Uğur Mumcu ne güzel söylemiş:

-Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz!, diye…

İki hödük çıkmış konuşuyor. Gerçi böyük hödük ikide bir küçük hödüğü azarlayıp susturmaya çalışsa da, iki hödükten bir gazeteci çıkmadığı yansıyor ekrana!..

Böyük hödük:

-Ben Kanal Z’de program yaparken Çaycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen’i eleştirmiştim. Mithat Gülşen beni aradı, dedi ki: “Ben Devrekliyim, benim nüfus cüzdanımda hala Devrek yazıyor.”

Bu konuşmanın altına Rıfat’ın anası yorum yapıyor:

-…bey, benim çocukluğumda Çaycuma Devreğin nahiyesiydi, şuanda dengeler değişti tabikii Devrek her geçen gün kan kaybetti maesef, neden diye sorarsanız Çaycuma’lı fikir ve tasarımların peşinde çalışıyorlar.  /…?”

Cehalete bakarmısınız!

Çaycuma, Devrek’e bağlı bir bucak iken 1 Kasım 1944 tarihinde Devrek’ten ayrılarak İlçe statüsüne kavuşmuştur. (Azıcık okusa (!) bu bilgiye ulaşacak…)

Mithat Gülşen de, 1 Ocak 1958 yılında Çaycuma’da doğdu. 1958 yılında doğan birisinin nasıl olur da nüfus cüzdanında doğum yeri “Devrek” yazar?

Efendim çocukluğunda (!) Çaycuma Devrek’in nahiyesiymiş… miş, mişşş.

Anam, 1946 doğumlu. Çaycuma’nın ilçe olduğunda dünyada yokmuş. Ama Rıfat’ın anasının çocukluğunda…

Demem o dur ki, bilmiyorsan konuşma!...

Konuşacaksan da bildiğini konuş…

Gazeteci (!) halkına doğruyu söylemek, anlatmak zorundadır hokka!

Bu hödük ikide bir çıkıp, “Ben Sarı Basın Kartı sahibiyim” diye de yazıyor.

Oysa, bir insanı “kart sahibi olmak” gazeteci yapmaz. Bilgi ve birikimleri gazeteci yapar!... Ben Rıfat’ı eleştiriyorum, bu hödük cırlıyor!..

Ama bir şeye vesile oldum gibi geliyor bana…

Yıllardır anasını, ana deyip de saymayan Rıfat’ı bu süreçte anasıyla barıştırabildiysem ne mutlu bana…

Öyle ya!...

Kutsaldır ana. NOKTA!