Devrek Doğa Yürüyüş Grubu olarak; Likya Yolu’nda yürümek üzere, ilkbaharın ılık birDevrek pazarı günü yola çıktık. Ege Denizi’ninAkdeniz ile buluştuğu, doğal güzellikleri ile kendisine hayran bırakan, Ölüdeniz’e gün ağarırken ulaştık.
Likya Yolu yürüyüşü dünyanın en güzel manzaralarına sahip. Doğanın ve tarihin en güzel harmanlandığı yerleri yürüyerek keşfetmenin keyfini yaşamanın yanında; baharda canlanan doğanın uyanışına tanık olmak, yürüyüşümüze ayrı bir güzellik katacak.
Fethiye’den başlayıp Antalya’nın Beldibi beldesine kadar uzanan bu yol, antik zamanda bölgede yaşamış Likya Uygarlığı sebebiyle bu ismi almış.
Günümüzden 4500 yıl önce onlara ‘’IŞIK VE GİZEMLİ DENİZ İNSANI’’ diyorlardı. Afrodit,Apollon, Kibele’ye isimlerini onlar veriyor. Anadolu’nun yerli halkı Luviler sanılanın aksine Avrupa Uygarlığı; Anadolu (Luvi) uygarlığı üzerinde yükseldi. Bugün birçok dil bilimcisi Likya dilinin bir batı Luvi lehçesinden türediği görüşünde hem fikirler.
Anadolu’nun en eski uygarlıklarından biri olan Likya Medeniyeti, Fethiye ile Antalya Körfezi arasında uzanan ve şimdilerde Teke Yarımadası olarak anılan bölgede kurulmuştu. Likya Yolu ise tarihsel kaynaklarda Antik Likya’nın sınırları içindeki site devletlerini birbirine bağlayan patikaların oluşturduğu bir ulaşım sistemi olarak tanımlanıyor.
Bölgedeki site devletlerinin arasındaki geçişi sağlamak için kurulan Likya Yolu, 19 antik kenti birbirine bağlıyor. Günümüzde bu 19 antik kentten geriye pek fazla bir şey kalmamış olsa da metrelerce uzunlukta sütunlar, kaya ve lahit mezarları ile antik tiyatrolar gezginleri hayal kırıklığına uğratmıyor.
Dünyanın en uzun yürüyüş parkurlarından biri olan Likya Yolu'nda yürümek için iki lrota belirledik.
1. Ovacık-Kozağaç-Kirme-Faralya-Aktaş-Kabak Köyü
2. Kabak Köyü-Şelale-Alınca-Boğaziçi Sarnıcı-Kalabantia-Cennet Koyu-Kabak Koyu (tam tur alternatif rota)
26 Nisan 2022 Salı
Likya uygarlığının kadim bir kentindeyiz. (Karymlassos-Levissi-Kayaköy)
Karymlassos’a ait olduğu bilinen kalıntılardan günümüze kaya mezarları ile lahitler kalmış.Rumlar tarafından kurulmuş olan köye Levissi ismi verilmiş.Yörede Türkler ovada yaşam sürerken, Rumlar yamaçlarda kurulan bu köyde yaşamlarını sürdürmüşler. Takii 30 Ocak 1923 yılına kadar… Bu tarihte imzalanan Mübadele, din kıstası ölçü alınarak, Müslümanlarla Hıristiyanların yer değiştirmesi olarak tarihe geçmiştir. Yunanistan’a göç etmek zorunda kalan köylülerin ardından Kayaköy sessizliğe bürünmüştür. Her yerde olduğu gibi gömü var söylentileriyle yağmalanarak talan edilmiş.
Devrek Doğa Yürüyüş Grubu olarak rotamızı Kayaköy’e çevirdik. Levissi-Kayaköy’ün sokaklarında dolaşırken; köyün hüznüne tanıklık ettik. Rumlardan kalan kilise, şapel, çeşme ile çatıları ve pencereleri olmayan evler yüreğimizi burktu. Birbirinin ışığını kesmeyen yamaçtan aşağıya sıralanmış evler; geçmiş yaşamların izleri… Saygı, dostluk, hoşgörü.
Kısa kültür gezimizin ardından 4/5 km yürüyüşün sonunda; kayaların oyulmasıyla,tehlikelerden korunmak için 400 metre yüksekliğe yapılan Af Kule Manastırındayız. Patika bir yoldan, oldukça dik bir yamaca tırmandıktan sonra deniz manzarasını görünce yorgunluğumuz geçti. Fotoğraf çekimleri başladı. Gerisin geriye dönerek yamaçtan aşağıya doğru Ölüdeniz’e doğru yürüyüşe geçtik. Tabiat parkındaki kısa bir gezintinin ardından soluğu otelde aldık. Göz kapaklarımızın kapanmasına engel olup, akşam yemeğimizin ardından odalarımıza çekildik.
27 Nisan 2022 Çarşamba
Rotamız: Ovacık-Kozağaç-Kirme-Faralya-Aktaş-Kabak Köyü
Likya yolu başlangıç noktası olan Ovacık’tan; toplu fotograf çekiminin ardından doğa yürüyüşümüze başladık. Kısa süren taş döşemeli yolun ardından, yürüyüşümüze orman içinde toprak yoldan devam ettik. Yönlendirme tabelaları sonrası taş basamaklarla patikaya dönüşen yolun başlangıcında, panoramik Ölüdeniz görüntüsünün seyrine doyum olmadı. Dinlenme ve fotoğraf çekiminin sonunda; antik yol hissi verilen patika yolda yükselmeye başladık. 7 km sonunda önce Kozağaç’a, 2 km sonra da Kirme Köyü’ne ulaştık. Yol boyunca içme suyu sorunu yaşamadık.15 km sonunda seyir terasından Kelebekler Vadisi’nin muhteşem manzarasıyla buluştuk. Kısa süreli dinlenme ve fotograf çekimi molası verdik. Faralya-Kabak Köyü için Antik Likya Yolu yerine görselliği çok daha güzel olduğunu öğrendiğimiz, sarı-kırmızı işaretli deniz manzaralı alternatif rotayı seçiyoruz. 18 km sonunda Aktaş sahilinde deniz molası verdik. Ege Denizi’nin Akdeniz ile buluştuğu kıyıya paralel yürüyüşümüz kısa bir tırmanışın ardından Kabak Köyü’nde sonlandı. Köyde aracımıza binerek, Ölüdeniz’de konaklayacağımız otelin yolunu tuttuk.
28 Nisan Perşembe/ Tekne Turu
Devrek Doğa Yürüyüş Grubu olarak; Likya Yolu yürüyüşlerindeki yorgunluğumuzu, Fethiye’nin birbirinden güzel, el değmemiş muhteşem koylarını görmek için tekne turundayız. Akvaryum, Tarzan, Sarıyar, Dalyan/Le,Aziz Ağa koyları ve Dalyan Deresi tüm yorgunluğumuzu aldı götürdü.
29 Nisan Cuma
Rotamız: Alınca-Boğaziçi Sarnıcı-Kalanbantia Koyu-Cennet Koyu-Kabak Koyu 12 km
Patika, orman ve dağ yolundan oluşan bu parkur da aynı zamanda kısmen zorlu bir kaya inişini de gerçekleştirdik. Birbirinden güzel koylarda soluklanıp, denize girmenin keyfini yaşadık. Ilık bir ilkbahar sabahı yürüyüşümüze Alınca inişiyle başladık. 3 kilometrelik oldukça dik ve zorlu inişin ardından Osmanlı Sarnıcında soluklanıp; Kalanbantia Koyu’ndailk molamızı verdik. Yol boyunca sandal ağaçları, kızılçamlar ve binbir türlü bitkilerin/çiçeklerin kokusunu hissetmenin güzelliğini yaşadık. Patika, ormanın içinde ilerledikçe önümüze çıkan Cennet Koyu ve Kabak Koyu manzarası muhteşemdi. Antik çağlardan günümüze ulaşan sayısız kalıntı ile karşılaştığımız rotamızda masmavi deniz bize eşlik etmeye başladı. Antik kalıntıların arasından geçerek cennetten bir köşeye ulaştık; Cennet Koyu, bir yanımızda masmavi bir deniz, diğer yanımızda yemyeşil bir çam ormanı… 10 km’yi geride bıraktığımız parkurun kaya inişinde birlik, beraberlik ve dayanışmanın bir örneğini sergiledik. Sonunda mutlu sona ulaştık. Kabak Koyu; dünyanın koruma altına alınan100 dağı arasında yer alan Babadağ’ın eteklerinde, endemik bitki çeşitliliği, yaban yaşamı ve 200 metrelik koyuyla bir doğa harikasında yorgunluğumuzu attıktan sonra,aracımıza binerek Ölüdeniz’in yolunu tuttuk. Yeşilin ve mavinin her tonunu gördüğümüz bir rotada yürümek, güzeldi.
Güzel olmayan ise, ranta dayalı betonlaşma…
Doğası, tarihi, kültürü, yeşili ve deniziyle cennet köşesi Fethiye’nin kıyı ve koylarının tek tek betona teslim edilmesini görmek; içimizi acıttı. Hele ki 27 Nisan Çarşamba günü Faralya’dan Aktaş sahiline inerken iş makinalarının sesiyle irkildik. Faralya/Aktaş mesire alanının nasıl betona teslim edildiğini görmek keyfimizi kaçırdı. Ranta dayalı yağma, talan ve betonlaşmaya HAYIR!...
Bizleri görmek için kaldığımız otele kadar gelerek bizleri mutlu eden Perihan Mekik ve Rıdvan Mekik hemşehrimizle keyifle yaptığımız sohbet güzeldi.
Zonguldak Doğa Yürüyüş Grubu'ndan Nuri Erkal ve Tülay Bilir arkadaşımız da Likya Yolu'nda bizleri yalnız bırakmadı
30 Nisan 2022 Cumartesi
Antik Likya bölgesinin en batıdaki kenti Telmessos’un üzerine kurulmuş liman kenti olan Fethiye’deyiz. Başta Telmessos olmak üzere Fethiye çevresindeki antik yerleşimlerde sürdürülen kazılarda elde edilen buluntularınsergilendiği Fethiye Müzesi’nde zaman yolculuğuna çıktık. Yolculuk günümüzden 5000 yıl öncesine kadar sürdü.
Fethiye’nin simgesi haline gelen, Likya döneminden kalan Amintas Kaya Mezarlarına yüze yakın basamakla çıktık.
Dik kayalık yamaç üzerine oyularak yapılmış 3’ü tapınak şeklinde olmak üzere birçok kaya mezarını gördük.
BABADAĞ'DA YAMAÇ PARAŞÜTÜ DENEYİMİ
Grubumuzdan İsmail Külah ve Mehmet Ergirdi arkadaşımız Babadağ’da; deniz seviyesinden yüzlerce metre yükseklikte yamaç paraşütüyle muhteşem manzaralara bırakma deneyimi yaşadılar.
Yaşantımızda mutlaka yapılacaklar listesine eklememiz gereken LİKYA YOLU YÜRÜYÜŞÜ dünyanın en uzun 10 yürüyüş yolundan biri. Likya Yolu Yürüyüşünde her parkurda birbirinden güzel manzaralar gördük. Doğa, tarih ve kültür döngüsü muhteşemdi.
3000 yıl önce yazılmış bir Likya Şiiri: “Beni bulamazsan üzülme, Eşyalarımı bulacaksın. Kestiğim taşları, açtığım yolları, işlediğim heykelleri bulacaksın. Ve göreceksin ki binlerce yıl öteden, Parmak izlerimiz değecek birbirine…”
Binlerce yıl önce bu topraklarda yaşamış, Anadolu’nun kadim halkının ayak izlerini takip ederek yürümenin mutluluğu ile Devrek’e döndük.
Kaynak: Likya Yolu Rehberi
SEN NE GÜZEL BULURSUN, GEZSEN ANADOLUYU…