Her şey pahalı her şey el yakıyor.

Vatandaş geçim sıkıntısına düştü, düşürüldü,  perişan…

Zamlar vatandaşı canından bezdirdi…

Meclis önünde bir vatandaş, önce kağıt topladığı arabayı yaktı ardından da boğazına bıçak dayayarak:

-Biz 30-40 bin TL maaş almıyoruz. Zamlar yetti artık! Her şeye zam. 7/24 haraç veriyoruz devlete…diye bağırıyor

Halk bir çıkış yolu arıyor. Yeni bir yol haritası, yeni bir umut duymak istiyor.

*

Yoksulluk sınırının 19 bin lira olduğu bir ülkede, asgari ücretin 4 bin 250 lira olması, utanç vesikasıdır. Bu kadar mı bu halktan nefret ediyorsunuz?

Asgari ücretle geçinen/ geçinmeye çalışan her ailenin elini öpmek lazım.

”Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana

Bilmem söylesem mi, söylemesem mi!”

Yangın mutfağı sarmıştı şimdi evler alev alıyor.

Hatırlatırım, ne demişti Demirel:

-Kim olursan ol, tencere adamı götürür!...

*

İşçi, memur, emekli, emekçi, esnaf isyan ediyor…

Maaşlar iyileştirilmeli…

Gençler işsiz, bu ülkede yatağa aç giren insanlar var. Bunun sonucu olarak hırsızlık, arsızlık, uyuşturucu, fuhuş arttı.

Çare var: Çare sizsiniz!, sandık…

Önünüze ya gelecek ya gelecek!...

*

Günün Sözü:

-Kutsal kitaplarda adı çokça geçen ‘Şeytan’ gerçek dünyada size ahlak dersi veren yobazdan başka bir şey değildir.

Nietzsche

*

Yolları büsbütün kesse de zulüm

esip dursa da acının çöl ayazı

hangi dağ efkarlıysa ordayız

perişan edilen her şey bizimdir

yağmur oluyoruz hangi ırmak kurusa

gülüşümüz çocuk

adımız eşkiyaya çıkmıştır bizim..

Ahmet Telli