2021 YILININ HOŞ GELMESİ İÇİN,
NE YAPMALI? NASIL YAPMALI…
Yeni bir gün,
Yeni bir hafta,
Yeni bir ay,
Yeni bir yıl,
Bitip tükenmeyen iyi dileklerin, hayallerin, güzel sözlerin ardından; umudun tükendiği bir yaşamla baş başa kalırız. 2020 yılında yaşamın tüm zorluklarına bir de covid-19 eklenince yurdum insanı iki elini başının arasına alarak, dizlerinin önüne çöküp kalakaldı. 2020 yılının son günlerinde Samsun’da 45 yaşında bir vatandaş avucuna iş ve aş yazarak; okul duvarının korkuluklarına kendini asarak yaşamına son verdi. Oysa ne umutlarla girmiştik, 2020 yılına…
2021 yılının HOŞ GELMESİ için güzel sözlerle süslenmiş, iyi dileklerin arkasına saklanmayı bir kenara bırakıp, hep birlikte düşünelim. Kafa yorup, yaşamı ve kendimizi sorgulayalım. Bizler güzel günler için, hiçbir şey yapmadan, kötü gidişe dur demeden, aşımıza, ekmeğimize göz koyanları sorgulamadan; bir araya gelerek bozuk düzeni değiştirmek için çaba göstermediğimiz sürece yeni yıl dileklerimizin gerçekleşmeyeceğinin farkında olalım. Olalım ki gerçekleri tüm çıplaklığı ile hep birlikte ’’kral çıplak’’ diye haykıralım.
İdeallerin yerini rant, yolsuzluk, israf, para hırsı ve egoların aldığı; cehaletin eğitimin önüne geçtiği, sarıklı cumhuriyet düşmanlarının öne çıktığı bir dünyada umudu taze tutmak hiç de kolay değil. Ama imkansızda değil. İnsanlıktan sınıfta kalmamak adına; yanlış olan her şeye itirazımızı yüksek bir sesle haykırıp, bozuk gidişe dur diyebildiğimiz de YENİ YIL HOŞ GELECEK bize… Böylelikle gerçek insanlıkla tanışmış olacağız.
’’Uğurlar olsun eski yıl’’ demeye dilim varmıyor. İçimden canın cehenneme 2020 yılı demek geliyor.
Hayallerimizi oturduğumuz yerden sadece dilek dileyerek gerçekleşmesini beklersek; daha çokkk bekleriz.
Gerçekten tüm dileklerimizi gerçekleştirecek olan yeni bir yıl mıdır? Yoksa dileklerimizi dilemekle kalmayıp, gerçekleştirmek için bir şeyler mi yapmalıyız?
Yeni yılın hoş gelmesi, bir yıl sonra güle güle gitmesi için hep birlikte çok çok çalışmalıyız.
Güzel bir güne,
Güzel bir haftaya,
Güzel bir aya,
Güzel bir yıla,
Hep birlikte, MERHABA demek için el ele, omuz omuza vererek; hep bir ağızdan hep beraber, bozuk düzene ’’itirazım var’’ diyerek, HAYKIRALIM !...
Umudun yüz akıdır kavga
Kavga kitap ve cesaretle olur.
Biz kavgayla büyüdük,
Kavga yüreklerimizde büyüdü…
Yükselen itirazımız dört bir yanda ses versin.
’’Daha gün o gün değil,
Derlenip dürülmesin bayraklar.
Dinleyin, duyduğunuz
çakalların ulumasıdır.
Safları sıklaştırın çocuklar,
Bu kavga faşizme karşı,
Bu kavga hürriyet kavgasıdır.’’ Nazım H
’’Sen yanmasan, ben yanmasam, biz yanmasak;
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa…’’
Her şey yaşanası bir Dünya ve Türkiye için olmalı.
Umutlarımızın yitip gitmemesi dileğiyle…
HOŞ GELESİN YENİ YIL / 2021
Gök Kurt ve Gök Geyik ile göğe yükselip, yüzlerce binlerce yıl önce yeryüzünde yeni yıl kutlamaları nasıl yapılıyor? Adak için ağaçlara kimler bez bağlıyor, kimler süslüyor? Bir göz atalım.
21-22 ARALIK GECESİ
TÜRKLERDE YENİ YIL
NARDUGAN / ÇAM BAYRAMI
Bu ağaç, motif olarak bütün halı, kilim işlemelerimizde vardır. İnsanların koruyucusu, sakallı ve kaftan giymiş olarak Gök Tanrısı Ülgen sarayından geceyi, gündüzü ve Güneş’i yönetiyor. Türklerin inanışında çok önemli olan Güneş gecelerin kısalıp, gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık’ta gece, gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra da gün, geceyi yenerek zafer kazanıyor.
Bu, Güneş’in zaferini ve yeniden doğuşu, büyük şenliklerle akçam ağacı altında kutlanıyor. Güneş’i geri verdi diye Gök Tanrı Ülgen’e dualar ediyorlar. Duaları Tanrı’ya gitsin, yılı iyi geçirdik diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrı’dan… Bu bayram için hazırlıklar yapılıyor. Evler temizlenip yiyecekler hazırlanıyor. Gök Tanrısı Ülgen’in kardeşi Erlik de o gün sırtında Türklere mahsus olan kürkü, kemeri, başında başlığı ve Türklerin icat edip giydiği çizmeler ile hediye dağıttığı düşünülüyor.
Bu Noel Baba kıyafeti eski Türk kıyafeti Geyik Sibirya’da yaşayan Türkler için kutsal… Türkler bu bayrama ÇAM BAYRAMI diyorlar. Ve inançlarına göre Nardugan (Çam Bayramı) eş, dost, akraba gibi yakınlarla bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır ve yeni gün uğur getirirmiş…
NOEL BAYRAMI
22 Aralık’ta Güneş’in doğumu 24 Aralık’a alınarak adına Noel Bayramı ( İsa’nın doğuşu-Christmıs) diyorlar. Çam süsleme ise İsa’nın doğumundan yüzyıllar sonra 1605 yılında Almanya’da başlayarak tüm Hristiyan ülkelere geçiyor. Böylece, Türklerin Çam Bayramı, Noel Bayramı olarak dünyaya yayılıyor.
Türk Mitolojisi'nde Hayat Ağacı
Hayat Ağacı dünyanın merkezini sembolize eder. Yer altı, yeryüzü ve gökyüzünü dikey bir merkezde birleştirir. Kutlu bir dağın tepesinden yükselerek cennete ulaştığına inanılır.
En önemli özelliklerinden biri meyvesiz oluşudur. Ama bu beslemediği anlamına gelmez tersine gövdesinden ve dallarından çıkan öz suyuyla besleyen bir ağaçtır Hayat Ağacı. Bu anlamıyla onu minik bir bebeğin annesine benzetmek yanlış olmayacaktır. Bir anne fedakarlığıyla kendisine ihtiyaç duyan tüm canlıları ayakta kalıncaya kadar besler. Ve onun özsuyu, anne sütü gibi en faydalı besindir.
Doğumun ve ölümün simgesidir bu nedenle…
Çocuğu olmayan kadınlar onun köklerinin dibinde Tanrı’ya yalvarır, onun doğurganlığı ve besleyiciliğine sığınarak teselli bulmaya çalışır.
Mezarların başına ağaç dikmek de yine ölüleri onun kollarına bırakmak, ona emanet etmekle eşdeğerdir.
Türklerin ağaca adak için bez bağlaması bu çağlardan geliyor.
Geleneklerin, kuşaktan kuşağa bazı değişikliklere uğrayarak günümüze kadar geldiğine tanıklık eder.
Gök Kurt ve Gök Geyik gökte doğmuşlardır. Yeryüzündeki kurt sürülerini idare eden kurtlara gök kurt, geyik sürülerini idare eden geyiklere gök geyik denir. Bazı Türk halkları soylarının kurttan, bazıları geyikten türediğini kabul eder. Cengiz Hanın ilk ataları, Eril nitelikte olan gök kurt ve dişi bir geyiktir.
Nahıl, üzeri yaprak, çiçek, meyve, renkli kâğıt ve
mumlarla donatılmış olan bir süs ağacıdır
Osmanlı'da da ağaç süslemelerinin yapıldığını belirten Sinan meydan, saray düğünlerinde, bal mumundan yapılarak gelinin veya sünnet çocuğunun önünde götürülen "nahil" adı verilen süslü ağaçlar olduğunu söyledi.
"Osmanlı'da özellikle saray düğünlerinde bal mumundan yapılarak gelinin veya sünnet çocuğunun önünde götürülen süslü ağaçlar vardır. Bunlara "nahil" denir.
Osmanlı'da sünnet veya gelin alayı önünde ve yanlarında taşınan nahiller çeşitli büyüklüktedir. Alayın önünde götürülen nahillerin yüksekliği 9 ile 25 metre arasında değişir.
YENİ YIL HEPİMİZE KUTLU OLSUN
Yeni yıla, CUMHURİYET değerlerini koruyarak, ATATÜRK’ün yolunda girelim. Yolsuzluk ve israfla anılmayan, tüketen değil, üreten bir toplum olalım. İşte o zaman güzel günler göreceğiz.
ÇAM BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!...