Reklamı Geç
Advert
Advert
Advert
Advert
OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E KUR’AN-I KERİM
Faik MEKİK

OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E KUR’AN-I KERİM

Bu içerik 6380 kez okundu.

    Sabah-akşam, yatıp-kalkıp salya sümük Cumhuriyet’imizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile arkadaşlarına ‘’ezanlar susturuldu, kur-an okunmaz hale geldi, bu memlekette’’ diyerek saldıran; Geçtiğimiz yüzyılın başında, İngiliz işbirlikçisi Derviş Vahdeti, Sait Molla, Dürrizade Abdullah, İskilipli Atıf gibi gericilerin torunları bilmezler ki dedelerinin tasfiyesi üzerine Cumhuriyet kurulmuştu.

    Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı bu çevrelerin televizyon ekranlarında yalan ve iftira atmaları altında yatan gerçek; şeriata dayalı bir din devleti kurup din sömürüsünü daha rahat yapabilecekleri bir ortam yaratıp, şaşalı bir yaşam sürmek.

    Gerçekte halk, Cumhuriyetle birlikte Kur’an okur hale geldi. İki elin arasına alınan Kur’an-ı Kerim öpülüp alına konularak yüksekçe bir yere konurdu.

Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Meali Cumhuriyet Döneminde Basıldı

    Osmanlılar döneminde sıradan bir insanının okuyup anlayabileceği bir Türkçe Kur-an çevirisi yoktu. Kırsalda yaşayan insanın el yazması Arapça bir Kur-an satın alma imkanı da yoktu. Çünkü, 1870’lere kadar Kur’an’ın matbaada basımı yasaktı. El yazması kur-an halkın satın alamayacağı kadar pahalıydı. 1850 yılından itibaren İran, Rusya ve Hindistan’da basılan kur-an kaçak yollardan Osmanlıya getirilerek ucuz bir fiyata satılıyordu. Yasaklama yoluna giden Osmanlı yöneticileri baş edemeyince 1873 yılında Kur’an’ın matbaada basılmasına izin vermişlerdi. Türkçeye çeviri yasağı Abdülhamit döneminde de devam etmiştir. 1908 yılında Abdülhamit istibdadının sona ermesiyle Kur’an-ın ayetleri tesfir adı altında çevrilmeye başlanmıştır. Peygamberimiz aracılığıyla tüm insanlara gönderilen Kur’an-ın ilk emri oku!... olmuştur. Bu emre rağmen yüzyıllarca Kur’an’ın matbaada basılıp dağıtımı malum kafalarca engellenmiştir. Yine aynı kafalar Türkçe mealini Cumhuriyet dönemine kadar engellemeye devam ettiler. Cumhuriyet’in ilanından sonra, TBMM’ inin desteği ile Kur’an’ın tercüme ve tefsiri işine girişilmiştir. Elmalılı Hamdi Yazır tarafından üstlenilen tefsir ve tercümeler 1935 ve 1938 yılları arasında basılmıştır.

BÜYÜK İMAM (İmam-ı Azam) Ebu Hanife

      Asıl olan, insanlığa mesaj vermek için inen Kur’an’ı Kerim’i anlayarak okumaktır. Önemli olan Kur’an okumaktır.Kur’an okumaktan maksat da gönderilen mesajı anlamaktır. Kur’an da Allah tarafından insanlar okusunlar, anlasınlar diye gönderilmiştir. Her şey niyete bağlıdır. (Büyük İmam ) İmam-ı Azam Ebu Hanife, meali Kur’an sayıyor ama zamanla insanlar onun geniş görüşünden ne kadar gerilere düşmüşler. Ebu Hanife, Emeviler ve Abbasiler döneminde yapılan haksızlıklara karşı çıktığı için hapse atılıp, işkence yapılarak şehit edilmiştir. Onu şehit eden zihniyetin şimdiki savunucularının peşinden koşan müritler, Hanefi Mezhebinden olduğunu unutup sözüm ona hoca diye geçinen tarikat liderlerinin dizlerinin dibinden ayrılmıyorlar.

HAİNLER İŞ BAŞINDA

      Dönemin Şeyhülislamlarından Mustafa Sabri Türkçe Kur’an’ın ibadetlerde kullanılacağı kaygısıyla Kur’an’ın Türkçe basılmasına şiddetle karşı çıkıyordu. O ve onun gibiler şunu demeye getiriliyorlar, halk Kur’an’ı anlayacak ehliyete sahip değildir, bu ehliyete sahip olan ulemanın halka dini anlatması gerekir. Tarikatlar varlıklarını bu düşünceyi esas alarak devam ettirmek istiyorlar. Bundan dolayıdır ki günümüz Cumhuriyet düşmanları, geçmişte Kur’an’ın matbaada basılıp Türkçeye çevrilmesine karşı çıkanlar ile aynı noktada birleşti.

       Reformcu kanadın temsilcilerinden Ubeydullah Efendi din bezirganlarını eleştiriyor. ‘’ Siz Kur’an’ın herkesin fehmine takrip olunmasını, tercümeyi tecviz etmeyerek caiz görmeyen Müslümanlardansınız, bizler ise, Kur’an’ın hitabı umumidir, her Müslüman onu anlamakla mükelleftir, kim olursa olsun, her Kur’an’ı anlayan elinden geldiği, dilinin döndüğü kadar o kitap-ı celili lisana tercüme edecek, herkes anlayacaktır diyen Müslümanlardanız. ‘’

      Milli Mücadele düşmanı Şeyhülislam Sabri Efendi, Milli Mücadeleye karşı sert önlemlerin alınmasını isteyerek, Nisan 1920 yılında Mustafa Kemal’e karşı yayınlanan ölüm fetvasına destek vermiştir, ayrıca Sevr Antlaşmasının kabulünü istemiştir.

      İşin enteresan tarafı ise, din düşmanı dedikleri Cumhuriyet yönetimi, Kur’an’ı Türkçeye çevirmek için bütçeler ayırmıştır, bugün siyasal İslam’ın baştacı yaptıkları Abdülhamit döneminde ise Kur’an’ı Türkçeye çevirmek yasaklanmıştı!...

       Evimizin bir köşesinde Kur’an’ı Kerim ve Türkçe Meali varsa, onu CUMHURİYET’e borçluyuz.

           

        

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
MÜZİNE, DEVREK PAZARINA İNDİ
MÜZİNE, DEVREK PAZARINA İNDİ
RÜŞTÜ ONUR’U ÖZLEMLE ANIYORUZ
RÜŞTÜ ONUR’U ÖZLEMLE ANIYORUZ