Advert
Advert
Advert
TARİH VE DOĞA ŞEHRİ KARS
Faik MEKİK

TARİH VE DOĞA ŞEHRİ KARS

Bu içerik 3865 kez okundu.

  

    Devrek Doğa Yürüyüş Grubu olarak, Doğu Ekspresi ile tarih ve doğa şehri Kars’a gitmek üzere Devrek’ten ilkbahar mevsiminin ilk ayının, ilk gününde yola koyulduk. Havaya ve suya düşen cemrenin etkisinden olacak ki; masmavi bir gökyüzünün orta yerinde parıldayan güneş içimizi ısıtırken çoktan Esürük rampasını aşarak Dorukhan Tüneli’ne ulaştık. 2 saat sonra, Başkentin Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilmiş en görkemli yapıtlarından biri olan Ankara Garı’na ulaştık. Gar binası içerisinde Atatürk Konutu ve Demiryolları MüzesiAnkara Açık Hava Buharlı Lokomotif MüzesiTCDD Demiryolu Müzesini kapalı olduğundan gezememenin hüznünü yaşadık.

   01 Mart 2020 Pazar günü saat 18.00’de Doğu Ekspresi ile 25 saat sürecek Kars yolculuğumuz başladı. Yürüyüş grubundan 22 arkadaş, örtülü kuşetli (Oda halinde 4 kişilik koltuklar ranza şeklinde yatak oluyor.) vagonda güle oynaya yerlerimize yerleştik. Hoş-sohbet eşliğinde şen-şakrak kahkahaların eksik olmadığı muhabbet ortamında yolculuğumuz sürüyordu. Arkadaşların kendi elleriyle hazırladığı yiyecekler, Halil İbrahim sofrası bereketiyle afiyetle yeniyordu. Çay ve kahve vazgeçilmezimizdi. Raylardan gelen takır—tukur sesinden bir gözümüz açık uyuduğumuzu sandığımız güzel ve bir o kadar da keyifle Ankara Garı’ndan başlayan yolculuğumuz sırasıyla; Kırıkkale, Kayseri, Sivas, Erzincan ve Erzurum güzergahını izleyen Doğu Ekspresi ile 1310 km yol aldıktan sonra son durak Kars’a ulaştık. Bizi karşılamaya gelen Alparslan’ın minibüsüyle 5 gece konaklayacağımız Kars Öğretmenevi’nin yolunu tuttuk. Muhabbet ortamına girmeden herkes günün yorgunluğunu atmak üzere odalarına çekildi. (2 Mart 2020)

9 Ayı Ayaz,

6 Ayı Beyaz,

3 Ayı Yaz,

Kafkas Diyarı KARS

   03 Mart 2020

KARLARLA DANS DİYARI SARIKAMIŞ/KAYAK MERKEZİ

   Kars’ta yeni bir güne başlamanın heyecanı ile yaptığımız sabah kahvaltısının ardından 55 km uzaklıkta, kış sporları ve kış turizmi bakımından Türkiye’nin önemli merkezlerinden biri olan Sarıkamış’a hareket ettik. İlk durağımız şehitlik oldu. 1. Dünya Savaşı’nda Enver Paşa komutasında 3. Ordu tarafından Sarıkamış/Kars’ın Rus işgalinden kurtarılması için başlatılan harekat sırasında Allahuekber dağlarında şehit olan askerlerimiz adına yapılmış olan şehitlikte duygu dolu anlar yaşadık. Şehitlerin önünde saygıyla eğildik.

    Katerinanın Köşkü (Av Köşkü): 93 Harbi olarak da bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda Rusların Kars şehrinde 40 yıl süren işgal sırasında Askeri Garnizon şehri ilan edilen Kars ve Sarıkamış ilçesinde yeni binalar inşa edilmiş. Halk arasında Katerina Köşkü olarak bilinen Av Köşkü özgün bir mimaride yapılmış, güzel bir yapı. Tarihi yapı koca ülkenin gözü önünde hangi akla hizmetle bilinmez tahrip edilmeye başlanmış bile… Öğleden sonra Çıldır Gölü’ne gideceğimizden köşkten bir an önce ayrılıp, soluğu Sarıkamış Kayak Merkezi’nde aldık. Telesiyej ile çıktığımız kayak merkezinde gözümüz kızak aradı. Bulduğumuzda ise koca koca insanlar birden çocukluk günlerine dönüverdiler. Uzun bir süre anılarda kalan çocukluğumuzu kızak kayarak yaşayıverdik.  Sarıkamış'ı diğer pistlerden ayıran özelliklerin başında bölgeye yağan karın cinsi ve oranı geliyor. Sarıkamış dışında sadece AIpler'de bulunan kristal karkayak sporu için son derece elverişli.

  ÇILDIR GÖLÜ

   Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük tatlı su gölüne ulaştığımızda ilk işimiz, sırt çantalarımızdan çıkardığımız yiyecek ve içeceklerle karnımızı bir güzel doyurmak oldu. Uçsuz bucaksız beyaz örtüye bürünmüş gölde atların çektiği kızaklarla buz tutmuş göl üzerinde turlamanın keyfini çıkardık. Buz üzerinde delik açıp balık tutmayı düşünsek de cesaret  edip buzu kıramadık. Türkiye’nin doğa harikası yerlerinden biri olan Çıldır Gölü’nde kısa yürüyüşlerin ardından aracımıza binip Kars’ın yolunu tuttuk.

   Kars’a doğru seyrederken karayolundan geçen tilkiyi birbirimize gösterirken, sürücümüz Özer’in yüzündeki mutlu ifade dikkatimi çekti.

-Hayırdır çok sevindin.

-Tilki görmek bizde uğur sayılır.

-Bizde de kara kedi görmek, uğursuzluk sayılır

-Biz de tavşan görmek uğursuzluk sayılır.

   Kaşgarlı Mahmut Kars kelimesi için: ‘’deve veya koyun tüyünden yapılan elbise ve karsak derisinden güzel kürk yapılan bir hayvan, bozkır tilkisi’’ demektedir.

   Aklıma Alevilerin tavşan yememesi geldi. Yüzyıllar öncesinden gelen tavşanın uğursuzluğu geleneğinin başka bir yansıması olabilir mi? Alevilerin tavşan yememesi…

   04 Mart 2020

ANİ ANTİK KENT

    Ani bir dünya; ama dünya bir Ani değil

   Kahvaltı sonrası, deneyimli rehberimiz Penbe Hanım eşliğinde kent merkezine 42 km uzaklıktaki, volkanik bir tüf tabakası üzerine kurulmuş bir ortaçağ şehri Ani’deyiz. İpek yolu üzerinde kurulan kentin Aslanlı kapısından giriş yaptık. Kapının sol tarafındaki patika yoldan önce Aziz Prikitch (Keçel) kilisesine ulaştık. Buradan vadiye doğru ilerlediğimizde Küçük Hamam ile vadinin yamacında yer alan Tigran Honents (Resimli) Kilisesini gezdik. Geldiğimiz patikadan geri dönerek, Büyük Katedral (Fethiye Camii), daha sonra Ebü-l  Manuçehr Camiine ulaştık. Tarihi kalıntıları gezerken, rehberimizin anlatımının etkisiyle zaman tünelinden geçerek Ani kentinde yaşamaya başladık. Camiinin önünden geçen patikadan İç Kaleye ulaştık. Oradan alışveriş yapmak için ana caddeye çıktık. Ana caddenin iki tarafına yerleştirilmiş olan çarşıları gezip, alışverişimizin yaptıktan sonra Büyük (Selçuklu) Hamamı, Selçuklu Kervansarayını geçip, Ebü-l Muammeran Külliyesi’       nde bir süre dinlendik. Şehrin batı yakasındaki yapılara ulaştık. Burada sırasıyla Ateşgede Tapınağı, Gürcü Kilisesi, Kral Gagik (Surp Krikor) Kilisesi, Kaya Şapeli, Poladoğlu Kilisesini gezdikten sonra Selçuklu Sarayı’ndan gelen yemek davetine icabet ederek bir güzel karnımızı doyurduk. Rehberimiz Pembe Hanımın sesiyle hayal dünyamızdaki gezinti sona erdi. Sonuç olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Uygarlığın beşiği Anadolu ve Kafkasya Coğrafyası…

   KARS

   İpek yolu üzerinde yer alması dolayısıyla kadim uygarlıkların bıraktığı tarihi eserler şehrin kültürel yapısını yansıtan önemli ayrıntılar arasındadır. Rehberimiz Penbe Hanım zengin tarih bilgisiyle Kars şehri hakkında bizleri bilgilendirdi. Adım adım Kars sokaklarını adımlamaya başladık. Havariler Kilisesi’ni, Taş Köprü’yü, Osmanlı dönemi hamamlarını ve Beylerbeyi Sarayını hayranlıkla gezdik. Kaleiçi mahallesinde; Evliya Camii’ni, Yusuf Paşa mahallesinde Yusuf Paşa Camii’ni ve Cumhuriyet Caddesi’nde sivil mimari örneklerini gördük. Akşam Hanımeli Kars Mutfağı’nda yöresel yemeklerin tadına bakarken, Karslı aşıklarını atışmalarını büyük bir neşeyle izledik.

5 Mart 2020

DOĞU ANADOLU’NUN EN BÜYÜK ŞEHRİ, ERZURUM

     Kahvaltı sonrası rotamızı Erzurum’a çevirdik. 3 saatlik bir yolculuğun ardından Erzurum’un simgelerinden biri olan Çifte Minareli Medrese ile şehir turumuza başladık.

   Erzurum’un tarihi zenginliklerini gezerken, Erzurum halkının vatan savunması için kadın/erkek top-yekün harekete geçmesi hafızamızda canlandı. 93 Harbi olarak bilinen Osmanlı-Rus Savaşı’nda Erzurum’u savunmaya koşan Nene Hatun’un destanlaşan kahramanlığı karşısında onu sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz. Erzurum Kongresi’nde manda ve himaye reddedilerek ilk kez ulusal bağımsızlığımızın koşulsuz olarak gerçekleştirilmesine karar verilmiştir.

   Anadolu’da bulunan anıt mezarların en güzeli, Üç Kümbetler diyebilirim. Cumhuriyet Caddesi’ndeki Erzurum Evleri, yörenin geleneksel ve kültürel yapısını tüm çıplaklığı ile sergiliyor. Erzurum’un tarihi zenginlikleri arasında yer alan Erzurum Kalesi’nin 4 kapısından biri olan İstanbul kapısından gezmeye başladık. Şehrin kaleden görünümü çok güzeldi. Erzurum’un tarihine eşlik eden Rüstem Paşa Kervansayı’nda biraz soluklandık. Bu eser, halk tarafından Taşhan olarak adlandırılıyor. Günümüzde ise dükkanların sıralandığı çarşı da oltu taşı satıcıları dikkatimizi çekti. Atatürk’ün 1919 yılında kongre için geldiği Erzurum’da kaldığı konak müze olarak düzenlenmiş. Erzurum’da kazılarda gün yüzüne çıkarılan tarihi eserlerin yer aldığı Erzurum Arkeoloji Müzesi’ni görmeden edemedik. Erzurum’da gezilecek yerler listemizde bir başka durağımız Yakutiye Medresesi. Tarihsel kalıntıları günümüze kadar gelmiş olan bu tarihi yapı, oldukça ilgimizi çekti. Karnımızın guruldaması ve üşümeye başlamamız bizi Cağ Kebabı yiyeceğimiz bir kebapçıya yöneltti. Koç Cağ da yediğimiz cağ kebabının tadı damağımızda kaldı.

   Alaca karanlıkta Erzurum’u ardımızda bırakıp, Nene Hatun Milli Parkı’nın yanından geçerken, bu vatan için toprağa düşenleri yad edip, Kars’a dönüyoruz.

6 MART 2020

   Öğretmenevinde yaptığımız sabah kahvaltısının ardından Kars Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’ne doğru yola koyulduk. Anadolu'ya geçişin merkezi olan şehir aynı zamanda uygarlıklara da tanıklık etmiş. Antik bir yerleşim merkezi olan Kars aynı zamanda İpek yolu üzerinde de yer aldığı için önemli arkeolojik eserlere de sahiptir. Ani Antik Kenti’nden çıkarılan eserler bizi binlerce yıl öncesine götürdü. Müzeden Kanlı Tabya’ya gitmek üzere ayrıldık. Yolumuzun üzerinde Fethiye Camii’ni gezdik. 19. Yüzyılın sonlarında Ruslar tarafından kilise olarak yapılan yapı, Cumhuriyet döneminde kapalı spor salonu olarak kullanılıp, 1985 yılında kubbe ve kulesi yıkılarak camii olarak ibadete açılmış. (Fethiye Camii)

   KARS KANLI TABYA

Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi

   Kanlı Tabya binası, 1803 tarihinde Padişah 3.Selim tarafından Yeni Tabya ismiyle yapılmış. 1828 yılında Rusların Kars’a yaptıkları bir gece saldırısında, tabyadaki askerlerin tamamı şehit edildiği için bu tabyanın adı KANLI TABYA olarak anılmıştır. Müzeye dönüştürülen tabyayı gezerken duygu dolu anlar yaşadık. Askerlerin annelerine, babalarına, kardeşlerine ve zevcelerine yazdıkları mektupları okuyunca gözlerimiz doldu. Vatan için gövdelerini siper eden kahramanlarımızın hatıraları önünde bir kez daha eğildik.

KARS KALESİ

   Türkiye’de bundan daha eski Türkçe isim taşıyan bir şehrimiz daha yoktur. Kağızman/Çamuşlu Köyü’ndeki 10 bin yıl öncesine ait kaya resimleri Kars ve yöresinin ne kadar eski bir yerleşim yeri olduğunu işaret ediyor. Kars merkezi gezmeye başlıyoruz. İlk önce kaleye çıkıp, şehri kaleden doyasıya izledik. İzlemekle kalmayıp; kale içerisinde 12. Yüzyıldan kalma Celal Baba Türbesi. Askeri koğuşlar, tarlalar ve cephanelik yer almaktadır. Kalenin 3 büyük kapısı var.

  1. Su kapısı (Çeribaşı Kapısı)
  2. Kağızman Kapısı (Ortakapı)
  3. Behram Kapısı (Ortakapı)

Fotoğraf çekimi sona erdikten sonra Kars Kalesinin eteğinde bulunan tarihi yapıları bir kez daha görmek için kaleden ayrıldık.Sırasıyla Osmanlı Evleri, Muradiye Hamamı, Mazlumağa Hamamı, Topçuoğlu Hamamını hızlı bir tempoyla gezdikten sonra Taşköprü’den Kars Kalesine baktığımızda kalenin ne kadar etkileyici bir görünüme sahip olduğunu gördük. Kars’ı daha yakından tanımak adına şehri sokak-sokak gezmeye başladık. Rus egemenliği döneminde taştan inşa edilen tek ve iki katlı, süslü çoğunlukla Baltık mimarisi tarzında yapılan binalara hayranlıkla baktık. Çoğu askeri binalardan oluşan 3000 yapıdan geriye 100 tane kaldığını öğrendik. Farklı uygarlıklardan günümüze kalan Kars’tan kaşar almadan dönmek olmaz, diyerek alışverişe başladık. Önceden belirlediğimiz Kars Kaşarı satış noktalarında peynir tadımına başladık. İlk defa tattığımız Malakan peyniri hepimize çok lezzetligeldi.

   Kars’ta yöresel gıda ürünleri: Bal, saçak peyniri, badele elması, Posof fasulyesi, Iğdır Kayısısı, kaşar peyniri, gravyer, tuluh/tulum peyniri, kaz eti, kavılca buğdayı, Kağızman uzun elması…

   Doğu Ekspresi ile seyahat etmenin bir ayrıcalık olduğunu yaşayarak öğrenmiş olduk.

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
ŞAİR VE YAZARLAR SAFRANBOLU’DA BULUŞTU
ŞAİR VE YAZARLAR SAFRANBOLU’DA BULUŞTU
  2 AY İÇİNDE HİZMETE GİRMESİ PLANLANIYOR
2 AY İÇİNDE HİZMETE GİRMESİ PLANLANIYOR