80 YIL ÖNCE YAŞANAN FELAKETİN YILDÖNÜMÜNDE UZMANLAR UYARIYOR
80 Yıl Önce, Tarih 1 Şubat 1944
Sabah 05,24’te Zonguldak deprem ile uyandı. Depremin merkez üstü Gerede idi. 7,4 büyüklüğünde olan deprem yıkıcı oldu. Zonguldak’ta 75 vatandaşın öldüğü, 135 vatandaşın yaralandığı tespit edildi. Gerede Depremi’nde Zonguldak Merkez, Çaycuma, Safranbolu, Devrek ilçelerinde hasarlar oluştu. Devrek’te Kızılay çadırları kurulmuş. Deprem bölgesinde tespit edilen ölü sayısı yedi bine yakın, yıkılan ve harap olan evler de yirmi üç binden fazla olmuştur.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin tetiklediği 11 ilde, 2 bin 826 heyelanın yaşandığı, 92 kişinin hayatını kaybettiği belirlendi. Bölgemizde son iki yıldır toprak kaymasında ciddi artış olmuştur.
Afet riski taşıyan bölgede,yerleşime uygunluk değerlendirilmesi (AJE) neden yapmak istemiyoruz? Anlaşılır gibi değil!
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı,
Yer Bilimleri Etüt Dairesi Genel Müdürlüğü konuya parmak basıyor.
‘’Afetlere dirençli yerleşim alanları oluşturma yaklaşımı içerisinde her tür ve ölçekte plan yapılması düşünülen alanlarda Arazi Kullanımına Esas Jeolojik Etüt Raporu, İmar Planına Esas Jeolojik-Jeoteknik Etüt Raporu ilgili kurum/kuruluşlarca hazırlanmakta/hazırlatılmakta olup bu etüt raporları Bakanlığımızca onaylanmaktadır.
İmar Planına Esas Jeolojik-Jeoteknik raporu ile
- Mevcut ve/veya yeni yerleşim alanlarında afetler meydana gelmeden önce afet tehlike ve risklerini belirlemek,
- “Yerleşime Uygunluk Değerlendirmesi” sonucunda güvenli yerleşim alanları seçmek,
- Afet tehlike ve risklerini dikkate alan planlama çalışmalarına ışık tutmak,
- Olası afet zararlarını önlemek/azaltmak,
- Sürdürülebilir ve yaşanabilir yerleşim alanları oluşturmaköncelikli hedeflerimizdendir.’’
Son yıllarda etkisi ve sayısı artan sel baskınları, toprak kayması, yer sarsıntısı/deprem gibi çevre felaketlerine şahit oluyoruz. Bu gerçeklerle yaşamış olmamız, hazırlık yapmayacağımız anlamına gelmiyor. Arazilere, binalara risk analizi yaptırmalıyız.
Yüksek oranda risk taşıyan parsellerin rant uğruna AJE kapsamından çıkarılıp, yapılaşmaya açılması akla ziyan bir uygulamadır. En büyük suç güvensiz ve sağlıksız bir kentleşmeye kapı aralamaktır. Bu suça ortak olmayalım.
DEVREK DEPREME HAZIR MI?
Jeofizik Y. Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan`ın katkıları ile hazırlanan haritada belirleniyor. Ereğli 1,Günesli1,Öğberler 1,Ormanlı 1,Devrek 1,Eğerci 1Alaplı 1. derece deprem bölgesinde gösteriliyor.
Birincidereceli depremler 6.7 şiddetinde, ikinci dereceliler de ise 6.5 şiddetinde deprem öngörülüyor.
Uzun lafın kısası, Devrek’te her an yeniden deprem olma olasılığı yüksek olan il, ilçeler arasında. Devrek’te meydana gelecek bir depremin en az 6.7 şiddetinde olacağı uzmanlar tarafından söyleniyor.
Bolu Gerede de yaşanan depremler daha büyük depremlerin habercisi mi?
Bolu/Gerede’yi korkutan açıklama: Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan yaptığı deprem analiz sonuçlarını açıkladı. ‘’Kuzey Anadolu’nun Bolu’dan Amasya’ya kadar olan bölgesinde gerilme tespit ettiğini belirterek bu bölgede deprem olasılığının daha yüksek olduğunu düşünüyorum’’ dedi.
Uzmanlardan korkutan açıklamalar gelmeye devam ediyor. Jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz ‘’Kuzey Anadolu fayının kırılmamış bir parçası var.’’ diyerek riskli iller arasında Bolu/Gerede’nin altını çizdi.
Maden Teknik ve Arama Genel Müdürlüğünün Zonguldak/Devrek Diri Fay Haritasında ‘’ayrılmamış Kuvaterner çökeller’’ olarak belirtilen alanlar depreme çok dayanıksız zeminlerdir ve depremde bu zeminlerin üzerindeki yapılar aynı standartlarda inşa edilseler bile sağlam kayalar üzerindeki yapılardan kat kat daha fazla etkilenirler.
Sıvılaşma, deprem sırasında zemin hasarlarına neden olan en önemli faktörlerden biridir. Yerleşim alanlarında meydana gelmesi halinde, yapıları olumsuz yönde etkileyerek önemli derecede hasara yol açabilmektedir.
Devrek Çayı’nın her iki kenarında, Devrek Diri Fay Haritasında ayrılmamış kuvaterner çökeller belirgin bir şekilde gözüküyor.
Devrek’in bu durumu, yapılaşma ve imar planlarında deprem ve heyelan riskinin dikkate alınmasını gerektirmektedir. Alt yapı ve güvenliğine yönelik alınması, olası bir deprem, toprak kayması/ heyelan durumunda zararların azaltılmasında büyük önem taşımaktadır. En doğru yol gösterici bilimdir. Rant için riskli arazilerin AJE kapsamından çıkararak yapılaşmanın önünü açmak çok tehlikeli akla ziyan bir uygulamadır. Yıllar önce AJE kapsamından çıkarılarak yapılaşmaya açılan alanların en kısa zamanda AJE kapsamına alınması gerekiyor.
Ayrıntılı Jeoteknik Etüt Gerektiren Alanlar: İlgili bölge içerisinde afet riski ya da daha detaylı jeolojik-jeoteknik bilgilere ve analizlere ihtiyaç duyulan, yapılan mevcut çalışmalar ile üzerinde tam bir tedbirlerin kanıya ulaşılamamış alanlar.
Devrek’te yerleşime uygunluk haritalarının gözden geçirilerek riskli bölgelerin AJE kapsamına alınmalı.
DOĞA OLAYLARI AFETE DÖNÜŞÜP,
FELAKETLE SONUÇLANMAMALI
Bana kalırsa en önemli gündem maddesi, yaşadığımız ve yaşayabileceğimiz doğa olayları… Devrek olarak, sele, heyelana, depreme hazır mıyız? Ne yapmalıyız? Nasıl yapmalıyız?
Geçmişten ders çıkarmazsak, ileride meydana gelebilecek doğa olayları (sel, deprem, heyelan) felakete yol açabilir.
Günümüzde iklim değişikliği ile birlikte, Karadeniz Havzasında yağış, sel ve kütle hareketlerinin sıklığı ve şiddetinde artışa bağlı afetlerde bir artış gözlenmektedir.
Heyelan sahalarında sürekli artan çok katlı binalar ve nüfus yoğunluğu doğal afet riskini de (can ve mal kaybı) o denli artırmaktadır. Zemin ve yapı bakımından risk taşıyan binalar için tehlike çanları çalıyor.
İlçemizin muhtelif yerlerinde sıklıkla görülen toprak kaymaları felakete dönüşmeden; acilen risk alanlarını tespit edip, önlem almalıyız. Yeniden strateji belirlenmeli. Devrek’in kuzey ve güneye bakan yamaçlarında, aşırı yağışa bağlı heyelan riskinin çok daha fazla olduğunu gözlemliyoruz. MTA’nın güncellenen yer bilimleri haritasına baktığımız da ilçemizin kuzey ve güney yamaçlarının büyük bir bölümünün kıpkırmızı (aktif heyelan) olduğunu görüyoruz. Peki nasıl oluyor da bu yapılaşma için, bu riskli bölgelerden AJE kaldırılıyor.
Devrek'e 6 kilometre uzakta ki Özpınar Köyü yakınlarından başlayarak, Kozlukadı Köyü yakınlarına kadar giden yaklaşık 5 kilometre uzunluğunda bir fay var.
Devrek olarak, olacağı aşıkar bir doğa olayına (sel, heyelan, deprem) ne kadar hazırız? Yaşadığımız doğa olayları, son olmadığına göre, geçmişte yapılan yanlışlıkları tekrarlamamalıyız. Birinci önceliğimiz, doğa olaylarına dirençli bir Devrek yaratmak olmalı… Yeni bir yapılanmaya ihtiyacımız var. Gerekli ve yeterli bir hazırlığa sahip olmalıyız.
Deprem riskine karşı binaların dayanıklılığını artırmaya yönelik bazı önlemleri zorunlu hale getirilmeli…
Meydana gelen doğa olaylarının, felaketle sonuçlanmaması için; Merkezi ve yerel yönetim işbirliği ile ilgili uzmanların görüşleri doğrultusunda acil bir eylem planı hazırlanmalı. Yapılaşmaya uygun olmayan, heyelan riski yüksek yerlerin yeniden AJE (Ayrıntılı Jeolojik Etüt) kapsamına dahil edilmesi yada riskli alanları tamamen imara kapatılması gerekir.
Sorunun çözümünde yer almayanlar.
Sorunun bir parçası olurlar.
YAŞANILASI BİR DEVREK İÇİN OLMALI