Reklamı Geç
Advert
Advert
Advert
Advert
YARIYIL (SÖMESTRİ) TATİLİ
Faik MEKİK

YARIYIL (SÖMESTRİ) TATİLİ

Bu içerik 3515 kez okundu.

 

   Çok değil yarım yüzyıl önce yarıyıl tatilini iple çektiğim günler aklıma düştü. Hey gidi günler hey!... Kısa bir karne heyecanının ardından mahallenin çocukları ile kömürlükten çıkardığımız şimşirden yapılan kızaklarımızla mahallenin en dik yokuşlu sokağında alırdık, soluğu. Türkiye’nin ilk 4 kapılı otomobili Anadol daha yollara bile çıkmamıştı. Sokaklardan geçen araç sayısı yok denecek kadar azdı. Çift kale maçlar bile sokaklarda yapılırdı. Anlayacağınız tatilde oyuna doyardık. Mahallenin çocuklarıyla sokakta oynadığımız oyunlar çok keyifliydi. ( Saklambaç, körebe, dokuz taş, istop, çelik çomak, misket, birdirbir, çizgi, yakan top, uzun eşek ….)

   Yaşanmış 61 yılı geride bırakıp, günümüze döndüğümüzde ise aptal kutusuna esir olmuş bir nesil duruyor, karşımızda… 

OKU ADAM OL BABAN GİBİ, EŞEK OLMA!...

   Biz adam yerine insan ol, diyerek konumuza giriş yapalım. Anne baba olarak, anne-baba olarak çocuğumuza kumandan endamıyla direktifler yağdırırız. ‘’dersini yap, kitap oku, bak Ali’ye Ayşe’ye ne güzel çalışıyorlar…’’ deriz de bir türlü aptal kutusunu kapatıp, elimize dergi yada kitap alıp okumayız. Sonuçta okuduğunu anlamayan milyonlarca öğrenci karşımızda durur. Eğitim sistemimizin bakana göre her defasında yenilen bir sisteme dönüşür. İşin bu tarafına hiç girip can sımayayım.

OKUDUĞUNU ANLAMAYAN BİR ÜLKE

   Gazete manşetleri; evde, okulda yolda, trafikte kadına ve çocuğa yönelik şiddeti, cinayeti yazar dururlar. Kim bu saldırganlar, okuduğunu anlamayan, kendini ifade edemeyen, yaşadığı yerde kabul görmeyen insanların  her geçen arttığı bir Türkiye’de yaşar olduk.

   Kitap, gazete ve dergi okuma oranının bu kadar düşük olduğu bir ülkede elbette çocuklarımız okuduğunu anlamaz ve kendilerini ifade edemez oluyorlar. MEB’in geçen yıl yaptığı araştırmasına göre çocukların 2/3’ü okuduğunu anlamıyor. En son yapılan PISA araştırmaları da bun u doğruluyor. Ana dilde okuma becerisi itibarıyla dünyada ilk 40 ülke arasında yokuz! Okuduğunu anlamayanın matematik/fen problemlerini de nasıl çözeceği ortada… Okuduğunu anlamayan kendini anlatamaz! Bir an önce aklımızı başımıza toplayıp, erken yaştan başlayarak çocuklarımızı kitaplarla tanıştıralım. Çocuklarımıza okuduğu metinleri anlama ve her şeyden önemlisi kendilerini ifade etme becerisini kazandırmalıyız. Nasıl mı? Onu da işin uzmanlarına bırakalım.

    Anne babalar aşağıdaki yazıyı (alıntı) okuyup, kendi karnelerini doldursunlar bir görelim.

‘Çocuğa görev ve sorumluluk veren anne babalar

   Okul önce dönemde anne ve baba çocuğa görev ve sorumluluk verdiği takdirde çocuklar kendini ifade edebilen, öz güvenli ve bağımsız bir kişilik yapısı geliştirir.

   Toplumda anne ve babalar çocuklarını yetiştirmede farklı tutumlar sergilemektedir. Anne ve babalarının bu tutumları çocukların nasıl bir yetişkin olacağını işaret eder. Bu tutumların bir kısmı...

Baskıcı ve Otoriter Anne Babalar

   Katı kurallara sahip anne ve babalar çocuklarına söz hakkı vermeden kendi istediklerine göre hareket ederler. Çocuk yetişkinin sözü dışına çıktığında sert bir şekilde cezalandırılır.

   Çocuk Üzerinde Etkileri:

   Bu çocuklar kibar olmalarına karşılık çekingen, itaatkar, başkalarının etkisinde kolay kalabilirler.

   Utangaç ve içe kapanık olabilirler.

   Kendilerini ifade edemezler.

   Sözle ya da fiziksel olarak şiddet gördüklerinde aşağılık duygusu geliştirebilirler.

Özellikle ergenlik döneminde evden ve okuldan kaçma eğilimi gösteren isyankar tavırlar içinde olabilirler.

***Koruyucu Anne Babalar

   Çocuklarını gereğinden fazla kontrol eden ve üzerlerine titreyen anne babalardır. Çocuklarına çok sayıda kural koyarlar, sürekli olarak çocuğun başına kötü bir şey gelecek korkusuyla yaşarlar. Aşırı koruma tavırları sebebiyle bu tür anne-babalar çocuğun kendini gerçekleştirme fırsatını elinden alırlar.

   Çocuk Üzerindeki Etkileri:

   Bu çocuklar kendi kendilerine yetemeyen, aşırı bağımlı, kendine güveni olmayan bir kişilik yapısı geliştirebilirler.

   Anne babaya bağımlı olduklarından çoğu zaman kurallara harfiyen uyarlar.

   Utangaç ve içe kapanıktırlar.

 Çocuklarına Boyun Eğen Anne Babalar

   Bu tür ailelerde egemenlik çocuklara aittir. Anne babalarına karşı saygısızdırlar. Tüm istekleri anne babaları tarafından yerine getirilir.
İstekleri reddedildiğinde hırçınlaşırlar, ağlayıp bağırırlar.
   Çocuk Üzerindeki Etkileri:
    Bencildirler, kendileri her şeyden önce gelir.
    Yaşıtlarıyla sık sık problem yaşarlar. Çünkü çocuklar hep kendi isteklerini yaptırmaya çalışan şımarık çocuklarla oynamak istemezler.
   Davranışları denetlenemez.
   Zamanla aile dışındaki bireylere de egemen olmanın yollarını ararlar. ***Güven Verici Tavır Gösteren Anne Babalar

   Bu anne babalar kuralları önceden çocuğa açıklar ve kurallar üzerinde konuşulmasına izin verir, bunları çocuğa dayatmazlar. Problemlerini etkili bir iletişimle çözmeye çalışırlar. Çocuklarına duydukları sevgiyi onlara hissettirirler, onları destekler ve teşvik ederler.

   Çocuk Üzerindeki Etkileri:

Sosyal, etkin, yaratıcı ve başarılıdırlar.

   Yanında yetişkin olmasa da kendi davranışlarını kontrol edebilirler.

   Sorunların çözümünde fikri alındığı için problem çözme yeteneği gelişir.

   Kendini ifade eden, bağımsız, özgüvenli kişilik yapısı geliştirirler.

   Bazı aileler bu tutumları bir arada uygulayabilir. Örneğin anne baba ruh haline göre bazen aşırı koruyucu, bazen baskıcı ve otoriter olabilir ya da anne babadan biri baskıcı ve otoriterken diğeri güven verici tavır içinde olabilmektedir.

***Çocukların gözünde bir anne ve baba gibi olan öğretmen ile öğrenci arasındaki bağ, tüm öğrenim ve iş hayatı boyunca sosyal gelişimini etkileyebiliyor. Sağlıklı kurulan ilişki çocuğun akademik başarısını yükseltiyor.’’

KOŞUN, OYNAYIN VE OKUYUN ÇOCUKLAR.

GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ ÇOCUKLAR.

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
 “KUTLAMA DEĞİL ANLAŞILMAK İSTİYORUM” YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ YAPILDI
“KUTLAMA DEĞİL ANLAŞILMAK İSTİYORUM” YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ YAPILDI
14 YILDIR YOKSUN BABA!
14 YILDIR YOKSUN BABA!