Advert
Advert
Advert
KUYUCAKLI YUSUF İLE HIÇKIRIK’TAKİ BENZERLİKLER
İbrahim TIĞ

KUYUCAKLI YUSUF İLE HIÇKIRIK’TAKİ BENZERLİKLER

Bu içerik 6522 kez okundu.

      “ah yusuf

      gittin ve yılan büyüttün ardından

      geceyi göğsüne sakladın da

      üç asır duymadılar sesini

      bu yüzden dil vermez aşk yarası

      unutma.”(*)

 

     41 Yıllık kısa yaşantısına üç roman, on öykü, iki şiir kitabı ve yedi kitap çevirisi sığdırmış olan Sabahattin Ali, şiirleriyle de Türk müziğine de onlarca güzel beste kazandırmış. Vatanını çok seven her yazar gibi, bu topraklarda dünyaya gelmenin bedelini oldukça fazla ödemiş...

   Yine bir başka yazarımız Kerime Nadir de üretkenliğiyle her kuşağın yazarı olmuştur. Kerime Nadir, Türk sineması için özel bir öneme sahiptir. Muazzez Tahsin Berkand’dan sonra romanları en çok filme uyarlanan romancımızdır.

    Burada “Kuyucaklı Yusuf” ile “Hıçkırık” romanlarını arasındaki benzerliklerden söz edeceğim:

    Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf’u 1937’de, Kerime Nadir de Hıçkırık romanını 1938 yılında yazmıştır.

     Ancak bu iki romanın olay örgüsünde büyük benzerlikler vardır.

     Kuyucaklı Yusuf romanının başkahramanı Yusuf’un köyünü haydutlar basar, anne ve babasını gözleri önünde öldürür. Daha çocuk yaşta olan (9 yaşındadır) Yusuf bu olaydan sonra kimsesiz kalır ve Nazilli Kazasının iyi yürekli kaymakamı Salahattin bey, köyde tek başına sefil halde kalan Yusuf’a acımış, onu evlat edinmiştir.

     Hıçkırık da, Yedi yaşında öksüz kalan Kenan Ziya bir dizi tesadüf sonucu Muhip Azmi bey tarafından evlat edinir.

     Ne tesadüftür ki, her iki romanda da evlat edinilen çocuklar, evin kızlarına aşık olur. Kuyucaklı Yusuf da, Yusuf, kaymakamın tek kızı, eğitimsiz ve bakış açısı dar olan ama oldukça iyi niyetli, naif bir kişiliğe sahip Muazzez’e, Hıçkırık’da da, Kenan Ziya, evin tek çocuğu olan, her isteği yerine getirilen ve özel hocalardan ders alarak iyi bir eğitim almış, çelimsizliğine rağmen çok hareketli ve neşeli bir çocukluk yaşamış Nalan’a aşık olur.

     Kaymakamın kızı Muazzez Kuyucaklı Yusuf‘tan az küçüktür. Muazzez ve Yusuf kardeş gibi büyümeye başlarlar. İkisi aynı okulda okumaya başlar. Yusuf oldukça zekidir. Fakat küçük yaşta yaşadığı olumsuz tecrübeler, dış etkiler onu dış dünyaya karşı sert, acımasız yapmıştır. Bu yüzden okuyamaz. Muazzez, Yusuf’a onu sevdiğini söyler. Yusuf da aslında Muazzez’i seviyordur, ama ellerinden bir şey gelmez.

     Muhip Azmi Bey’in kızı Nalan Kenan’dan birkaç yaş büyüktür. Nalan’a aşık olan Kenan bunu uzun süre kendine itiraf edemez. Nalan ise bu durumu çocukça bir heves olarak görür ve İlham Bey adında bir doktor ile evlenir. Fakat Kenan onu sevmeye devam eder. Seneler geçtikçe Nalan da aslında Kenan’a aşık olduğunu kabul eder. Fakat aşkını kalbine gömmek zorunda kalır.

     Kuyucaklı Yusuf da, Selahattin Bey aklı başında, düzgün, efendi bir insan.

Ailesine düşkün ancak zayıf karakterli bir adam. Memuriyetin tüm silikliği üzerine yapışmış.

    Hıçkırık da ise Muhip Azmi Bey, sarışın, yeşil gözlü mabeynde çalışan çalışkan ve varlıklı bir devlet adamı olarak tanıtılır.

    Hıçkırık da, Şeyh Kudsi Efendi Nalan ve Kenan’ın sevdikleri ve saydıkları, müzikten iyi anlayan, özellikle çaldığı ney ile onları büyüleyen ve aşık eden bir insandır.

    Kuyucaklı Yusuf da ise, mahallenin kabadayısı, dediğim dedik diyerek her istediğini insanlara yaptırmaya çalışan kişi karakteri Şakir’i, ne Yusuf ne de Muazzez sever. Hatta Yusuf, Şakir’i Muazzez’i rahatsız ettiği için döver de.

    Kuyucaklı Yusuf romanı; Yusuf’un kayınvalidesi Şahende hanımın evini kaymakam ve ileri gelenlerin çalgı çengi yeri olduğunu görür. Muazzez de iffetini yitirmek üzeredir. Tam bu sırada ani bir kararla Yusuf eve gelir ve evdeki herkesi öldürür. Karısını gömen Yusuf atına atlar ve dağlara gitmesiyle sona erer. Yusuf karakteri bazı yönleri ile “İnce Memed”i anımsatır. Mizacına ters olsa da zulmeden, hak yiyen ağaları öldüren İnce Memed de başını alır, dağlara çıkar.

    Hıçkırık romanında da; Nalan, İlhami’ye layık bir eş olmak için uğraşırken, yanlış anlaşılır ve İlhami tarafından kendisini aldatmakla suçlanır. Suçlamanın nedeni ise Nalan’ın Kenan ile cinsel münasebeti olduğuna dair olandır. İlhami kızları Handan’ın kendisinden mi yoksa Kenan’dan mı olduğu konusunda tereddüt yaşar. İhaneti öğrenen İlhami kendisini aldattığını düşündüğü Nalan’dan intikam almak için kızı Handan’ı kullanır ve kızını ölüm anında dahi Nalan’a göstermez.

    Nalan, Kenan’a kızı Handan on sekiz yaşına girince verilmek üzere bir mektup da bırakır. Mektup bir vasiyettir aslında. Kızı Handan’ın sevdiği kişi ile evlenmesini ama bu kişinin Kenan olursa huzur bulabileceğini yazar. Nalan’ın amacı Kenan’dan çaldığı hayatı geri vermektir. O dönemde sözlü olan Handan, sözlüsünü terk edip Kenan’a döner.  Böylece Nalan’ın ağlattığı Kenan’ı kızı Handan güldürmüş olur.

 

(*) İbrahim Tığ

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
ŞAİR VE YAZARLAR SAFRANBOLU’DA BULUŞTU
ŞAİR VE YAZARLAR SAFRANBOLU’DA BULUŞTU
  2 AY İÇİNDE HİZMETE GİRMESİ PLANLANIYOR
2 AY İÇİNDE HİZMETE GİRMESİ PLANLANIYOR