Geçtiğimiz yüzyılın başında, İngiliz işbirlikçisi Derviş Vahdeti, Sait Molla, Dürrizade Abdullah, İskilipli Atıf gibi gericilerin tasfiyesi üzerine Cumhuriyet kurulmuştu.

 Yıl 1925, Mustafa Kemal, genç Cumhuriyetin yurttaşlarına ve dış ülkelere şu tarihi mesajı veriyordu: ‘’ Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz.’’

 Yıl 2002, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar ülkesi olma yolunda, devrimlerden dönüş sürecinin sancılarını yaşıyor…

 Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik bir hukuk devleti olma yolunda yapılan devrimlerle ilerliyordu.

 Yıllar yılları kovaladı.

 Bir Cumhuriyet düşmanı,  Fethullah Gülen , Amerikan Emperyalizmi ve yerli işbirlikçilerinin desteği ile sahnedeki yerini aldı.

 Türkiye’yi etnik ve mezhepsel esasa dayalı olarak bölmeye, yer altı-yerüstü ekonomik kaynaklarını pazarlamaya, din devleti kurmaya ve halkın dinsel inançlarını sömürmeye, hatta Cumhuriyet’in başına numara koymaya kararlı, zengin, güçlü, dış destekli, örgütlü vatan hainleri 15 Temmuz 2016’da  başarısız darbe girişiminde bulundular.

DARBE GİRİŞİMİ NEREDEN BESLENMİŞTİR?

   Halkın en hassas yeri, din duygularını istismar ederek beslenmiştir. Tarikatlar, bugüne kadar cemaat-siyaset-ticaret üçgeninde hareket etmelerine göz yumuldu. Fethullah Gülen Cemaatinin (FETÖ) yerine başka tarikatlar yerleşmeden, devlet adalete ve liyakata bağlı kalarak boşalan yerleri doldurmalıdır. Bu güne kadar liyakat yerine dini tarikatlar referans alındığı için, bu karanlık günlere geldiğimizi unutmayalım.

PEKİ NE YAPMALI?

·        Bütün tarikat ve cemaatler kayıt altına alınmalıdır.

·        Gelir kaynakları harcamaları ve üyelerinin şeffaflığı sağlanmalıdır.

·        Gülen Cemaatine (FETÖ) yapıldığı gibi diğer cemaatlerinde eğitim kurumları ve yurtları devlete devredilmelidir.

·        Eğitim ve öğretim tarikatların elinden alın malıdır.

·        Cemaatlerin, vakıfların şeffaflığı ve zorunlu denetimi sağlanmalıdır.

      GÜLEN HAREKETİNE CAN VEREN KOŞULLAR KALDIRILMALIDIR

       Tarikat, siyaset ve ticaret üçgenindeki faaliyetler sürdükçe kendi içinden FETÖ benzeri hareketleri doğurmaya adaydır. Fethullah Gülen Hareketi’yle (FETÖ) ne ılımlı İslam, ne siyasal İslam’ı baston olarak görüp sonunda kendisi onun bastonu haline gelenlerin ortak hedefi Cumhuriyet kazanımlarını ortadan kaldırarak İslam Cumhuriyetini (şeriatı) kurmaktır.

-          Devlete,

-          Yargıya,

-          TSK’ne yerleşen şeriatçı örgütlerin her biri terörist çıktı. Diğer gizlenenler aynen duruyor.

       Tam anlamıyla TÜRKİYE CUMHURİYETİ laik, demokratik bir hukuk devleti olmalıdır.

"Türkiye Cumhuriyeti Şeyhler, Dervişler, Müritler, Menzuplar Memleketi Olamaz. En doğru, En Hakiki Tarikat, Medeniyet Tarikatıdır.’’ M. Kemal ATATÜRK"

   Rüzgara karşı siyaset yapmak kolaydır. Koltuk altlarınız rüzgarla dolunca uçuverirsiniz. Takdir görmenizdir hedefiniz. Çünkü, rüzgar oradan esiyordur. Oysa önemli ve zor olan rüzgara karşı durmaktır. Biz zoru seçenlerden olmalıyız. Tıpkı İstanbul Boğazına demirleyen 6. Filo askerlerini denize döken 68 gençliği gibi…

  Biz cumhuriyetçilerin içinde o isyan koru var. Körükledik mi o isyan ateşi yanar.

  Söz konusu vatan olunca, tavı gelen demire vurmak kolay…

  Uzaktan duyduğumuz çakalların uluması,

Safları sıklaştıralım dileğimle, sevgiyle kalın.

Yaşasın  CUMHURİYET

                                                                                        ***

CUMHURİYET

Ata'mızın çizdiği yoldan
Bağımsızlığa doğru açılan
Bir penceredir Cumhuriyet

Uçsuz bucaksız bir ovada
Tek bayrağın altına
Toplanmaktır Cumhuriyet

Bir kuşun kanadında
Özgürce süzülmek,
Uçmaktır Cumhuriyet

Yıkıntıların arasından
Kocaman bir ülke
Yaratmaktır Cumhuriyet

Geçmişin karanlığından sıyrılıp
Geleceğin aydınlığına
Koşmaktır Cumhuriyet

Düğünlerde, bayramlarda
Omuz omuza, el ele
Coşmaktır Cumhuriyet

Bizi bir güneş gibi aydınlatan
Ata'mızın izinden
Yürümektir Cumhuriyet

                                            Deniz Değirmenci