Romanlar, dünyanın hemen her tarafına dağılmışlardır. Eskiden göçebe bir hayat sürdürmeleri, daha çok müzisyenlik ve el sanatları gibi mesleklerle geçinmeleri ortak karakteristik özellikleridir. Oysa bugün, çoğu Romanlar yerleşik bir hayat sürdürdükleri halde, yaşadıkları hemen hemen tüm ülkelerde toplum dışına itilip ezilmektedirler. Romanlar, Nazi döneminde yüzbinlerce kurban vermiştir.
Romanların hayat koşullarının iyileştirilmesi, sosyal ve hukuki asgari standartlara erişebilmeleri için bir seferberlik başlatılmalıdır. Bunun için öncelikle;
Romanlar yaşamın her alanından dışlanıyor. Eğitim alanında, sağlık alanında iş konusunda çok mağdurlar. Yaşam koşullarının iyileştirilmesi için seferberlik başlatılmalı...
ROMAN AÇILIMI SÖYLEMDE KALDI
Her seçim öncesi siyasetçilerin ilgi odağı olan Romanlar ayrımcılık ve ötekileştirmeye maruz kalıyorlar. Hala verilen onca söze rağmen açılımdan bu yana sorunların çözümünde bir arpa boyu yol alınamadı. Bu topraklarda 1000 yıldan bu tarafa beraber yaşadığımız romanlar eğitimde yoklar, istihdamda yetersiz, sağlık ve barınmada görünmezler. Bir çok sosyal alanda birleşme, bütünleşme sorununun daha konuşulmadığı, yoksulluğun diz boyu olduğu bir ortamda yaşam mücadelesi veriyorlar. Artık vaatlere karınları tok, sorunlarının bir an önce çözülmesini istiyorlar. Romanların yokluğu ve yoksulluğu üzerinden siyaset yapılmasını istemiyorlar. Yetti cana imana diye bağırıyorlar. Ama duyan yok. Sanırsınız siyasilerin kulakları sağır olmuş.
ROMANLAR BELEDİYE YÖNETİMİNDEN NE BEKLİYOR?
Romanlar yaşamın her alanında dışlanıyorlar. Eğitim alanında, sağlık alanında ve iş konusunda... Belediyenin buna karşı savaşması gerekiyor. Romanların hayat koşullarının iyileştirilmesi için seferberlik başlatılmalı...
Cumhuriyet Alanı’ndaki ağaçların kesilip, parkın kaldırılmasını parkta oturan romanların oralarda oturmalarını engellemek için kestirildiğini umarım roman kardeşler unutmamışlardır.
Çetin Başkan’la dertlere derman olma zamanı geldi. Eğitime özel önem verilerek, özellikle roman gençlerin ilköğretim sonrası lise ve üniversiteye girebilmeleri için çaba sarf edilmelidir. Romanlar hakkında toplumdaki ön yargıların kırılması için çalışmalar yapılmalıdır. Roman kimliğini yaşatabilmek için güçlü ve kendi kitlesine bağlı sivil toplum örgütlerinin ortaya çıkması gerekmektedir. Roman vatandaşlar arasında birlik ve beraberliğin sağlanması, ardından sorunların takibi, çözümü aşamasında beraber ve ortak akılla harekete geçilmelidir.
Kültürel, sosyal ve ekonomik bakımdan ihmal edilip, toplum dışına itilen romanların durumlarının iyileştirilmesi için acilen harekete geçilmeli.
Yoksulluğu önlemek yerine yardım dağıtılıyor.
Yakın süreçte yapılacak yerel seçimlerde yine Romanların kapılarının çalınacağını ve oy isteneceğini hatırlatan Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Turan Şallı “Romanlar yerel yönetimlerden ne bekliyor?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Romanların yaşadıkları yerlerde çok ciddi alt yapı sorunları var. Kentsel dönüşüm nedeniyle evlerinden olan insanlar var. Bunların yanlarında sosyal ihtiyaçları var. Romanların en büyük sıkıntılarından birisi de yoksullukla mücadele. Ancak bu insanlar bir şekilde bir şeylere alıştırılmış. Hükümetin sosyal politikaları kendine göre siyasi bir mekanizmayla hareket ediyor. Romanların birçoğu sosyal yardımlarla hayatını idame ettirmeye çalışıyor. Devlet burada Romanların yoksulluğunu önlemekten ziyade yardım politikalarıyla işini götürüyor. Bunun da yanlış olduğunu düşünüyorum. Gariban, eğitimsiz ve alıştırılmış bir toplumdan söz ediyoruz. İnsanlara soruyorum, ‘Kocam hapiste, anama bakım parası alıyorum ben hükümetten memnunum’ diyor. Yoksulluk kültürü içerisinde yetiştirilmiş, bezenmiş bir toplum var. Sosyal gerçekliğin içerisinde duvarın arkasında kalan Çingeneler var.” Dedi.
Dışlanmışlık, damgalanma, yoksulluk... gibi sosyal özellikler ön plana çıkıyor. Çözüm olarak, romanlar konusunda dışlanma ve ayrışmalığın ortadan kaldırılması, iyi eğitim almaları sağlanmalı, yaşam koşullarının iyileştirilmesi... Kültür yapılarının korunarak, yaşadıkları yerlere daha iyi hizmet sunulması, ileriye dönük iyileştirme planlarının yapılması, acil olarak en yoksul kesimden başlayarak, sorunlarına çözüm bulunmalı.
Çözüm olarak, yerel yönetimin daha fazla ilgi göstermesi gerekir. Mahallenin tüm sorunlarının tartışıldığı bir ortam yaratılmalı. Romanların yaşadığı sıkıntıların anlaşılmasının ve tüm sorunların ve çözüm önerilerinin ifade edilebileceği toplantılar düzenlenmeli. En kısa zamanda roman sorunlarının masaya yatırıldığı istişare toplantısının en kısa sürede toplanması gerekir.
Bergamalı Roman (Filiz) şiir tadında ne istediklerini özetlemiş
‘’Güzel bir hayat geçirelim., evlerimiz olsun.
Çoluğumuz çocuğumuz görüyor, yetişiyor,
Ne isteyelim ki iş istiyoruz, eğitimli gençlerimiz olsun, iş sahibi...’’
Sonuç olarak, insan onuruna aykırı bir şekilde ayrımcılığa maruz bırakılmaya son verilmeli, hem de kültürel, sosyal ve ekonomik bakımdan ihmal edilen / toplum dışına itilen Romanların durumlarının iyileştirilmesi için gerekli girişimlerde bulunulmalı ve bir an önce uygulamaya konmalıdır.
SEV KARDEŞİM ELİNİ VER BANA
YAŞASIN ROMAN KARDEŞLİĞİ!...