8 Mart’ta hemen herkesim “Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nü kutladı!.
İnanmazsanız haber sitelerine, yazılı ve görsel basına bakın…
Peki, nedir bu günün önemi?
-1857 yılında başlayan ABD'de tekstil fabrikasındaki grev sonucu 120 kişinin hayatını kaybetmesiyle ortaya çıkan bu gün, Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak belirlenmiş.
Yani, bu gün de kutlanma değil anmalar düzenlenir!...
*
Sadece bu değil elbet…
-Yarından itibaren 28 Şubat’ın 14’üncü yılını coşkuyla kutlayacağız. (Rauf Tamer)
(Krizin yıldönümü nasıl coşkuyla kutlanacaksa…)
Vay be ne büyük laf ve gaf!
*
Hiç ölüm yıldönümü kutlanır mı?
-Büyük depremde ölenleri ve Atatürk’ü saygı ve şükranla anıyoruz, demek çok mu zor?
Bakın neler kutlanır?
-Kosova, bağımsızlığının 10. yıl dönümünü kutluyor .
-Giresunlu Nazile Tenzile Duran, 100. yaşını sürpriz doğum günü partisiyle kutladı.
-Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 97.yıldönümünü kutluyoruz.
*
Bir başka örnek:
-Özhan Canaydın'ı kaybettik. Toprağı bol, mekanı cennet olsun…
“toprağı bol olsun” söylemi Müslüman olmayanlar için, Müslüman olanlar için de Allah rahmet eylesin, denir. Bir Hıristiyana Allah rahmet eylesin, Bir Müslüman’a da toprağı bol olsun, denmez!
*
Şu açıklamaya ne dersiniz?
-Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın, vatandaşları alkol tüketiminin yoğunlaştığı yılbaşı gecesi nedeniyle uyararak, "Yeni yıla mutlu, huzurlu girmek istiyorsanız alkollü araç kullanmayın ve araçlarınızda mutlaka zincirsiz yola çıkmayın" dedi.
Açıklamaya bak buradan yak!
*
-Alkollü araç.
-Zincirsiz yol, tamlamalarının kullanışı yanlış!
(Naci abinin hiç araç alkollü, zincirsiz yol olur mu, dediğini duyar gibiyim!)
Doğrusu:
-Alkollüyken araç kullanmayın!
-Yola zincirsiz çıkmayın!’dır.
Ha aklıma gelmişken bazı eczanelerin camında yazan notta dikkatimi çekiyor:
-Ağrısız kulak delinir.
Nasıl olacak bu?
-Kulak ağrısız delinir, diye yazsalar kıyamet mi kopar?
*
Dahası var:
-Irak’ta 3 İngiliz askeri şehit oldu.
-Afganistan’da 5 Amerikan askeri şehit oldu.
Ne münasebet canım, siz dersiniz de olmaz mı?
Bu İngiliz ve Amerikan askerleri ne zaman Müslüman oldu da bizim haberimiz yok!
*
Prof. Dr. Ahmet Maranki bir tv. programında anlatıyor:
-Sigara içenlerin kanser olma şansları var. Sigara onun ölümünü sağladı.
Yesinler!
-Kanser olmak şansmış da biz bilememişiz. “Sağlamak’ sözcüğü Türkçemizde olumlu anlatımlar için kullanılır.
Dolayısıyla:
-Sigara içenlerin kanser olma tehlikesi var. Sigara onun ölümüne neden oldu., denilmelidir!
*
-Türkçemizde “ne…ne…” bağlacı ile kurulan cümlelerin yüklemi ‘olumludur’, diye.
Anlatamadık vesselam!
-İki olumsuz düşüncenin art arda sıralanması istenildiğinde kullanılan bağlaçtır . Bu bağlaçların kullanıldığı cümledeki yüklem, bağlacın doğasından gelen olumsuzluk anlamı nedeniyle olumlu olmalıdır. (TDK)
-Bu konu ne seni ne de beni ilgilendirmez.( Yanlış)
-Bu konu ne seni ne de beni ilgilendirir. (Doğru)
*
Bir örnekte, İHA’nın Muğla Muhabiri Fethullah Dağlı’dan:
-Dalaman’a Libya’dan gelen uçak iniş yaptı. Bugün beklenen 12 uçaktan 6'sı Dalaman'a iniş yaptı.
-iniş yapmış, kalkış yapmış, yolcular giriş yapmış, çıkış yapmış.
Doğrusu şu almalıdır:
-Libya’dan Dalaman’a gelen uçak indi, yolcular girdi, çıktı.
*
Berberim Şendoğan Karagel’in yanına gittim. Patronu İsmail Olgunsoy:
-Çay alır mısın?, diye sordu.
İçimden alamam, param yok ki., diye geçirdim.
-Çay içmek, kahvaltı yapmak, demek varken neden böyle başka dillerin dilbilgisiyle konuşulur, bilmem ki!
*
Unutmayalım!...
Dil bir ulusun varlığıdır.
Onu kaybedersek, yok olmamız kaçınılmazdır.
Bu yüzden dilimize sahip çıkalım, sözcükleri konuşurken ve yazarken dikkatli kullanalım.
