Reklamı Geç
Advert
Advert
Advert
Advert
LAF LAFI AÇAR LAF DA KUTUYU AÇAR
Faik MEKİK

LAF LAFI AÇAR LAF DA KUTUYU AÇAR

Bu içerik 6549 kez okundu.

 

    Halife Yezid’in ordusu Medine’de binlerce kadına tecavüz etti, binlerce çocuk dünyaya geldi. O çocuklara evlad-ı harre denildi.

   Laf lafı açar, laf da kutuyu açar. Atasözünden hareketle Berna Laçin’in  ‘’ İdam çözüm olsaydı Medine toprakları tecavüzde rekor kırmazdı! Konuşturmayın şimdi beni! Bırakın artık bilim insanları, nörologlar, psikiyatrlar, psikologlar, toplum bilimciler, hukukçular el birliği verip çare üretsin. Devlet, tribün sesleriyle toplum inşaa etmez!” şeklinde tweet attı.

   Berna Laçin’in bu sözlerine atıfta bulunarak olaya mercek tutalım, dedik.

   İlk linç girişimi Alişan’dan geldi. ‘’Orada peygamber efendimiz yatıyor Berna hanım!!! Bu benzetme peygamber efendimizin yattığı yere bir hakaret!” tepkisini gösterdi. Bunu ardından Berna Laçin hakkında Savcılık soruşturma başlattı. Ardından Ahmet Hakan Hürriyet Gazetesi’nden olaya kısmen müdahil oldu ve köşesinden ses verdi. ‘’Her şeyden önce Berna Laçin’in verdiği bilgi, tam bir sallama, tam bir atmasyon! Medine topraklarında tecavüz rekoru kırıldığına dair tek bir kanıt bile sunmuyor. Bunun yerine sallıyor, atıyor.’’ Dedi. Yetmedi münasebetsizlikle itham etti. Allah’tan Barış Atay’a yaptığını yapmadı. Hedef göstermedi. Buna da şükür!...

   İslam tarihinden bi haber yobaz bozuntularına inat ilahiyatçı yazar Cemil Kılıç hakkında soruşturma başlatılan Berna Laçin’e  destek çıktı. ‘’ Sayın Savcı, bir İslam tarihim kitabı açıp okusun. ve “evlad-ı harre”; ne demek, eğer bilmiyorsa öğrensin.
   Halife Yezid’in ordusu Medine’de binlerce kadına tecavüz etti, binlerce çocuk dünyaya geldi.
O çocuklara evlad-ı harre denildi. Medine’de oldu bunlar” mesajını paylaştı.

İSLAM TARİHİNİN EN KANLI OLAYLARINDAN BİRİ, HARRE OLAYI!...

   Peygamber şehri Medine’ i yerle bir eden, yağmalayan, kadınlara tecavüz eden, peygamberin yanında savaşmış ve hayatta olan son sahabelerin,  Emeviler (Yezid) tarafından katledildiği olaydır.

   Bedir savaşında peygamberimizin yanında savaşan ve hayatta kalan son sahabelerin bu katliamda şehit oldukları kaynaklarda söyleniyor. katliamdan sonra sağ kalanların affedilmesi için halife'ye yani devlet başkanına biat etmeleri istenmiştir.

 Biat şöyledir:  "Yezid'in kulu ve kölesi olarak biat ettim" buna uymayanlar yani "Allah'ın kitabı ve peygamberi ne biat ederim" diyenler Müslim bin Ukbe tarafından verilen emirle katledilmiştir.

Oysa bilmezler ki Hz. Hüseyin katili Yezit Medine’yi kana bulamıştır.

Olaya bir de Yaşar Nuri Öztürk Hoca’nın kaleminden bakalım

‘’Hicri 63 (27 Zilhicce), Miladi 683 yılında, 27 Ağustos'ta meydana gelen ve İslam tarihinin en kanlı olaylarından biri olan "Harre Vakası", Arap-Emevi saltanat dinciliğinin işlediği bir sahabi  katliamıdır. Haçlı engizisyonundan birkaç asır önce meydana gelen bu katliam, kilise engizisyonuna ilham veren dinci cinayetlerin en büyüğüdür.

Emevi Arapçılığına karşı çıktıkları için, Peygamber kenti Medine'de, 80 küsuru sahabi olmak üzere, yaklaşık on bin kişi katledildi. Ödül olarak, "Peygamber kenti, üç gün boyunca Emevi katillerine mubah kılındı". Yani canilere, istedikleri her şey serbest ilan edildi. Bu serbestlik üzerine, yaklaşık 900 kadının ırzına geçildi. Bu tecavüzden doğan babası belirsiz çocuklara, İslam kaynaklan, "Harre Evladı" demektedir.
Bazı sahabiler, öldürülmedi ama ağır işkencelerden geçirildi. Bunlardan biri olan Ebu Said el-Hudrî sakalları tel tel yolunarak acılar içinde feryat ettirildi (İbn Ku-teybe; el-İmâme ve's-Siyase, 1/180-190).
Tüm bunlar, "Müminlerin halifesinin buyruklarına karşı çıkılıp din umuru fesada uğratılıyor; fesadı çıkaran asilerin din adına hizaya getirilmesi vaciptir!" gerekçesiyle yapıldı. Gerekçeyi belirleyen ve buyruğu çıkaran ise, "Allah'ın yeryüzündeki gölgesi ve müminlerin emiri" unvan-l   larıyla anılması yine bir "din buyruğu" haline getirilen Yezit (ölm. 64/683) idi. Hz. Hüseyin'in başını kestiren Yezit...
Harre olayının ayrıntılarına bakalım.
Medine civarında harre (volkanik arazi) diye anılan arazilerden biri olan Harre-tü Vâkım'da vuku bulan büyük çarpışma, Emevi kralı Yezit kuvvetleriyle "Peygamber kenti" Medine halkı arasında olmuştur.
Medine halkı, yönetimin zulüm ve ahlaksızlıklarına karşı çıkarak Yezit'in halifelik, yani devlet başkanlığı   ' makamından inmesini istedi. Bunu hilafete isyan sayan Yezit, Emevilere bağlılığı ve Peygamber evladına kiniyle öne çıkmış olan Müslim bin Ukbe (ölm. 63/683) komutasında büyük bir ordu oluşturarak Medine üstüne saldı.
Yezit ordusundaki asker sayısı on bin ila yirmi dokuz bin arası rakamlarla ifade ediliyor. Sahabi katili komutan Müslim'in yanında yer alan beş yüz kişilik kurmaylar kadrosu ise Rumlardan seçilmişti.
Onlara karşı çıkan Medine halk kitlesinin sadece imanları, iradeleri ve bir de şehit olma arzuları vardı. Teçhizatları, silahları son derece basit kılıç, pala ve sopalardı.
Katliam, yağmalama ve ırza tecavüzlerin ardından, halife Yezit için biat (halifeye bağlılık bildirme) tazelemeye geçildi. Katil komutan Müslim şu emri verdi:
"Biat şu şekilde olacaktır: Yezit'in kulu ve kölesi olarak biat ettim." Bazıları buna karşı çıkarak, "Allah'ın kitabı ve Peygamberin sünneti üzere biat ederim"
diye ısrar etti. Bu şekilde biat isteyenlerin tümü katledildi.
Müslim, kestiği sahabe başları ile esir sahabileri Yezit'e gönderdi. Yezit bunların karşısına geçip Uhud günü intikam şarkıları söyleyen İbnü's-Sib'arî'nin, Bedir'de öldürülen müşriklerin intikamının alındığını ifade eden bir şiirini okudu.
Müslim, Medine başarısının ardından hemen Mekke üzerine yürüdü. İbnüz Zü-beyr'in Kabe'ye sığındığını bahane ederek Beytullah'ı mancınıkla tahrip etti, daha sonra da ateşe verdi.
Yezit, en büyük ödülleri, ünlü sahabileri öldüren askerlere verdi. Tarihçi İbn Sa'd (ölm. 230/844), bu askerlerin bir süre sonra aynı Yezit'in emriyle öldürüldüğünü yazıyor. Bu tam bir Emevi-emperyalist taktiğidir:
Önce, özendirme olsun diye ödül, sonra, konuşmasınlar diye ölüm...
Bugün aynı taktiği; kendisine uşaklık eden "müttefikler"ine(!) ABD uygulamaktadır. ‘’


              Yaşar Nuri Öztürk                                                   31.08.2009

Harre de Öldürülenlerin Sayısı

Harre olayında öldürülenlerin sayısını 4000 ve başka bir görüşe göre 11700 veya 10700  olarak belirtmişlerdir. Öldürülenler arasında 700 Kur’an hafızı ve Peygamber Efendimizin  80 sahabesi de bulunmaktadır. O günden sonra Bedir’den geriye hiçbir sahabe kalmamıştır. Abdullah B. Hanzala ve oğulları da bu ayaklanmada öldürülmüştür. ( İbni Kuteybe, el-İmametu)

BU SAPIKLAR KİMDEN ETKİLENİP GÜÇ ALIYORLAR?

    Kadir Mısırlıoğlu’nun yere göğe sığdıramadığı Yezid,  komutanı Husayn B. Numey’i mancınıklar kurdurarak Mekke’i taşa tutup, Kabe’nin duvarlarını yıkıp yakmıştı. ‘’ Keşke Yunan gelseydi’’ sözüyle fesli Kadir Yezid’in yolundan gittiğini gösterdi.

   6 yaşında çocukla evlenilebileceğini, asansörde halvet olabileceği gibi skandal sözler sarf eden Sosyal Doku Vakfı Başkanı ve İlahiyatçı Nurettin Yıldız'ın aklı yine olmadık yerlerde...

   Çocuk gelinler ayrı bir utancımız.

   "6 yaşındaki çocukla nikahlanabilir" diyen Yıldız'dan sonra Kuytul da "Annen de olsa, diz kapağının üstü tahrik eder." açıklamasıyla şok etti.

   Kızları gömmek yerine boyunlarını kesselerdi"

    Aczmendi Şeyhi Müslim Gündüz'ün, İslamiyet öncesi cahiliye devrinde kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesiyle ilgili bir dini sohbette cemaate söylediği sözler kan dondurdu.

   Dokuz yaşında kız çocuğu ile evlenilebilir, diyen resmi makamları hangi kefeye koysak, almaz.

   Listeyi daha fazla uzatıp mide bulandırmanın alemi yok!...

   Kadını ikinci sınıf vatandaş ve cinsel obje olarak gören zihniyet değişmedikçe bu sapıklıklar çoğalarak devam eder.

  

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
 “KUTLAMA DEĞİL ANLAŞILMAK İSTİYORUM” YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ YAPILDI
“KUTLAMA DEĞİL ANLAŞILMAK İSTİYORUM” YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ YAPILDI
14 YILDIR YOKSUN BABA!
14 YILDIR YOKSUN BABA!