Günümüzün Kazıklı Voyvodalarının Yaptıkları
Esirleri kazığa oturtarak öldürdüğü için "Kazıklı Voyvoda" diye anılan Eflak Prensi Vlad Tepes’i aratmayan yeni Voyvodalar Cumhuriyet Alanı’nda kazıklarını çakıp, barışın simgesi güvercinlerin yaşam alanlarını yok etmenin peşindeler… Hele bunlardan bir tanesi var ki, akıllara ziyan. Metrelerce uzunluğundaki tabelasına güvercinlerin konmasını engellemek adına; tabelanın altını ve üstünü metal kazıklarla çevirmiş. Hani güneşli havada şemsiye verip, ekonomik havanın bozulmaya başlamasıyla toz dumanla ortaya çıkan fırtına sonrası yağmur yağmaya başladı mı? Verdiği şemsiyeyi gerİ alan bankalardan biri… Neler oldu? Bu insanlara da yüreklerini sevgiye kapatıp, cehennem cellatlığına soyundular.
‘’Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü’’ demiş Yunus Emre. Bu duygu Anadolu topraklarını öyle bir sarmış ki; Doğadaki tüm canlılara saygı duyan Anadolu’nu insanın yüreğindeki merhamet duygusunun yaşam bulduğu kuş evleri, mimari yapılarda yerini almış oldu. Kültürel mirasımızda önemli bir yeri olan kuş evlerini yaşatmak yerine, yapılara güvercinlerin konmasını engellemek için garabetler üretenler ortaya çıktı. Yazıktır, ayıptır, günahtır!... Bizler Kazıklı Voyvoda’nın çocukları değil; Anadolu toprağının çocuklarıyız.
MERHAMETİN SİMGESİ KUŞ EVLERİ
Osmanlı döneminden kalma cami, medrese, türbe, han, köşk ve saray gibi yapıların dış cephelerinde karşımıza çıkan kuş evleri…
Devrek’te barışın sembolü güvercinlere yapılan ikinci saldırı ile karşı karşıyayız. İlk saldırıyı 01 Ağustos 2017 tarihinde kaleme almıştım. Yeri gelmişken paylaşayım, dedim.
‘’16. YÜZYILDA BAŞLAYAN GELENEK, 21. YÜZYILDA DEVREK’TE EN ACIMASIZ BİÇİMDE YOK EDİLİYOR
Kabe’deki güvercinlerin beslenmesi,
Kutsal topraklar (Mekke ve Medine) Osmanlı idaresine geçtikten sonra, burayı özel bir statüde yönetmeye başlayan halife padişahlar, bölgenin her türlü işiyle yakından ilgilenmekteydi. Mekke’de Kabe’nin bulunduğu alandaki güvercinlerin beslenmesi için her sene Mısır ve Yemen’den darı getirterek güvercinlere atılması bir gelenek halinde asırlardır sürüp gitmişti.
16. yüzyıla ait belgede güvercinler için darı gönderilmesi padişah tarafından emredilmekteydi. 3 Mart 1898 tarihli belgede ise Mekke’de Harem-i Şerif (Kabe) içinde bulunan güvercinlere yem dağıtmakla görevli Seyyid Abdullatif Efendi’nin vefat etmesi üzerine, bu görevin ölen Abdüllatif Efendi’nin kardeşinin oğlu olan Seyyid Abdullah’a verildiği bildirilmektedir.
Osmanlıda görevi güvercinlere darı veren Seyyid’lerden, Devrek’te görevi güvercinlere darı verenleri engelleyen zabıtalara ne ara geldik.
Atalarımızdan bize yadiğar kalan bu güzel gelenek 21. yüzyıl Devrek’inde Belediye Başkanı Semerci’nin talimatı ile güvercinlere yem verilmesi yasaklandı. Güvercinler ölüme terkedildi. Allahtan duyarlı vatandaşların tüm engellere rağmen su ve yem vermeleri, umarım güvercin ölümlerini durdurur.
CUMHURİYET MEYDANI’NDAKİ GÜVERCİNLERİN CAN GÜVENLİĞİ YOK!...
Toplumsal değerlerimizi alt-üst ederek alandaki ağaçları kesen, alanı açık hava hamamına çeviren zihniyet, hamamın göbektaşı mermerlerini kirleten güvercinlere savaş açtı.
Yaşam alanları ortadan kaldırılan güvercinler çaresizlik içerisinde karınlarını doyurmak için meydanda dolaşıyorlar ve doğal olarak meydanı kirletiyorlar. Güvercinlerin su içip, yemlerini yiyebileceği bir ortam yaratılırsa güvercinleri açlığa mahkum etmekten hem de meydanın kirlenmesinin önüne geçilmiş olur. İstanbul Taksim ve Sultanahmet Meydanı ile Yeni Cami önündeki güvercinler, İstanbul’un en güzel fotoğraf karelerinin vazgeçilmezleridir.
‘’ Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var’’ sözü,
‘’Mağrur olma başkanım senden büyük Allah var ‘’ ile yer değiştirmeli…
Hiçbir makam, hiçbir koltuk kalıcı değildir!... ‘’
Gelen tepkiler üzerine sayın Semerci geri adım atmak zorunda kalmıştı.
ZALİMLİĞİN SEMBOLÜ TEL KAZIKLAR
Dünden Bugüne,
Merhamet duygusundan, zalimliğe
Kuş evlerinden, kuş tuzaklarına…
Olmadı; yakışmadı Devrek’imize,