Devrek’in yüzakı sanatçılarından biri olan Müfide Güzin Anadol üzerine yaptığım araştırma çalışmalarım 21 aydır sürüyor. Bu çalışmamın da sonuna geldiğini söyleyebilirim.
O’nun “Bilinmeyen ve Kitaplarında Yer almayan” 49 tane şiirine ulaştığımı mutlulukla söyleyebilirim. Bu şiirlerden şahsıma, -kendisini Haziran 2003 tarihinde Beylerbeyin’ndeki evindeki ziyaretimde- verdiği şiirlerin yanında, kız kardeşi değerli insan Ülker Anadol Başçıl’ın tarafıma verdiği ve yine değerli, şair-yazar, ağabeyim Ahmet Özer’in (Trabzon’da 310 sayı yayınlanan) Kıyı dergisinin arşivinden çıkararak söz konusu bu dergide yayınlanan ama kitaplarında yer almayan şiirlerini tarafıma verdi. Sağolsunlar, kendilerine teşekkür ediyorum. Bunun yanında güzel insanlar; Mehmet Yaşar Bilen, Kemal Anadol, Hülya Soyşekerci, Ertan Kesbiç gibi değerli büyüklerimin verdiği katkıların yanında daha bir çok bilinmeyenlerin yer aldığı bu kitapta ayrıca ona ait fotoğraflar da yer alıyor. Adını saydığım bu güzel insanlara katkıları nedeniyle teşekkür ediyorum.
Müfide Güzin Anadol ile ilgili kalıcı ve gelecek kuşaklara aktarılması yönünde yaptığım çalışmamı bitirmek üzereyim. Şunun da bilinmesini istiyorum; Müfide Güzin Hocamın “ADAŞIM” adını taşıyan bir romanı olduğunu ve bunun bir gazetede tefrika edildiğini biliyoruz. Bu romanı ortaya çıkarmanın çalışması içindeyim. Yine Devrekli bir şair-yazar, öğretmen bir güzel insanla ilgili çalışmalarımın, Devrek, Zonguldak ve Türkiye edebiyatına katkı koyacağından da şüphem yoktur. Okurlarımız bu kitapla onu daha yakından tanıyacak ve onun şiirlerini bir bütün olarak okumanın tadına varacaklardır.
İşte Müfide hocamı saygı, şükran ve özlemle anıyor, bana verdiği ve hiçbir yerde yayınlanmayan şiirlerini sizlerle paylaşıyorum.
AŞK YOKSA
Aşk yoksa
Aşkın adı yoksa
Mecnun’un bağrındaki ateş
Leylâ’nın gözündeki yaş ne?
GÜZ ÇİÇEKLERİ
Güz çiçekleri açtı bahçelerde
Çınarlar döktü yapraklarını
Dünyanın en güzeli
Basıp geçsin der gibi
AŞK DEĞİL
Ellerin
Gözlerin
Dile gelmeyen güzelliklerin
Aşk değil
Aşkın kanıtısın
NERDESİN
Uykuya daldı kuşlar
Işıklar söndü
Horozlar öttü Boles
Nerdesin
ORDASIN
Ordasın ya
Daha kolay
Buraya katlanmak
Ordasın ya
İŞİM
Gökyüzünü boyar Orhan Veli
Ben seni severim
Yüz kere
Bin kere
Yüzbin kere
Gökyüzünü boyar Orhan Veli
Ben seni severim.
HÜZÜN
Hüzün de yakışmış
Güzel yüzüne
Neş’e gibi, sevinç gibi haz gibi
Hüznünü sundun bu yıl
Neş’e yerine, sevinç yerine, haz yerine
Güzel annene
MARTILAR
Susmuş martılar
Çiçekler solmuş
Boşluğa basıyor ayaklarımız
Ada’nın “prensi” nerde!!
UTANMA
Utanma deli gönlüm
Utanma
Bu ateşi sen yakmadın
Onu böyle güzel
Sen yaratmadın
Utanma
EYLÜL GÜZELLEMESİ
Gül sundular
Martılarla dalgalar
Çamlara haber saldılar
Ada’nın prensine
68 gül sundular
DÜN
Dün gece
Bir yastıkta uyumuşuz
Bin yıl geçmiş aradan
Farkında olmamışız
SENİN İÇİN
Senin için yazdım bu şiiri
Bu şiiri senin için yazdım
Ellerin
Gözlerin
Dile gelmeyen güzelliklerin
Senin için yazdım bu şiiri
Bu şiiri senin için yazdım
Mozart’la Çaykovski’yle
O pek zarif gülüşün
Ve güzel hüzünle
Senin için yazdım bu şiiri
Bu şiiri senin için yazdım
YÂSEMİNLER
Mavi gecelerin yıldız yağmuru
Bembeyaz yaseminler
Ey, serasker sarayı’nın
Hülyalı konağı!
Ey, gönüllerde açan beyaz çiçekler
Ey, aşk nağmeleri
Gün geldi
Yâseminler bu şehri terk etti
Manolyalar soldu
İstanbul
Yâsemin koklamamış yüzlerle doldu
Ey, mavi gecelerin yıldız yağmuru
Sihirli güzellikler
İstanbul’u terk ettiler