14 Mayıs seçimleri için söylemlere ve vaatlere dikkat edin.

Cumhur İttifakı Recep Tayyip Erdoğan’ı ön plana çıkartırken, Millet İttifakı ortak aklı, gençleri, geleceği, ekonomiyi, kalkınmayı ve refahı ön plana çıkartıyor.

Ülkemizde 10 ila 13 milyon arası Suriyeli, mülteci ve göçmen olduğu biliniyor. Avrupa ülkelerinin mülteci kampına döndü ülkemiz. Para karşılığı göçmenlerin Avrupa’ya geçişini engelliyor, bir yolunu bulup gidenleri de geri kabul ediyoruz.

Bir ara Avrupa Birliği’nden para gelmedi diye bunları Yunanistan sınırına yönlendirmiştik. Hatta bir bakanımız sayaç takmış gibi günlük rakam açıklıyordu. “Bugün sınırlarımızdan şu kadar Suriyeli Yunanistan’a geçti” diye.

Para gelmiş olacak ki sustular. Üstüne Suriye’de briket ev yapmaya başladılar. Halen de yapılıyor.

Bu güne kadar tahmini 100 milyar dolar para harcadık bunlara.

6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketinin tüm ekonomik kayıplarını telafi edecek kadar bir paradan bahsediyoruz.

Suriyelilere, Afganlara, göçmenlere, kaçaklara, köçeklere harcanan parayı depreme hazırlık için kullansaydık 50 binden fazla can kaybı yaşamazdık.

Söyleyecek daha çok şey var ama arif olan anlıyor zaten.

Ezcümle;

Cumhur İttifakı (Recep Tayyip Erdoğan) Suriyelileri göndermeyeceğiz diyor,

Millet İttifakı (Kemal Kılıçdaroğlu) Suriyelileri göndereceğiz diyor.

*

Hani Necip Fazıl Kısakürek Sakarya şiirinde “Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!” diyor ya.

Bizler de öz yurdumuzda ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyoruz.

Yine Necip Fazıl Kısakürek “Sakarya” şiirini bize nasihatte bulunur gibi şu mısralarla bitiriyor:

“Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;

Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! …”

*

“Bu şerefsizlik!”

Sokak röportajında konuşan 8/10 yaşlarındaki Suriyeli bir çocuk şunları söylüyor. “Ben de Suriyeliyim. Büyükler, erkekler oradan kaçmış, burada nargile içiyor. Sizin askerlerde şehit oluyor. Ayıp. Bu şerefsizlik”

Sandık başına gitmeden bütün bunları düşünüp geleceğimize yön vermeliyiz.