O’na hayranız.

Ama niçin sözünü dinlemiyoruz?

- Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür, demiş…

Tarımı, hayvancılığı bitirdik, köylerimizi boşalttık, işsizlik nedeniyle göçler aldı başını gitmiş…

Köylerde cenaze kaldıracak insan kalmamış…

Bunu söyleyin, “Efendiliği” sonra konuşalım!

*

Demiş ki:

-Gençler,

Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile, insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız.

Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz!...

Bunu anladık, ama çocuklarımızı ve gençlerimizi yarış atına çevirdik!

Bakın!

Bu yılki üniversite sınavına 2 milyon 46 bin 715 gencimiz girdi 1 milyon 369 bin 147 bini başarılı oldu.

43 bin gencimiz bu sınavdan 0 ‘sıfır’ çekti.

İleri uluslar da böyle bir sınav var mı?

Bu sınav Atatürk’e uygun düşüyor mu onu konuşalım!..

*

-1900 yılında yazılan Aşk-ı Memnu romanının filmine cep telefonunu soktuk.

-1930 yılında yazılan Yaprak Dökümü romanına esrarı soktuk…

Ne mutlu!...

Oysa Atatürk:

-Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür, demiş…

Kültürsüzlüğü ilke edinmişiz…

*

Başka ne demiş:

-Herkes sanatçı olamaz.

Peki bu nedir?

Şarkıcı, türkücü, öbür yarısı manken ve sunucu.  Gerçek sanatçılara kapılar kapalı.

Sorsanız hangi gencimiz, Hacer Buluş’u, Muzaffer Akgün’ü, Muzaffer Sarısözen’i, Hisarlı Ahmet’i,  Nazmiye Özgül’ü, Zehra Bilir’i, Ülkü Beşgül’ü, Aynur Gürkan’ı…

Tanır?

Çekinmeyin, açın televizyonlarınızı, her yer sanatçı kaynıyor…

*

Atatürk başka şeyler de söylemiş. Ciltlere sığmaz.

-Atam izindeyiz! Demek yetmez…

İzinleri kaldırıp,şöyle bir düşünüp adam gibi üzerimize düşeni yapmalıyız!...

Bütün mesele de bu değil mi?

*

Hamiş: Bu yazı 29 Mayıs 2014 tarihinde yazılıp ve yayınlanmıştır.