Doğup büyüdüğümüz şehir,Zonguldak.
Yurdumun karaelmas diyarı, Zonguldak,
Cumhuriyetin ilk vilayeti Zonguldak.
Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan fabrikaları finanse eden Zonguldak.
Genel bütçeye sağladığı katkının karşılığını alamayanZonguldak.
Yapılan ve yapılacak termik santraller, atık/çöp yakmatesisleri ile ölüme mahkum edilen, Zonguldak.
Zonguldak’ın doğasına ve ekosistemine dokunma!
Zonguldak’ta hava kurşun gibi ağır…
Nasıl çıkar, karanlıktan aydınlığa Zonguldak?
Ne yapmalı, nasıl yapmalı?
Zonguldak ve doğası zehir solumaktan kurtulmalı…
Toplanacak ‘’ÇEVRE ÇALIŞTAYI’’sonrası bir eylem planı gerekli, Zonguldak’a…
Türkiye’de akciğer hastalıklarının en fazla görüldüğü şehir, Zonguldak
Kirli hava solumaya mahkum edilen şehir, Zonguldak
Korona virüsten ölenlerin şehri, Zonguldak
Türkiye’nin herhangi bir şehrinde salgın sebebiyle 1 kişi ölürken Zonguldak’ta 3 kişi ölüyor.
Maden ocağının dibinde, Türkiye’yi yaşatmak için ölen madencilerin şehri Zonguldak
Burası Karaelmas diyarı Zonguldak
………………
Havasına, suyuna, taşına, toprağına
Bin can feda bir tek dostuma
Her köşesi cennetim ezilir yanar içim
Bir başkadır benim memleketim(Zonguldak)
………………
Yaşanabilir bir DEVREK / ADATEPE,
Yaşanabilir bir GÜMELİ / OSMANLI / ALAPLI
Yaşanabilir bir KIYICAK / EREĞLİ
Yaşanabilir bir BODAÇ / GÖKÇEBEY
Yaşanabilir bir ALACAAĞZI / KANDİLLİ
Yaşanabilir bir ÇAYCUMA
Yaşanabilir bir ÇATALAĞZI, FİLYOS / ZONGULDAK
Zonguldak ve ilçelerinde insanlar, doğa ve tüm canlılar tehdit altında…
Nereden başlasam bilemiyorum.
ÖLÜMÜN ADI SİYANÜR
Devrek/Adatepe, Alaplı/Gümeli ormanları altın ve bakır madeni kuşatması altında… Adatepe son günlerde altın ve bakır madeni ile gündemde.
Adatepe Köyü’nde maden sondaj hizmet alımı işi önümüzdeki günlerde ihale edilecek. Alaplı ilçesinde Centerra Gold adlı Kanadalı şirkete, bölgede çalıştığı taşeron firmalar aracılığıyla altın arama izni verildi. .Gümeli’de kesilen binlerce ağacın ardından beş noktada sondaj kuyuları açıldı. Siyanürlü altın üretimi sonrasında ortaya çıkan yoğun atık, doğaya ve insana zarar vererek ölümlere yol açacaktır.
ERDEMİR, KIYICAK’A CÜRUF TESİSİ KURULMASI İÇİN DÜĞMEYE BASTI
Alaplı Osmanlı Köyü sınırlarında kurulacak Cüruf –Atık geri dönüşüm tesisi için, doğal yollardan oluşan göl doldurularak yok edilecek. Kısaca bu çöp yakma tesisi doğal yaşamı olumsuz yönde etkileyecek.
Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Erdemir’in teşviki ile bir firmanın Kıyıcak Mahallesi’ne cüruf tesisi kurmak için harekete geçtiğini ve valilikten izin aldığını duyurdu. Cüruf tesisinin aynı zamanda Ereğli’nin geleceğini yakından ilgilendiren çevre yolu projesinin üzerine kurulacağına dikkat çeken Posbıyık, “Eğer Kıyıcak Mahallesi’ne bu cüruf tesisinin kurulmasına izin verirsek artık kimse plajlarda denize giremeyecek, çevre yolu projesi de yapılamayacak ve trafik çilesi sürecek” dedi.
Bölgemizde siyanürlü altın madeni ocağı istemiyoruz!...
Gökçebey’de kurulacak Biokütle enerji Santrali ve Atık Yakma Tesisi’nin yıllar içerisinde binlerce kişinin sağlığı ve hayatını karartmasını engellemek için Gökçebey Platformu atık yakma tesisine neden karşı olduklarını şu cümlelerle ifade ediyor.
‘’Projede sanayi çamurlarının yakılacağı yazmakta. Boya atıkları, deri sanayi atıkları, endüstriyel yağ vb. atıklar olmak üzere onlarca ürün bu gruba girmekte. Sanayi atıkları güzel ilçemizde yakılarak zehir saçacak. Kanalizasyon atıkları ile tavuk dışkısı dahil her türlü pislik bu atık grubunda. Zonguldak, Bolu, Bartın, Karabük illerinin ve ilçelerinin kanalizasyonlarından çıkan insan dışkısı dahil birçok tehlikeli ATIK yakılacak. Tavuk gübresi kümeslerde tabanda kullanılan talaş vb malzeme ile beraber tavuk idrarı, gübrenin içindeki antibiyotik ve diğer ilaç kalıntıları ile karıştığı ve AMONYAK ürettiği için devletimiz tarafından ATIK olarak değerlendirilir. Tehlikelidir. Yandığında insanlarda kansere neden olan HCL ve DİOKSİN gibi organik bileşenler oluşturmaktadır.’’
Kandilli Alacaağzı’ndaBorcam Madenciliğin doğaya verdiği zararın boyutları gözler önünde; yok edilen ormanlar, çamur havuzuna dönen plaj, denize dökülen kimyasal atıklarla, Karadeniz ve ekolojik yaşam tehdit altında. Tüm bunlar yetmezmiş gibi 33 dönümlük alanda ‘’silis kumu’’ ocağı kapasite artışıyla gündemde.
OYKA,Kağıt Fabrikasına Kömür Yakıtlı Buhar Tesisi Kuracak
Çaycuma’da OYKA Kağıt Ambalaj San. Tic. A.Ş. tarafından, kurulması planlanan Buhar Üretim Tesisinin ısıl gücü 85 MWt olacaktır. Projede buhar elde etmek için saatte 10 ton kömür kullanılacaktır. Kömür yurtdışından ithal edilecektir. Projenin inşaat aşamasının 4 ay, montaj aşamasının 3 ay ve devreye alma sürecinin 1 ay sürmesi planlanıyor. Kömürün kül oranı %11 ve kazanda yanması sonucu oluşan külün yaklaşık %85’i soluduğumuz havaya karışacak. Filtre takarlarsa daha yavaş zehirlenmiş olacağız.
Kağıt fabrikasının üretim sürecinde çıkan siyah likörün ayrı ayrı kazanlarda yakılarak, buhar kazanında buhar elde edilmesi sonrasında buhar türbininde elektrik enerjisi üretilmesi için “OYKA Enerji Biokütle Santrali” projesinin yapılması planlanmaktadır. Bu arada siyah likörün ne meret bir şey olduğunu da öğrenmiş olduk.
SİYAH LİKÖR: Kağıt üretimi esnasında, sülfat prosesi (odun pişirme)sonucunda elde edilen, lignin kalıntıları, hemiselüloz ve bazı inorganik maddelerden oluşan sıvı çözelti. Kulağa çok pahalı bir likör gibi gelen aslında kağıt üretiminden arta kalan iğrenç bir sıvıdır. Bu posadan İsveçliler araçlar için yakıt üretmeye bile başladılar. Acı ama gerçek, 2011 yılında verilen “ÇED Gerekli Değildir Kararı” ile bu iki proje planlandı.
CEHENNEMİN KAPISI ÇATALAĞZI
Kirli hava ve asit yağmurundan kaynaklanan kanser ve solunum yolları hastalıklarında görülen inanılmaz artış nedeniyle hastaneler dolup taşmakta…Hastalar yeterli tedavi görememekten şikayetçi. Çatalağzı ve çevresindeki yoğun kanser olayları, yalnız büyükşehirlerde yer alan çocuk onkoloji servisinin açılmasına neden oldu.
Günde 30 bin ton kömürün yakıldığı termik santrallardan kentin üzerine her gün yedi buçuk ton kül yağıyor ve 30 kilometre çapındaki alana yayılıyor. Kükürtdioksit nedeniyle zaman zaman asit yağmurlarının görüldüğü beldede, santralların soğutma suyu ihtiyacı için günlük dört buçuk milyon metreküp deniz suyu, içinde doğal element ve canlılarıyla birlikte çekilmekte, sonrasında ise bir o kadarı içindeki kimyasallarla birlikte geri akıtılarak Karadeniz’i zehirlemektedir. Yüzey ısısında dört derece artış olan beldede deniz suyu ısısı da beş derece artış gösterdi.
Son araştırma, kirlilik nedeniyle yılda 8 milyondan fazla kişinin hayatını kaybettiğini ortaya koydu. Nüfusları sebebiyle bu gerçeği en fazla hisseden ülkeler Hindistan ve Çin.
DÜNYADA 8,3 MİLYON, TÜRKİYE’DE YILDA YAKLAŞIK 58 BİN KİŞİ ÇEVRE KİRLİLİĞİ SEBEBİYLE ÖLÜYOR
Türkiye çevre kirliliğe bağlı yılda 57.779 ölümle Avrupa’da 3. sırada…
Soluduğumuz hava, kullandığımız suyun kalitesi, sağlığımızı doğrudan etkiliyor. Kirlilik arttıkça, yaşam süresi de azalıyor.
Kirlilik ve kirliliğin sağlık üzerindeki etkileriyle ilgili çalışmalar yapan Global Alliance on HealthandPollution (GAHP), yeni bir analiz yayımladı.
Buna göre zehirli hava, su, toprak ve kimyasallara maruz kalmak, her yıl 8,3 milyon insanın hayatına mal oluyor.
Kirliliğin yılda HIV / AIDS, tüberküloz ve sıtmanın bir araya gelerek sebep olduğu ölümlerden 3 kat daha fazla insanı öldürdüğü konusunda uyarı var.
Ayrıca her yıl savaş ve diğer şiddet olaylarından 15 kat daha fazla kişinin, kirlilik sebebiyle hayatını kaybettiği belirtiliyor.
Çalışmaya göre, kirlilikten kaynaklanan tüm erken ölümlerin en az yüzde 90'ı düşük ve orta gelirli ülkelerde meydana geliyor.
CEHENNEMİN AĞZI FİLYOS/ZONGULDAK
Dünya Termik Santralleri Terk Ediyor,
Biz Yenilerini Açma Yarışındayız
Isı dengesi bozulan dünyamız iklim krizinin tam ortasında. 10 yıla kalmaz, dünyanın yaşanmaz bir yere dönüşeceğini söyleyen uzmanlar acilen kirliliğe neden olan uygulamaların terk edilmesini istiyor.
Siyasi iktidar, Karaelmas diyarı Zonguldak’ı, karaölüm diyarı Zonguldak’a çevirmenin hazırlıklarını bitirmek üzere… Var olan termik santraller yetmezmiş gibi, Zonguldak kıyı şeridinde 7 tane daha termik santral projesi planlanıyor. Bunlardan iki tanesi Filyos bölgesine kurulacak.
Termik santraller ormanları ve tarım alanlarını yok ediyor, su kaynaklarını tüketiyor. Havamızı ise solunmaz hale getiriyor. Zehir saçan bu santraller açılmasın!...
Uluslararası sözleşmelerle korunan Filyos Vadisi’nde doğal yaşam tehdit altında; bölgenin ekolojisi geri dönüşü olmayacak bir şekilde zarar görecek.
Zonguldak’ta ’’Filyos Vadisi Projesi’’ kapsamında bölgeye yapılan büyük bir limanın yanı başına demiryolu hatları, petrokimya tesisleri, termik santraller ve kömür depolama tesisleri gibi işletmeler açılması planlanıyor.
Türkiye’nin en değerli ekosistemindeki tarım toprağı üzerine ağır sanayilerin ve termik santrallerin yapılacak olması; iklim krizinin derinleşmesine neden olacak. Geleceğimizin teminatı olan tarım toprağı da yok olacak.
25 milyon ton stoklama sahasına sahip olan liman sahası; ithal kömür, endüstriyel çöp ve atıklarla dolacak. Zonguldak ili, kirlilik açısından uluslararası alanda da gözetim altındadır.
Zonguldak’ta geri dönüşü olmayan yıkım, kıyım ve kullanımın önüne geçmeliyiz. Zonguldak’ın havasına, suyuna, toprağına, ormanına sahip çıkan halkımızla yan yana, omuz omuza olmalıyız.
Siyasi iktidar ve yandaş sermaye işbirliği ile doğa ve yaşam alanlarımız, üzerinde talan ve yıkımın sistematik artışı artık canımıza tak etti. Yaşamı savunan ve geleceği kurtarma çabasını ortak hareketlilikle kuvvetlendirmek adına Zonguldak ÇevreÇalıştayını acilen toplamalıyız. Gün, söylem değil, eylem zamanıdır.Çalıştaysonuç bildirgesi eylem planına dönüşmeli.
TALANIN KARŞISINDA,
DOĞANIN YANINDAYIZ…
Her şey yaşanılası bir Zonguldak için,
Zonguldak’ta yaşayan insanlar, doğa ve tüm canlılar için, safları sıklaştıralım dileğimle, doğa da sevgiyle kalın.
Bahtı kara, gönlü aydınlık, güzel şehrim, ZONGULDAK
Faik Mekik, Devrek Kent Konseyi Başkanı