Reklamı Geç
Advert
Advert
Advert
Advert
BU PAZAR KANLI PAZAR!…
Faik MEKİK

BU PAZAR KANLI PAZAR!…

Bu içerik 6731 kez okundu.

   

 Bir tarafta Amerikan emperyalizmin 6. Filosunu istemeyen yurtsever, devrimci gençler; diğer tarafta ‘’kızıl kafirlere, komünistlere’’ karşı olan sağcı, muhafazakar gençler vardı. Taksim’deki çatışmada 2 kişi öldü. 200 kişi yaralandı. 16 Şubat 1969 Türkiye’nin KANLI PAZAR’ı olmuştu.

 16  ŞUBAT’TA SİYASAL İSLAMIN TEMSİLCİLERİ

  6. FİLO’YU KORUMA GÖREVİNİ ÜSTLENDİ

   “Yaşasın tam bağımsız Türkiye!… Kahrolsun Amerika!..” diye bağıran gençlere karşı yapılan hazırlıkları MHP Genel Sekreter Yardımcılığı ve ANAP milletvekilliği yapmış Yaşar Okuyan o günleri şöyle anlatıyor.  Hazırlıklar açıkta yapıldı. Milli Türk Talebe Birliği’ne kamyonlarla sopalar geldi… Sonra dövüşeceklere dağıtıldı… Polis, devlet kuvvetleri tanısın, yardımcı olsun diye mavi kurdele dağıtıldı.’’  Bugün gazetesinin yazarı Mehmet Şevki Eygi 16 Şubat’taki başyazısının başlığını koymuştu. ‘’ Cihada hazır olunuz.’’ 6. Filo’yu muhafaza ve müdafaa cihad olarak sunuluyordu.

 SİLAHI OLMAYAN BALTASI İLE GELSİN

   10 Şubat’ta 6. Filo İstanbul’a geldiğinde üniversiteler, sokaklar hareketlendi. Sol grup broşürler, bildiriler, protesto gösterileri; sağ grup toplu namazlar ve ‘’silahı olan silahıyla, olmayan baltası ile gelsin’’ çağrıları vardı.

 ELLERİNDE PANKARTLAR 

Ellerinde pankartlar  
Gidiyor bu çocuklar  
Kalkın ayağa, kalkın  
Gidiyor bu çocuklar 

Bu pazar, kanlı pazar  
Dert yazar, derman yazar  
Kalkın ayağa, kalkın  
Gidiyor bu çocuklar 

Bu meydan kanlı meydan  
Ok fırladı çıktı yaydan  
Kalkın ayağa, kalkın  
Biz şehirden, siz köyden 

                     Söz: RUHİ SU 

VATAN HAİNİ 

"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ. 
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet. 
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ." 
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla, 
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un 
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali 
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira. 
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet 
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt 
           hainiyim, ben vatan hainiyim. 
Vatan çiftliklerinizse, 
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan, 
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan, 
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın, 
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan, 
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın, 
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa, 
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan, 
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa, 
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan, 
                            ben vatan hainiyim. 
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla : 
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ

YIL 1946: CAMİYE ASILAN "WELCOME" MAHYASI

1969’da İstanbul’a gelen Amerikan 6. Filosu’na tepki gösteren “eylemci öğrencilere” “vatan haini, kızıl Komünist”, muamelesi yapan kafanın dedeleri;

geçtiğimiz yüzyılın başında, İngiliz işbirlikçisi Derviş Vahdeti, Sait Molla, Dürrizade Abdullah, İskilipli Atıf gibi yobazlardı. Mustafa Kemal bunların tasfiyesi üzerine Cumhuriyeti kurmuştu.

Su uyur düşman uyumaz misali, 1946’da Misuri zırhlısının İstanbul’a gelişinde Bezmi-Alem Valide Sultan Camii’ne asılan o “Welcome” mahyası, Türkiye’nin gelecekte, “din” ve “dindar” kullanılarak, ABD güdümüne sokulacağının ilk işareteydi…

Kanlı Pazar’dan Önce Gazeteler

 6. Filo, Misuri zırhlısı gibi karşılanacağını sanmıştı; ama çok yanılmıştı. Türkiye’deki bütün antiemperyalist güçler 6. Filo’ya karşı bayrak açmıştı.

Türk gencinin kanı, Amerikan askeri için döküldü; ama ABD askeri de ertesi gün denize döküldü.

Antiemperyalist 68 kuşağı, 6. Filo’nun İstanbul’a gelmesine sonuna kadar karşıydı. Hazırlıklar yapılmıştı, karaya çıkan ABD askerleri denize dökülecekti.

16 Şubat 1969’da antiemperyalist gençler ve işçiler Beyazıt’tan Taksim’e “Emperyalizme Karşı Mustafa Kemal Yürüyüşü” başlattı. 40 bine yakın bir kalabalık toplandı. En önde Türk bayrağı, arkada ise şu pankartlar vardı: “Geldikleri gibi gidecekler”, “Emperyalizm ve yerli uşaklarına karşıyız”, “Sükan’ın polisi Türk olduğunu unutma”, “Öleceğiz, Atatürk’ün yolundan dönmeyeceğiz”, “Rezil Coni bir daha gelme”, “Amerikan iti toprağımızda havlayamaz”, “Amerika’yla tartışılmaz, savaşılır”, “Yaşasın ezilen dünya halklarının kurtuluş savaşları”, “Emperyalizm ve sömürüye karşı işçi yürüyüşü…”

GERÇEK MİLLİYETÇİ KİM

6. Filo İstanbul’a girmeye hazırlanırken saflar da belirginleşmişti:

Bir tarafta antiemperyalist, bağımsızlıkçı, ABD karşıtı “solcu” gençlik; diğer tarafta ise dinci, ABD yandaşı “sağcı” gençlik…

Solcu gençlik, “Yankee go home” diye bağırmaya hazırlanırken,

Sağcı gençlik, “Komünistler Moskova’ya” diye bağırmaya hazırlanıyordu.

Yani, bir tarafta ABD emperyalizmine baş kaldıranlar, diğer tarafta ise ABD emperyalizmine başkaldıranları “Komünist” diye adlandırıp onlara başkaldıranlar vardı.

İşin en tuhaf yanı, ABD emperyalizmine başkaldıranlara saldıranlar, “bayrağa saygı” toplantıları yapan ve kendilerini “milliyetçi” olarak gören gençlerdi. Ama bu “milliyetçi gençler”, ne hikmetse “Türk bayrağını yırtan” ABD emperyalizmini “tekbirlerle”, “dualarla” hatta “namazlarla” karşılayacaklardı.

YIL 1969: 6. FİLOYU KABE YAPANLAR

16 Şubat 1969 Pazar günü İstanbul’da ABD’lileri bile şok eden bir olay yaşandı:  Kamyonlarla ve otobüslerle Anadolu’nun her yanından taşınan dinci-ülkücü komandolar, Dolmabahçe’de demirli 6. Filo’ya ait bir gemiyi “kıble” yapıp namaz kıldılar.

Tekbirlerle kılınan “cihad” namazından sonra “Ya tam susturacağız, ya kan kusturacağız”, “Kanımız aksa da zafer İslam’ın” sloganlarıyla Taksim’e yürüdüler. Burada binlerce militana bomba, taş, sopa, satır dağıtıldı. Taksim’e antiemperyalist gençlik liderlerinin resimleri asıldı. Duvarlara“Görüldüğü yerde öldürün” ilanları yapıştırıldı.

Taksim Meydanı’na giren korunmasız halk, karşısında birden bire bu “Amerikan cihatçılarını” buldu. Halkın ve antiemperyalist gençlerin üstüne saldıran “gericiler”, ellerindeki bombalar ve bıçaklarla birçok kişiyi yaraladı; Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan ise öldürüldü. Yıllar içerisinde KANLI PAZAR sanki hiç yaşanmamışçasına  unutulmaya,  unutturulmaya çalışıldı. Kanlı Pazar’ın irticai bir hareket olduğu inkar edildi. Yıllar sonra da benzer katliamlar Maraş, Çorum ve Sivas’ta devam etti.

KANLI PAZAR İRTİCAİ BİR HAREKETTİ

Yararlandığım Kaynaklar: M. Kürkçügil, S. Meydan

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
MÜZİNE, DEVREK PAZARINA İNDİ
MÜZİNE, DEVREK PAZARINA İNDİ
RÜŞTÜ ONUR’U ÖZLEMLE ANIYORUZ
RÜŞTÜ ONUR’U ÖZLEMLE ANIYORUZ