Çam Bayramı, Türklerden (Hunlardan) Hristiyanlara geçti. Adı Noel oldu.Türklerin Çam Bayramı, Noel Bayramı olarak dünyaya yayıldı.
Türkler tek tanrılı dine geçmeden önceki inançlarımıza göre yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyordu…
Türkler bu ağaca o dönemlerde “hayat ağacı” diyorlardı…
21-22 ARALIK GECESİ
TÜRKLERDE YENİ YIL – NARDUGAN BAYRAMI= ÇAM BAYRAMI
Bu ağaç, motif olarak bütün halı, kilim işlemelerimizde vardır. İnsanların koruyucusu, sakallı ve kaftan giymiş olarak Gök Tanrısı Ülgen sarayından geceyi, gündüzü ve Güneş’i yönetiyor. Türklerin inanışında çok önemli olan Güneş gecelerin kısalıp, gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık’ta gece, gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra da gün, geceyi yenerek zafer kazanıyor.
Bu, Güneş’in zaferini ve yeniden doğuşu, büyük şenliklerle akçam ağacı altında kutlanıyor. Güneş’i geri verdi diye Gök Tanrı Ülgen’e dualar ediyorlar. Duaları Tanrı’ya gitsin, yılı iyi geçirdik diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrı’dan… Bu bayram için hazırlıklar yapılıyor. Evler temizlenip yiyecekler hazırlanıyor. Gök Tanrısı Ülgen’in kardeşi Erlik de o gün sırtında Türklere mahsus olan kürkü, kemeri, başında başlığı ve Türklerin icat edip giydiği çizmeler ile hediye dağıttığı düşünülüyor.
Bu Noel Baba kıyafeti eski Türk kıyafeti Geyik Sibirya’da yaşayan Türkler için kutsal… Türkler bu bayrama ÇAM BAYRAMI diyorlar. Ve inançlarına göre Nardugan (Çam Bayramı) eş, dost, akraba gibi yakınlarla bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır ve yeni gün uğur getirirmiş…
NOEL BAYRAMI
22 Aralık’ta Güneş’in doğumu 24 Aralık’a alınarak adına Noel Bayramı ( İsa’nın doğuşu-Christmıs) diyorlar. Çam süsleme ise İsa’nın doğumundan yüzyıllar sonra 1605 yılında Almanya’da başlayarak tüm Hristiyan ülkelere geçiyor.
Türklerin Çam Bayramı, Noel Bayramı olarak dünyaya yayılıyor.
Türk Mitolojisi'nde Hayat Ağacı
Hayat Ağacı dünyanın merkezini sembolize eder. Yer altı, yeryüzü ve gökyüzünü dikey bir merkezde birleştirir. Kutlu bir dağın tepesinden yükselerek cennete ulaştığına inanılır.
En önemli özelliklerinden biri meyvesiz oluşudur. Ama bu beslemediği anlamına gelmez tersine gövdesinden ve dallarından çıkan öz suyuyla besleyen bir ağaçtır Hayat Ağacı. Bu anlamıyla onu minik bir bebeğin annesine benzetmek yanlış olmayacaktır. Bir anne fedakarlığıyla kendisine ihtiyaç duyan tüm canlıları ayakta kalıncaya kadar besler. Ve onun özsuyu, anne sütü gibi en faydalı besindir.
Doğumun ve ölümün simgesidir bu nedenle…
Çocuğu olmayan kadınlar onun köklerinin dibinde Tanrı’ya yalvarır, onun doğurganlığı ve besleyiciliğine sığınarak teselli bulmaya çalışır.
Mezarların başına ağaç dikmek de yine ölüleri onun kollarına bırakmak, ona emanet etmekle eşdeğerdir.
Türklerin ağaca adak için bez bağlaması bu çağlardan geliyor.
Geleneklerin, kuşaktan kuşağa bazı değişikliklere uğrayarak günümüze kadar geldiğine tanıklık eder.
Gök Kurt ve Gök Geyik gökte doğmuşlardır. Yeryüzündeki kurt sürülerini idare eden kurtlara gök kurt, geyik sürülerini idare eden geyiklere gök geyik denir. Bazı Türk halkları soylarının kurttan, bazıları geyikten türediğini kabul eder. Cengiz Hanın ilk ataları, Eril nitelikte olan gök kurt ve dişi bir geyiktir.
Nahıl, üzeri yaprak, çiçek, meyve, renkli kâğıt ve
mumlarla donatılmış olan bir süs ağacıdır
Osmanlı'da da ağaç süslemelerinin yapıldığını belirten Sinan meydan, saray düğünlerinde, bal mumundan yapılarak gelinin veya sünnet çocuğunun önünde götürülen "nahil" adı verilen süslü ağaçlar olduğunu söyledi.
"Osmanlı'da özellikle saray düğünlerinde bal mumundan yapılarak gelinin veya sünnet çocuğunun önünde götürülen süslü ağaçlar vardır. Bunlara "nahil" denir.
Osmanlı'da sünnet veya gelin alayı önünde ve yanlarında taşınan nahiller çeşitli büyüklüktedir. Alayın önünde götürülen nahillerin yüksekliği 9 ile 25 metre arasında değişir.
ÇAM BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!...