…/ Bir gün istiklal ve cumhuriyetini müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezhür edebilir.
İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle techit edebilirler. Millet, fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir./…
M. Kemal ATATÜRK
**
İKİ DİZE
Son günlerde okuduğum iki dizeye çarpıldım.
Biri, 11. yüzyılda yaşayan Türk edebiyatındaki ilk siyasetnameyi yazan ve ilk nazım şeklini o kullanan büyük düşünür Yusuf Has Hacib’e ait.
Şöyle diyor:
-Yalın geldimdi yalın gideceğim yeri
Niçin dünyaya kendimi bunca ısıttım.
İkincisi ise,
Çağatay edebiyatının oluşmasında büyük bir rolü olan çeşitli konularda yazılmış 30'a yakın eseri bulunan Ali Şir Nevai’ye ait.
Ali Şir Nevai 6. Yüzyılda yaşamış.
Şöyle diyor:
-Av germen gerekirken
Çok gerip de öldürme!…
**
SU SORUNU
Hocaefendi toplamış milleti yağmur duası yaptırıyor.
Ama bir türlü yağmıyor yağmur
Vatandaş ne düşünüyor kim bilir?
Hoca, yağmurun yağmayışını bakın nasıl açıklıyor:
-İçinizde abdestsiz olan var mıydı ey cemaat?
-Vatandaş mahçup bir şekilde başını öne eğiyor.
Belli ki, Hocaefendi abdestsiz dua yapıp yağmuru kaçıran imansızı arıyor.
Arka saftaki uyanık bir vatandaş söyleniyor:
-Parayı, makamı, koltuğu babalar aldı, memleketin su sorunu bize kaldı!...
**
Günün Sözü:
Hayliden hayli kalınlaştı yobazlık yeniden,
Softalık zorlu anırtı ile aldı yürüdü.
Kara bir kinle taassub pusudan çıktı yine,
Yurdu şâhâne cehâlet yeni baştan bürüdü.
Ömer Hayyam
