Reklamı Geç
Advert
Advert
Advert
Advert
AZERBAYCAN EDEBİYATI DEYİNCE…
İbrahim TIĞ

AZERBAYCAN EDEBİYATI DEYİNCE…

Bu içerik 6152 kez okundu.

 

      Türk edebiyatlarının zengin bir bölümünü meydana getiren Azerbaycan Edebiyatı denilince ilk aklıma, “Selam verdim, rüşvet değildir deyu almadılar.”diyen Fuzûli  ve ünlü mektubu Şikayetnâme gelir. Lise yıllarımda tanıdığım bu bilge şair Fuzûli’nin 16. yüzyıldan günümüzü tasvir ettiği bu ünlü dizesini bilmeyen yoktur Türkiye’de.

      Azerbaycan edebiyatı Divan geleneğine en büyük katkıda bulunan şairi olarak kabul edilen Fuzuli’nin bir başka en büyük özelliği de, Azerbaycan Türkçesinde eser veren ilk Türk divan şairi olmasıdır.

      Azerbaycan mistik şairleri arasında önemli bir yer tutan Seyyid İmadeddin (Nesimî) ise, Azerbaycan edebiyat tarihinin en önemli erken Divan ustalarından biri olarak kabul edilir ve Azerbaycan Türkçesiyle şiirin en güzel örneklerini vermiştir. Düşüncelerini yüksek edebi bir dille ifade etmeyi başaran Seyyid İmadettin (Nesimî) şairlik gücünü fikirlerini yaymaktan da geri kalmamıştır.

     Şairimize göre “İnsan Tanrı’dır, insanın dışında Tanrı yoktur. Bu yüzden kendini bilen, varlığının özünü kavrayan her insanın derin coşkunluk içinde ‘ben Tanrıyım’ anlamına gelen ‘enelhak’ demesi gerekir. İnsan konuşan bir Kuran’dır, Tasavvuf diliyle ‘Kuran’ı natıktır’. Kendini bilen, varlığının derinliğinde saklı sırları, olgunlukları kavrayan bir insan için en yüce ibadet, insana tapmaktır; özünün sonsuzluğundaki anlama saygı göstermektir.” (1)

      “Tanrı’nın insan yüzünde tecelli etmesi” ve “vücudun bütün organlarını harflerle izah” gibi hümanizmasını insan sevgisinde dile getiren bu büyük şair, şeriatçının da dünya görüşüne karşı çıktı ve fikirleri dönemin dini yetkililerince tepkiyle karşılandı. Bu yüzden Mısır Memlük-Kölemen Hükümdarı (Çerkes kökenli) Muavyed Şeyh'in onayıyla Nâib-i Saltanat (2) Emir Yeşbek tarafından boynu vurulup derisi yüzülmek suretiyle Halep de 1417 yılında öldürüldü. (3)

     Seyyid Nesimi’yi şu dizeleriyle selamlıyorum:

     “Sorma be birader mezhebimizi

      Biz mezhep bilmeyiz yolumuz vardır

      Çağırma meclis-i riyaya bizi

      Biz şerbet içmeyiz dolumuz vardır.”

*

     Güney Azerbaycan Türk Edebiyatının en büyük ve güçlü şairlerinden birisi de Seyyid Muhammed Hüseyin Behçet Tebrizî’dir. Ama o en çok Şehriyâr  adıyla bilinir. 1953’te yazdığı Haydar Baba’ya Selam şiiri meşhurdur. Vatan coğrafyasına bağlılığını dile getiren bu şiiri Azarbaycan Türkçesiyle yazmıştır.

    Yıllar önce Türk Halk Müziğimizin güçlü sesi, güzel dost Necla Akben, Şehriyâr’ın şehrinden selam getirmişti de ziyadesiyle mutlu olmuştuk. Bu yüzdendir belki de Türkiye’de “Şehriyâr”ın çok bilinmesi.

     “Koç Nebi'nin hecerinden /Setterhan'ın hünerinden

      Şehriyarın şeherinden / Ayyıldızlı seherinden

      Size selam size selam getirmişem”

*

     Türk dünyasının önde gelen şairlerinden Bahtiyar Vahabzade de Türkiye’de çok bilinen Azerbaycan’lı bir halk şairidir. “Ömürden Sayfalar (2000), Vatan, Millet, Ana Dili (2000), Soru İşareti (2002)” gibi eserleri Türkiye’de basılmıştı. 40’ı aşkın şiir kitabı, 11 ilmi, 2 inceleme, çeşitli piyesler ve yüzlerce makalesi bulunuyor.  Aynı zamanda Azerbaycan bağımsızlık hareketi öncülerinden olan Vahabzade’nin eserleri 8’den fazla dile çevrilmiştir. Eserlerinde, toplumsal sorunları hicvetmiş, özgürlük, dil bilincini ve yurt sevgisini konu edinmiştir

*

      Azerbaycan’ın ilk millî şairi Mirze Elekber Sâbir’dir.

       1862-1911 yılları arasında yaşamış, şiirleriyle Fuzûli'den sonra Azerbaycan'ın yetiştirdiği en önemli şairdir. Konuşma dilini şiire uyarlayan, toplumsal sorunları işleyen, cehaletle, yobazlıkla mücadele eden bir aydınlanmacı şair olarak; dönemin hanlarının, ağalarının, baskı, zorbalık ve zulüm üzerine kurulmuş düzenlerine karşı, özgürlükten, yoksul halktan yana tavır alır:

     “Kim ki insanı sever, âşık-ı hürriyet olur,

      Beli, hürriyet olan yerde insanlık olur.”

      Türk dünyası içinde özel bir yeri olan, ölüm döşeğinde bile, “Ben vücudumda olan etimi halkımın yolunda çürüttüm, eğer ömrüm vefa etseydi kemiklerimi de halkımın yolunda feda ederdim.” diyen Mirze Elekber Sabir’in bir ünlü sözü de, “Nerede bir müslüman görsem, korkuyorum.”dur.

*

      Azerbaycan Türk edebiyatında Nizami, Mirze Feteli Ahundov ve Celil Mehmet Kulizade gibi büyük şahsiyetleri de anmadan geçemeyeceğim.

*

    Günümüzde ise, Yaşar Bünyad, Zahid Sarıtoprak, Megsed Nur, Rafig Tağı, Afag Mesud, Ejder Ol, Elçin Hüseynbeyli, İmir Memmedli, Etimad Başkeçid, Aslan Guliyev, Süleyman Abdulla, Şerif Ağayar gibi Azerbaycan’lı öykücüler dikkati çekerken, eserleri ise, dil, biçim ve estetik bakımından da birbirlerinden ayrı bir olgu taşır. İnsani değerlerin bütünü, insana değen ne varsa bu şahsiyetlerin öykülerinde görmek mümkündür.

     Orhan Fikretoğlu’nun “Ölü Metin” adlı öykü kitabı Türkiye Türkçesiyle yayınlanmıştı yıllar önce. Azad Karadereli’nin “Süt Gölü” adlı öykü kitabı ise, okuyucuyu Azerbaycan’ın gizemli topraklarına götürür. Sadık Elcanlı’nın, “Zülmet”, Kemal Abdullah'ın “Yarım Yazma”, “Sihribazlar Deresi”, Maksed Nur'un “Şəhər Meri”, Yaşar Bünyad’ın “İblis Büsesi”, “Azan Gemiler Limanı” ve Ismayıl Rizvanoğlu’nun “Nari” romanları da Azerbaycan edebiyatında önemli bir yer tutar.

*

   Azerbaycan’ın genç kuşak şair ve yazarlarından; Nemet Metin (Edebiyat ve Kütle) ve Murad Muradov (Bal Köpüğü) -ki bu yazarlar düzyazı da oldukça başarılılar.-, Necef Esgerzede, Nicat Heşimzade (Boşluqdan Qaçış), Nurlan Suvarov (Bilinməz), Günel Receb (Ovsun), Elesger Ehmed, Zamiq Abdullayev, Vaqif Osmanov, Kenan Hacı, Celil Cavanşir, Xan Rəsuloğlu, Aqşin Yenisey, Rauf Qədimov, Aqşin Xəyal, Elvin Rizvangil, Şvartsman Quliyev ve Könül Nuriyeva dikkati çekenler arasında. Öyle ki, Azer Qismet’in “Xanım Taksi” kitabı 2019 sonlarına doğru çıkmasına rağmen büyük beğeni toplayacağa benziyor. Nergiz Nasir’in Türkiye Türkçesiyle yazdığı şiirleri de dikkati çekiyor.

Kaynakça:

1-  İlhan Selçuk: Penncere / Enelhak,  Cumhuriyet gazetesi, 25 Haziran 1996

2-  Nâib-i Saltanat: Tahtta hükümdar bulunmadığında ya da hükümdarın çocukluk döneminde devleti yöneten kişi.

3-  Prof. Dr. Hayrettin İvgin: Doğumunun 650. Yılında; Seyyid İmadeddin Nesimi, Şehir dergisi 130.sayı

 

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
 “KUTLAMA DEĞİL ANLAŞILMAK İSTİYORUM” YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ YAPILDI
“KUTLAMA DEĞİL ANLAŞILMAK İSTİYORUM” YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ YAPILDI
14 YILDIR YOKSUN BABA!
14 YILDIR YOKSUN BABA!