14 Mayıs seçimlerine saatler kaldı artık. Dört adayla başlayan Cumhurbaşkanlığı yarışı, Muharrem İnce’nin çekilmesiyle üçe düştü.

Siyasette 24 saat çok uzun bir süre. Bu sayının ikiye düşme ihtimali bile söz konusu.

Kaç aday olursa olsun, vatandaş olarak sandık başına gidip oyumuzu mutlaka kullanmalıyız.

Yaşadığımız sosyal ve ekonomik zorluklardan kurtulup, adaletin tecelli ettiği, hakça paylaşıp insanca yaşayacağımız bir Türkiye’nin inşası için, aklımız, vicdanımız ve prensiplerimizle karar vermeliyiz.

Ben şahsen;

-Yalana karşı hakikat

-Zulme karşı adalet

-Vicdansızlığa karşı merhamet

-Tek adamlığa karşı ortak akıl/milli irade

-Yandaşlığa ve torpile karşı liyakat

-Yolsuzluk ve hırsızlığa karşı helal kazanç

-Rantçılığa karşı üretim, alın teri ve emek

-Kutuplaşmaya karşı kardeşlik ve barış diyorum.

TUHAF

Sıfır terör ile yönetimi devralıp 21 yıldır ülkeyi yöneten kişilerin beka sorunundan bahsedip terörü bitirme sözü bana tuhaf geliyor.

Şeker fabrikalarını satıp tarım ve hayvancılığı bitme noktasına getirenlerin üretimi artırma sözleri bana tuhaf geliyor.

İşsizliği önleyemeyip özellikle genç işsizliği artıranların biz çözeriz demesi bana tuhaf geliyor.

Rusya’ya olan 20 milyar dolar doğalgaz borcunu bir yıl erteleyip seçim öncesi vatandaşa bir ay doğalgazı vermeleri tuhaf geliyor.

“Paramız var ki yurt dışından alıyoruz” diyenlerin Kapalı Çarşı’da bavullarla döviz araması bana tuhaf geliyor.

Pandemide beş maskeyi dağıtamayanların doktorlar için “giderlerse gitsinler” demesi bana tuhaf geliyor.

Milyonlarca Suriyeli, Afgan, göçmen, kaçak ve ne idiği belirsiz kişiyi ısrarla ülkemizde tutup beslemeleri bana tuhaf geliyor.

Bana tuhaf gelen daha o kadar çok şey var ki, saymakla bitmez.

Size de tuhaf geliyor mu?