Avuç içlerini ovuştururken faltaşı gibi açılmış gözleriyle, sırıtarak ‘’bu iş tamam’’ mesajını vermeye çalışan her dönemin adamı olmaya soyunmuş, rüzgar nerden esiyorsa fırıldak misali yönünü oraya çeviren, kendince iş bitirdiğini sanan tipler çevremizde topaç gibi dönüp dururlar. İnsanlıktan nasibini alamamış bu zatı muhteremler, ülkemizin en karlı ama bir o kadar da zor mesleklerinden biri olan YALAKALIK mesleğini icra ederler. 

Kuyruklu Şiir

Uyuşamayız, yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi;
Senin yiyeceğin kalaylı kapta;
Benimki aslan ağzında
Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik.

Ama seninki de kolay değil kardeşim;
Kolay değil hani,
Böyle kuyruk sallamak tanrının günü.

Cevap
(Ciğercinin kedisinden sokak kedisine),

Açlıktan bahsediyorsun;
Demek ki sen komünistsin.
Demek ki bütün binaları yakan sensin.
İstanbul’dakileri sen,
Ankara’dakileri sen…

Sen ne domuzsun, sen!

Orhan Veli Kanık

   Yalakalığın en kolay hali sabah-akşam kuyruk sallamaktır. Ciğercinin kedisinde olduğu gibi… Eğer tercihin kuyruk sallamayan sokak kedisi gibi olurda; doğrunun ve haklının yanında, haksızın karşısında elde pankart meydanlara çıkarsan vay haline!... Kadın-erkek, çoluk-çocuk, işsiz, emekli demeden yersin sopayı… Ne teröristliğin kalır, ne bölücülüğün, ne de hainliğin… Yersin zılgıtı oturursun yerine. Demokrasi ve özgürlük aşkın devam ettiği sürece değişen bir şey olmaz. Bu böyle devam eder durur sanma… Gün gelir zorbalar da kalmaz, gider. Ciğercinin kedisi gibi sabah-akşam kuyruk sallamak yerine, sokak kedisi gibi güzel hayallerin peşinden koşmak en güzeli…

En Kolay Yalakalık Siyasi Yalakalıktır

   Yalan makinesine bağlasan makineyi devre dışı bırakacak kadar taraf olduğun siyasi partinin liderine inanırsın, her durumda onu destekler, ona salya sümük yağcılık yaparsın. Kimse sana laf söyleyemez. O partinin sözü geçen bir militanı olup, çıkarsın.

   Siyasetçinin karşısında el pençe divan durup, ardından bi kamyon laf söyleyen aşağılık tiplerdir. Hele söz sahibi, etkin bir siyasetçi ise soytarıları aratacak takla atarlar.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE DALKAVUKLAR, YALAKALAR

   Bugünün yalakaları gün yüzüne çıktıkça, dünün saray soytarılarını arar olduk. Eskinin soytarıları eğlence ağırlıklı, günümüzdekiler ise daha tehlikeli toplumsal yaşama ve devlet yönetime zarar veriyor. Yalakaların, dalkavukların, uşakların, yağdanlıkların, soytarıların, kemik yalayıcıların entel-dantel geçinen liboş takımının sayılarında artış var. Ne hikmetse!...

   Osmanlı, döneminde saraylarda kadrolu (maaşlı) soytarılar vardı. Görevleri, hoş şeyler söyleyip, padişahları eğlendirmekti. Padişahlara sürekli aşırı saygı gösterirler; yalakalık, yağcılık yapıp, şaklabanlık edip yaltaklanırlardı.

   Tarihin her döneminde egemen güçlere, siyasi iktidarlara yalakalık ederek geçinen yalaka liboşlar mevcuttur. Günümüz yalakaları siyaset ve devlet yönetiminde yükselme, iş yaşamında ise rant sağlama aracına dönüştü.

   Devletler arası yalakalık tanımı, emperyalist ülkelerle yapılan iş birliğidir.

HAKSIZLIKLAR KARŞISINDA ÜÇMAYMUNU OYNAMA!... CESUR OL

YALAKA OLMANIN KILAVUZU

‘’Yalakalık Üzerine Söylev’’ yazısıyla, Emre Kongar iyi bir yalakanın tüm özelliklerini yukardan aşağıya bir güzel sıralamış.

• Yalakalık önemli ve çok zor bir meslektir arkadaşlar.
• Öyle herkes kolayca iyi bir yalaka olmaz.
• İyi bir yalaka olabilmek için her şeyden önce aileden gelen bazı özellikler gerekir:
• Çok zeki dikkatli olacaksın. Karşısındaki leb demeden leblebiyi anlayacaksın.
• Çok çevik olacaksın.
• Derhal ve çok hızlı dönebileceksin.
• Kimi zaman rüzgar gülü gibi, bir fırıldak gibi dönebileceksin…
• Omurgasız ve esnek olacaksın.
• Eğilmeyi, bükülmeyi, iki büklüm olmayı, şekilde şekile girmeyi becereceksin.
• Diklenenle diklenecek, eğilenle eğilecek, bükülenle büküleceksin.
• Aşırı olacaksın.
• Daima efendinden ve/veya efendilerinden ilerde olacaksın.
• Elbette iyi bir yalaka olabilmek için genetik özellikler yetmez.; aileden, okuldan ve işyerinden gelen ‘’öğrenilmiş özellikler’’ de gerekir.
• Ahlaksız olacaksın.
• Hiçbir ahlak kuralın olmayacak.
• Herhangi bir mesleğin (mühendis, öğretmen doktor, savcı, hakim…)  ahlak kurallarına da bağlı olmayacaksın.
• İlkesiz olacaksın.
• Hayatta, iyi bir yalaka olmanın ötesinde, yalakalık yaparak yükselmekten başka, hiçbir ilken olmayacak.
• Şerefsiz ve haysiyetsiz olacaksın.
• Sadece yalakalık yaptığın grubun, kişinin, kişilerin şeref ve haysiyetini düşüneceksin.
• Efendilerin tarafında yapılan her türlü azara, hakarete, aşağılanmaya hazır olacaksın.
• Kişiliksiz olacaksın.
• Kişiliğini, yalakalık yaptığın grubun, kişinin ya da kişilerin varlıkları içinde eritmiş olacaksın.
• İnançsız, ideolojisiz olacaksın, sadece paraya tapacaksın.
• Sadece yalakalık yaptığın kişinin, grubun, görüşün inancına, ideolojisine göre davranacaksın.
• Tek inancın, tek taptığın şey para olacak.
• Hem güvenilir hem de güvenceli bir yalaka olacaksın.
• Kime yalakalık yapıyorsan ona iyi bir yalaka olduğunu inandıracaksın.
• Efendin ve efendilerin, seni besledikleri sürece onlara ihanet etmeyeceğini bilecek.
• Ama efendinin, efendilerinin sırlarını bileceksin; bu sırlar senin güvencen olacak; seni dışladıkları zaman, onlara zarar verebileceğini bilecekler.
• Siyaseti iyi takip edeceksin.
• Siyasette dönen dolapları, ittifakları, düşmanlıkları, tavizleri, çok iyi izleyeceksin.
• Havayı çok iyi koklayacaksın.
• Kim kimin için ne demiş, kim kiminle, nerede, ne zaman, ne yapmış bileceksin.
• Açık ve gizli mali ilişkileri yakından bileceksin.
• Hangi ihale kime veriliyor, niçin…
• Hangi şahıslara, şirketlere kar garantili işler veriliyor.
• Kim, nereden ne kadar komisyon ve rüşvet alıyor…
•  Komisyon, rüşvet miktarı nasıl saptanıyor…
• Hangi arsadan alınan rüşvet ne kadar?...
• Efendin, efendilerin ile şirketler arasındaki ortaklık ilişkileri kimlerle, hangi yollarla yapılıyor.

Kısaca, tükürülecek eli öpene YALAKA denir

Haklıdan yana değil,

Güçlüden yana olanlar

Korkak ve kaypak olurlar.

Güç merkezi değiştikçe

Dönerler; fırıldak olurlar.

Uğur Mumcu

GELELİM BİZİM MEDYA MAYMUNLARINA

Ortak paydaları yandaş olmalarıdır. Aynı kaptan önlerine atılan kemiği yerler. Ertesi gün aynı manşette çıkarlar. Ortak özellikleri yazmakla bitmez. Omurgasız, ilkesiz, ahlaksız, kişiliksiz, yalancı ve yüzsüzdürler. İhalelerden pay almayı, kamu bankalarında kredi almayı pek severler. Aynı havuzdan beslenirler. Borçlarının sildirip, teşvik almaya bayılırlar.

Bir de yerel şarlatanlar vardır. Bunların iştahı seçim dönemlerinde kabarır. İl, ilçe, belde belediye başkan adaylarına, milletvekili adaylarına yanaşıp yapacakları haber karşılığında açıktan para isterler. Vermedin mi? Şantaj, tehditler havada uçuşur. Hemen rakip adayın lehine, para koparamadığı adayın aleyhine haber yapmaya bayılırlar. Yalakaların tüm özelliklerini taşırlar ama onlar kadar zeki değillerdir. Kemiğin ucunu göstersen yalanmaya başlarlar. Yalakalık ile çakallığın harmanlanmış şekli olan çıkarcı şarlatanlardır. Kahve dedikodularını köşelerine taşırlar. Kendi çaplarında büyük yalakalara özenirler. Kişi, grup, parti, kurum fark etmez; bir yerlere yaranmak için kuyruk sallar dururlar. Yüz bulduklarını yalar, yüz bulamadıklarına da havlarlar. Silik bir fotokopi kağıdını gazete diye dağıtmayı gazetecilik sanırlar.

ÖLMEYEN MESLEK YALAKALIK!...

Dün ‘’ köpek’’ dediğine, bugün

‘’Öpek’’ diyen, tedavisi zor

bir hastalıktır, YALAKALIK.

Tuncel Kurtiz

ÖNEMLİ UYARI

Yalakalık için, emirle veya telkinle, yasalara, içtihatlara (görüşlere), teamüllere (olagelen davranışlara) ve vicdanlara aykırı kararlar verdiğinde bir gün mutlaka hesap sorulur. SAKIN YAPMA!...