Mevlana ne güzel demiş:
-Cahil bir kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol!
Günümüz insanı öyle mi?
Bildiğini de konuşuyor, bilmediğini de…
*
Goethe ne güzel demiş:
-İnsanların ne kadar kötü olduğunu görmek beni hiç şaşırtmıyor, fakat bu
yüzden hiç utanmadıklarını görünce hayretler içinde kalıyorum.
Peki, bakın şöyle bir çevrenize!
Arsız, hırsız, yalancı, dolancı, riyakar, dolandırıcı, uslanmaz, sömürücü, aymazlık ve utanmazlıkların biri bin para ettiği şu insanlığın haline bakıp da utananlar var mı acaba?
*
Sokrates ne güzel demiş:
-İnsanlar yüksek mevkilere ulaştıkça tanrılaştıklarını zannederler, düştükleri zaman insanlıklarının da elden gittiğini görürler.
O yükseklere kimi yılan gibi kimi kartal gibi çıkar.
Günümüzde ise Ankara’da adamım var hesabından gidiyor bu işler…
*
Bernard Shaw ne güzel demiş:
-İyi düşünür, fena hareket ederiz. İkisini nefsinde birleştiren insan; bir istiridye kabuğu içindeki nadir bir inci tanesi gibidir. Bir insan ne kadar fazla şeyden utanırsa o kadar hürmete layıktır.
Günümüzün yağcı, yalakçılarına ne demeli!
*
Montaigne ne güzel demiş:
-İnsan her yerde aynı insandır; bir insanın yaratılışında asalet yoksa, kainatın tacını giyse yine de çıplak kalır.
Haksız mı?
*
Ve O dünya şairi!
En büyük Türk şairi, Nazım ne demiş:
- akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
/…/
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
/…/
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
demeğe de dilim varmıyor ama
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!