Laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi kararıyla tespit edilen partinin Meclis Başkanının laik olmayan bir anayasa istemesi de sürpriz görülmemeli. Huylu huyundan vazgeçmiyor!...
Bugün olan bunu açıkça dile getirme konusunda siyasi ortamın uygun olduğunu düşünmeleridir.
Tehlikeli olan da böyle bir anayasayı referanduma götürme gizli niyetidir.
Bu niyette açık bir cumhuriyete darbe girişimidir.
*
-Hem müslüman hem laik olunmaz.
-Laiklik yeni anayasada olmamalıdır.
-Anayasada laiklik tanımı yapılmamıştır.
- Laiklik yeni anayasada olmamalı…
Hiç evelemeye gevelemeye gerek yok bütün bunların sonunda:
-Hadi bu konuda referanduma gidelim!...
*
Oysa, Laiklik din ve vicdan özgürlüğü demektir. Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesidir. Devlet etnik kimlik ve inanç konusunda kör olmalıdır.
DERGİ OKUMALARIM
İnsancıl dergisinin Nisan 2016 tarihli sayısında; Deniz Saraç’ın “Yaşar Nezihe Bükülmez” hanımefendiyi tanıtan yazısını beğeniyle okudum. Okudum; o güzel insanı tanıma fırsatı buldum. Edebiyatımızın ilk sosyalist işçi kadın şairiymiş.
Sevgi ve özlemle anıyorum bu güzel insanı….
*
Akatalpa dergisinin Nisan 2016 tarihli sayısında yer alan iki şiiri çok sevdim. Bu şiirlerdeki yoğunluk ve derinlik yanında anlatım tekniği ne sarmaladı beni. Kimin mi bu şiirler? Altay Ömer Erdoğan’ın “Yolun Anlamı” ile İdris Sezgin’in “Hatıranın Güzel Gazabı”.
İşte birer bölüm bu şiirlerden:
“yol bizden mi uzanıyor sonsuzluğa
Sonsuzluk mu uzatan yolu da,
Bunu bilmeden ölmek var ya
En büyük yorgunluğu dünyanın”
Altay Ömer Erdoğan
*
“Şüpheye göm beni, çıplaklığına yolcu et
Kirlendiğim şeylerden ayıkla
Öpücüklerinle yıka gövdemi
Dudakların ki en çok kına gecesi”
İdris Sezgin
*
Bu iki kardeşimi kutluyorum