Tarih tekerrür ediyor.
Biat kültürü ne gerekiyorsa onu yaptırıyor. Sırttan saplanan hançerlerden söz ediyor acınacak duruma gelen biri.
Onurla eş olan insan bir kez daha zavallılaştırılıyor.
Sonrası mı?
Hiç şaşırmayalım: Bu topraklar damat sadrazamları görmemiş miydi? Görmüştü de...
Tarihin o durdurulmaz akışında gömülmüştü.
**
GÜNÜN ŞİİRİ:
İDAM MAHKUMU
-Deniz’lerden esen yele-
Boynumda ölümüne ilmek dolaşık
Çıkmışım zıvanadan aklım karışık
Koca bir zindan dünya hükmüm verilmiş
Dar ağacı dalında cansızım artık
Açık giden gözümde kara sinekler
Karıncalar böcekler defnimi bekler
Kuru yaprak misali sallanır başım
Dört dönerken içinde yetim bebekler
Tabutumun başında durulur safa
Geride kalanların yüzü kül cefa
Nasıl bilirdiniz der imam efendi
Fazla söze ne hacet gerek yok lafa
Kulak kabartırım da olan bitene
Düşündükçe çıkıyor cinler tepeme
Kalkmış idam cezası ne fayda bize
Uyum kriterleri çerçevesinde
Haykırsam da nafile ölgün sesimle
Buz gibi karanlığın cenderesinde
Ortasından kırmadan önce kalemi
Neredeydi aklınız sorarım size
İnandığım değerler ölüm yasında
Beklerler nöbetleşe kabrim başında
Naçizdir benim boynum bir kıldan ince
Örümcek bağlar fikrim kafa tasımda
Can Ceylan