Reklamı Geç
Advert
Advert
Advert
Advert
ADET, GELENEK, GÖRENEK VE İNANIŞLAR
Faik MEKİK

ADET, GELENEK, GÖRENEK VE İNANIŞLAR

Bu içerik 7637 kez okundu.

   Gelenek ve görenek her toplumun geçmişten gelen davranış biçimi ve tutumunu anlatan öğelerdir. Kuşaktan kuşağa aktarılan, dededen toruna anlatılan, hayata karşı tutumu belirli ölçülerde tanımlayan ananelerdir. Türk toplumunun da kendi yapısını anlatan gelenekler, yaşam boyu devam edecek bir kültürün kalıplaşmış resmidir. Toplumların varlığını ve başka Milletlerden ayıran biçimdir. Evlilik törenleri, kına geceleri, kız isteme, kına türküleri, asker uğurlama, doğum, ölüm ve bayram gelenekleri her toplumun anlayışına göre devam etmektedir

   Farkında olsak da, olmasak da kültürümüzün, yaşayışımızın, gelenek ve göreneklerimizin temelinde Şamanizm ve Tengri (GÖK TANRI) kökenli davranışlar vardır.

   Anadolu’da halk arasında “nazar” olgusu çok yaygın bir inanıştır.
Bazı insanların olağandışı özellikleri olduğu ve bakışlarının karşılarındaki kimselere rahatsızlık verdiğine, kötülük getirdiğine inanılır. Bunun önüne geçmek için “nazar boncuğu” “deve boncuğu” “göz boncuğu” vb. takılır. Bu inanış da Şamanizm'den kalmadır.

   Kurşun dökme adeti de şamanizm geleneklerindendir. Şamanizm'de buna "kut dökme" denir. Kötü ruhlardan birinin çaldığı kutuyu "talih, saadet unsurunu" geri döndürmek için yapılan bir sihri ayindir.

   Mevlit ve İlahiler sadece Anadolu’da uygulanan müzikli anlatımlardır. İslam dininde ölünün ardından mevlit merasimi diye bir uygulama yoktur.  

   Su İçerken Kafanın Elle Desteklenmesi, Bu da bir Şaman geleneği kalıntısıdır. Şöyle ki, su içerken insan akli başından kaçabilir diye kafa elle tutulurmuş.

  Su Dökerek Uğurlama, Şaman kültüründeki suyun kutsallığı olgusunun doğurduğu adettir. Su berekettir, kutsaldır. “Su gibi çabuk dön, ak geri gel, ak çabuk, kazasız belasız git” demek için su dökülür gidenin arkasından.

   Türbelere, Ağaçlara, Çalılara Bez ve Çaput Bağlamak,

Şamanizm inancında dilek dileme şekli. Küçük kumaş parçaları genel olarak ağaçlara çok önem verildiğinden ve yaşamın sembolü kabul edildiğinden ve yaşam üzerinde muazzam etkileri olduğu düşünüldüğünden, bunların dallarına bağlanır ve dileğin gerçekleşmesi beklenir. 

Günümüz Türkiye’sinde bu eski gelenek halen devam etmektedir. Temelinde ise doğadaki her varlığın bir ruhu olduğu inancı yatmaktadır.

   Tahtaya vurmak, Eski Türkler göçebe oldukları için, daha önce girmedikleri ormanlara girerken, ormandaki kötü ruhları kovmak için ağaçlara vurup bağırarak gürültü çıkarırlarmış. Bu davranış aynı zamanda doğa ruhlarına kötü olayları haber verip, onlardan korunma dilemek amaçlıdır. Tahtaya vurma adeti, sadece Türk kültüründe değil bir çok Avrupa kültüründe de vardır.

   Ölünün Ardından Belirli Aralıklarla Toplanmak, Birisi öldükten sonra evinde toplanıp dua okumak, bu toplanma işini 7, 40, 52  günde bir tekrarlamak gibi eylemler de Şaman kültüründen kalmadır. 

   Eski Türk inanışına göre ruh fiziki bedenini 40 gün sonra terk etmektedir. Vefat edenin “40’ın çıkması” deyimi vardır. Şamanizm’de ölen kişinin ruhu evi terk etsin, göğe yolculuğuna başlasın, öteki ruhlar doluşmasın diye insanlar ölen kişinin evinde toplanıp ayin yapar, yas tutarlar.

   Yıllar, yıllar önce yarıyıl tatilinde annemle birlikte Safranbolu’ya ananemlere giderdim. Kızına ve torununa kavuşmanın sevinciyle  ilk işi anneme kurşun dökmekti. Cosss sesini duyunca koşarak tasın içinde şekil almış kurşuna bakarken, ananem fala bakar gibi konuşurdu. Kapının eşiğine oturmama günah diye kızar, ıslık çaldığımda şeytan çağırıyorsun diye azarlardı. Hava karardıktan sonra tırnak kesmek, yasaktı.  Ayrılık zamanı gelip çattığında bizi öpüp koklayarak uğurlarken ardımızdan bir tas su dökmeyi ihmal etmezdi. Nurlar içinde yatasın sevgili ananem; bayramlarda yaptığın baklava ve su böreğini özlemedim, sanma…

   Geçmişten sıyrılıp, günümüze ışık tutalım

   Mahallemizde yeni evlenen bir çifti tebrik edip, mutluluklar dileriz. Dünyaya gözlerini açan bebeğe ezanın bitiminde çocuğun sağ kulağına adı üç defa söylenir..Yeni doğum yapan kadın anne olarak kutlanır.  ’tü tüüüü maşallah !... Allah nazardan korusun diyerek nazar boncuğunu kundağına takarız. Mahallenin en gün görmüş kadını lohusa anneyi kötülüklerden korumak için kurşun döker. Doğumundan itibaren kırk gün olmuş bebeği dışarı gezmeğe çıkarmak bu dönem içerisinde gelen misafirlere iade-i ziyaret yapılır. Gidilen evde bebeğin annesine yumurta verilir. Bayramlarda alınan yeni ayakkabı ve elbiselerin verdiği mutluluk çocukların gözlerinden okunur. Hele yaşına bastığında ilk doğum gününü kutlamak anne, baba ve aile büyüklerine büyük bir sevinç yaşatır.

   Nüfusu sekiz milyara yaklaşan dünyada yaşayan insanların farklı etnik yapısı ve dinsel inançları vardır. Bu insan topluluklarının bağlı olduğu millet ve dinlerin birbirlerinden farklı inanç ve düşünceleri vardır. Hatta bu yetmezmiş gibi aynı dine mensup olanlarda kendi aralarında farklı mezhep ve kollara ayrılırlar ve ortaya rengarenk görüntüler çıkar. Hangi dinden ve dilde olursa olsun insanların birbirlerini selamlayıp, iyi dileklerde bulunması kadar güzel bir duygu yoktur.

   Yeni bir güne, yeni bir haftaya, yeni bir yıla başlarken güzel dilek ve temennilerde bulunup, kutlama yaparız.

   10. yüzyıldan itibaren kitleler halinde Müslüman olmaya başladık. Aradan yüzyıllar geçmesine rağmen eski adet ve inanışlarımızı şu ya da bu şekilde günümüzde devam ettiriyoruz.

 

 NOEL KUTLAMALARI VE YILBAŞI 

21-22 ARALIK GECESİ

TÜRKLERDE YENİ YIL:  NARDUGAN BAYRAMI = ÇAM BAYRAMI

NOEL BAYRAMI

   22 Aralık’ta Güneş’in doğumu 24 Aralık’a alınarak adına Noel Bayramı ( İsa’nın doğuşu-Christmıs) diyorlar. Çam süsleme ise İsa’nın doğumundan yüzyıllar sonra 1605 yılında Almanya’da başlayarak tüm Hristiyan ülkelere geçiyor.

    Bizim Antalya/Demreli Niko, oldu Noel Baba…

   Türklerin Çam Bayramı, Noel Bayramı olarak dünyaya yayılıyor.

  “Eski Türklerde, gökyüzü tanrısal bir güç olarak kabul edilirdi. Geceyle gündüz kavga halindeydi. 21 Aralık tarihinin ardından günlerin uzamaya başlaması, kutsal kabul edilen güneşin kavgayı kazandığı gün olarak kabul edilir ve bunun için şenlikler düzenlenirdi. Bu kutlamalarda ‘Akçam’ denilen çam dalı kullanılır, o çam dalının altına, Tanrı iyi insanlara iyi şeyler sunduğu için, hediyeler konulurdu. Tanrı gelecek yıl iyi şeyler versin diye de, o çam dalına iyi dilekleri simgeleyen bezler, süsler bağlanırdı. O gün aileler bir araya gelir, yemekler yapılır, yenir, şarkılar söylenip, dans edilirdi.”

Nardugan Bayramı ağacı ve kutlamalar

Noel Baba’nın da yine Türk geleneğinden günümüze geldiğini belirten Çığ, “Bugün Noel Baba olarak kabul edilen yaşlı adamın, gökyüzü tanrısının kötü kardeşi yeryüzü tanrısı olduğuna inanılır. 22 Aralık’ta onun bile iyi olmaya karar vererek, kapı kapı dolaşıp hediyeler verdiği düşünülürdü. Noel Baba’nın kıyafetleri tıpkı Türk geleneklerindeki kıyafetleri yansıtır. Bu adet, Hunlarla birlikte Avrupa’ya, Hıristiyanlığın yaygınlaşmasıyla birlikte Hıristiyanlara geçti. Yılbaşı kutlama geleneği, 325 yılında alınan bir kararla Hz. İsa’yı anmak için kullanılmaya başlanmıştır”  Sümerolog  Muazzez İlmiye Çığ

Nardugan, Moğol dilindeki Nar (Güneş), 
Türk dilindeki Tuqan (Doğan) sözcüklerinden oluşmuştur

   Her yıl 22 Aralık’tan sonra gelen ilk dolunayda kutlanır. Bunun nedeni ise Türklerin eski inanışına göre tıpkı Mısır mitolojisinde olduğu gibi gece ile gündüz sürekli savaşırlar ve 21 Aralık günü en uzun gecedir ve ardından Güneş daha çok görünmeye başlar, günler uzar. Bu yüzden Türklerce Ay yılı esasına dayalı olarak 22 Aralık gününü takiben ilk dolunayın çıktığı gün yeni yılın ilk günüdür.

Bugün içinde tüm Türkler, ölümsüzlüğün simgesi olarak kabul ettikleri ve Türk Mitolojisi’ne göre tüm insanların türediği ağaç olan Akçaçam Ağaçları’nı süsler ve bu ağaçların altında, çevresinde geleneksel oyunlar oynar, kopuz eşliğinde şarkılar söyler ve eğlenceler düzenler.

 

Yeni yıl yeni yıl 

Bizlere kutlu olsun
Yeni yıl yeni yıl

Sizlere mutlu olsun

Eski yıl sona erdi
Yepyeni bir yıl geldi
Bu yıl olsun mutlu bir yıl
Bu yıl olsun hey hey

Kardeşiz biz hepimiz
Bitmesin hiç sevgimiz
Aramızda dargınlık yok
Aramızda hey hey

Mutlu olsun insanlar
Mutlu olsun tüm evren
Yeni yılda hep birlikte
Yeni yılda hey hey

 

 

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
 “KUTLAMA DEĞİL ANLAŞILMAK İSTİYORUM” YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ YAPILDI
“KUTLAMA DEĞİL ANLAŞILMAK İSTİYORUM” YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ YAPILDI
14 YILDIR YOKSUN BABA!
14 YILDIR YOKSUN BABA!