 Ankara Savaşı'nda Timur’a karşı kaybederek esir düşmesi sonrası, hayattaki beş oğlundan dördü arasındaki taht kavgaları nedeniyle 1402'den 1413'e kadar süren kargaşa dönemidir. Bu süreçte dağılan Osmanlı birliği, 1413 yılında, I. Mehmet (Çelebi Mehmet) tarafından yeniden sağlandı. Bu gelişmeye bağlı olarak Çelebi Mehmet için "devletin ikinci kurucusu" tabiri kullanılmaktadır.
Fetret Dönemi size birilerinin hayatını, yaşadıklarını ve şimdiki durumunu anımsattı mı?
Arif olanlar anladı.
*
Hem siyasi, hem de ticari açıdan boşta kalan Özcan Ulupınar, düştüğü yerden yeniden kalkmak için değil, siyasi olarak yükselmeye başladığı yere düştüğü için aday oldu.
İki dönem belediye başkanı, iki dönem de milletvekili seçilen Ulupınar, halkın verdiği desteği ve yetkiyi iyi kullanamadı.
Rahmetli Veysel Atasoy gibi anılmak için çıktığı yolda, başladığı noktaya dönmüş oldu.
Beş aday adayından hiçbirisi ile seçim kazanamayacağını anlayan AKP Devrek İlçe Teşkilatı ‘bir umut’ Özcan Ulupınar’ı aday yaptı.
Özcan Ulupınar da ‘son umut’ olarak kabul etti.
Ulupınar bu seçimlerde partisi için ya ‘Çelebi Mehmet’ olacak.
Ya da tarih olacak.
AKP İlçe Başkanı İsmail Cinbir, Belediye Başkanı Çetin Bozkurt’a laf söylemek isterken cehaletini göstermiş oldu.
Sayın Cinbir, tarih bilmediğinizi gördük, okumadığınızı anladık.
Eğitim önemli, okumak daha önemli.
Hitap ettiğiniz kitlenin zekâ seviyesini küçümseyip karnınızdan konuşmayın.
Biliyorsanız konuşun aydınlansınlar, bilmiyorsanız da susun, sizi bir şey sansınlar.
